Selahattin Şimşek bu ilin yetiştirdiği en değerli düşünürlerin başında gelen bir özdeyiş ustasıdır…
Eski belediye başkanı rahmetli Ünal Ozan, onunla siyasi görüşü taban tabana zıt bir belediye başkanı olmasına rağmen, görevi sırasında aşağı kattaki asansörün kapısının hemen kenarına, onun şu unutulması mümkün olmayan dizelerini asmıştı…
Bu hali onu daha sevilir ve saygın yapmıştı, muhafazakâr çevrelerde…
İşte o özdeyiş hiç aklımdan çıkmaz, ne zaman bir musibet gelse insanın ya da ülkenin başına…
“Nasihetlerin uslandırmadıklarını, musibetler döve döve dize getirir.”
Şimdi bu söz nerden ve neden geldi aklına da böyle bir başlık koydun derseniz…
Son olarak ülke gündemine oturan Hendek’teki havai fişek fabrikasının patlamasıyla 10’a yakın çalışanın hayatını kaybettiği, yüzden fazla yaralının olduğu, 65 kilometrelik mesafede “deprem oluyor” etkisi oluşturan patlama, ilin ve ülkenin gündeminde de bomba etkisi yarattı…
İşte öylesine müthiş bir musibet, geçmiş patlamalar hatırlandığında, ders alınmadığını gösteriyor…
Bu haliyle sadece ölenlerin ve yaralananların yakınlarını değil, tüm ülkeyi yasa boğdu…
İki yüze yakın çalışanın ekmek teknesi olan fabrika, öyle görülüyor ki ne kadar tedbir alınırsa alınsın, en ufak bir ihmali bile affetmeyen ölümcül bir risk taşıyor ve sanırım bunu bilmeyen yoktur bu şehirde… 
İşte bu nokta üzerinde durulmadığı şeklinde bir kanaat oluştu kamuoyunda…
Fabrikanın sahibi Coşkun ailesi ister birlikte isterse de ayrılsın, bu iş kolunu benimseyen, üzerinden ticaret yapan, tanınmış bir aile olarak bilinir ilimizde…
Başlarına gelen musibet öyle kolay karşılanır olmaktan çıkmış görünüyor…
Onları çeşitli şekillerde suçlayanlar olacaktır, hiç kuşkusuz…
Bu işin doğasında vardır böylesi tenkitler…
Bütün bunlarda haklılık payı olsa da acıları, kederleri paylaşmak yoluyla hafifletmek, özellikle şu aşamada yüreklerdeki yangınların hararetini azaltacaktır…
Bilinir ki acılar paylaşılınca azalır…
Tehlike arz eder hali devam eden patlamanın izleri tümüyle silinsin, can ve mal kaybı netleşsin, hatanın nereden ve nasıl kaynaklandığı çıksın ortaya…
Sonra salim kafayla değerlendirilsin önü, arkası patlamanın…
İşletmenin sahipleri işte böyle zor bir dönemden geçiyor…
Gelelim yazımızın başlığına ve rahmetli Selahattin Şimşek’in özdeyişine…
Çeşitli zamanlarda benzer patlamalarla can ve mal kaybına yol açmışken, böylesine büyük risk taşıyan bir müessesede neden gereken kalıcı ve kesin tedbirler alınmaz…
Ne eksik bırakıldı, önlem olarak alınmayan nedir de bu acı olayla, yıllar sonra bir kez daha karşı karşıya kalındı…
Nedir bu büyük patlamanın altında yatan nedenler…
Bu soruya verilecek cevap, bırakın fabrikayı, yüreklerde oluşan yangını söndürebilecek mi!
Böylesine sıkıntılı ve zor bir gündem oluştu, her iki cephede…
İçinden çıkılması zor bir acılar yumağı var orta yerde…
Çöz çözebilirsen!
Patlamayı duyar duymaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla olay mahalline gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, bir gün sonrasında incelemelerde bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, milletvekilleri, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, SBB Başkanı Ekrem Yüce, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, sendikacılar ve tüm imkanlarıyla anında olaya müdahale eden resmi-özel tüm kurum ve kuruluşlara, gösterdikleri fedakar çalışmalarıyla dikkati çeken her bir personele ayrı ayrı “peygamber çiçekleri” gönderiyoruz…
Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar, müessese sahiplerine ise “Geçmiş olsun” diyerek kolaylıklar diliyoruz…