Ülkemiz ne zaman kendisine layık görülen yaşam modelinin dışına çıkıp özüne dönmek ve de kendi göbeğini kendi kesmek istese, tıpkı son günlerde olduğu gibi türlü sıkıntılar gelir başına…

“İçte ve dışta her zaman ve zeminde hazır bir şer kıtası” vardır; alır görevi, gelir üstümüze üstümüze…

Tıpkı bugün ve on beş yıldır yaşadığımız benzerleri gibi…

Kim nasıl ve ne şekilde izah eder dövizdeki süratli iniş çıkışı…

Hatırlayın, 28 Şubat dönemini…

Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocanın 8 aylık mucizevi başarısına “dur” diyen post modern darbenin içimizdeki kahramanları (!) bile sonunda yapılan işin yanlışlığını itiraf etmemişler miydi!

İşte bu zinde, bürokratik ve askeri güçler ne zaman ki etkinliğini yitirmeye koyuldu; başladı milli ekonomiye dönüş ve de kalkınma…

Bu defa dış güçler girdi devreye, ellerindeki farklı argümanlarla gelmeye başladılar üstümüze…

Bir rahip üzerinden yürütülen son oyun bu…

Özellikle “milli savunma” adına başlatılan ve kısa sürede faydası ortaya çıkan Güneydoğu ve sınır ötesinde ordumuzu başarıya götüren güç karşısında şaşkına dönen dünyanın jandarması ülkeler, bu şahlanışın önüne çeşitli yollarla ve yaptırımlarla gelmeye başladı yeniden…

Bugün kambiyo yoluyla yani döviz kuruyla oynayarak ülkemizde panik oluşturmak, bu yolla devleti dize getirmek istiyorlar, sudan bahaneler ileri sürerek…

Onların dünya hakimiyetinin devamından yana tavır koyanların döviz oyunları ile kurduğu tuzak ne ilktir ne de son olacaktır…

Nasıl ki kısa zaman önce oluşturdukları suni kriz ülkemizi teğet geçtiyse bugün de öyle olacağı inancı var içimizde…

Yeter ki biz bu büyük saldırıya toplumsal refleksle karşı çıkıp önlem alabilelim…

Bu amacı ve hedefi belli krizlerden kurtuluş isteniyorsa eğer takip edilecek yöntem bellidir…

Bizim insanımızın böyle sıkıntılı süreçlerde kendine yakışan ve gerektiğinde uyguladığı bir yol vardır…

O da “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır” anlayışıdır…

Evet…

Ayranımızın kabaracağı zorlu gün, hafta ve aylar bekliyor bizleri…

Şimdi atıp türlü çekişmeleri bir yana, kol kola girme zamanıdır…

Bizim insanımız benzemez bir başka ülke insanına…

Bugün bu birliktelik ve dayanışmaya en fazla ihtiyaç duyulan günleri yaşıyor ülkemiz…

15 Temmuz gecesini görüp yaşayıp da böyle düşünmemek mümkün mü!

Yine benzer fakat silahı farklı bir savaşın eşiğindeyiz…

Hak ve hakikatten yana olanlar kaybetmiş görünseler de kazanan taraftır daima…

Örneği çoktur bunun…

Türk’ün ferasetinden habersiz olanların kazanamayacağı günlerde buluşmak ümidiyle herkese ve her kesime “Peygamber çiçekleri” gönderelim istedik…