Büyükşehir’in geleceği diye bir yazı kaleme aldım. Bu yazıya ilişkin bir hayli yorum ve öneri geldi. Öneriler içerisinde ilgi çekici olanı bir meslektaşım tarafından geldi.
Bayram izni süresince Amasya-Safranbolu-Bartın gezisi içerisinde dikkatini çeken anısını paylaştı. Bu uygulamanın bizim şehrimizde niçin yapılmadığını ya da buna niçin dikkat edilmediğini ısrarla dile getirdi.
Gezdiğim bölgelerde hangi lokantaya girsem bölgenin broşürü vardı, hangi markete girsem yerel ürün vardı. Bu sayede hem bölgelerini tanıtıyorlar bir taraftan da yerel ekonomilerini güçlendiriyorlar, istihdamlarına da katkı sağlıyorlar.
Meslektaşımın anlattığı bu tablodan etkilenmedim desem yalan olur. Şehrin geleceğinin planlanması için de yer alması gereken ve üzerinde hassasiyet gösterilmesi gerektiği düşüncesine kapıldım.
Turizme sunulacak alanlarımızın çok olduğunu görünce bu alanda ne kadar eksik kaldığımızı da görmek mümkün. Taraklı evlerinden başlayarak Acarlar Longozuna kadar geniş bir alanda hizmet sunma imkânına sahipken niçin doğru planlama ile bunları yapma imkânını değerlendirmeyiz.
Yerel üretimde oldukça güçlüyüz, bu alanda güçlü sanayi tesislerimiz var. Üretilen yerel ürünlerin daha da ön plana çıkarılarak, yerel ekonominin güçlü kılınması ve bu sayede de istihdamın arttırılması çokta mümkün. Bu hususta planlama yapmak, üretim ve tüketim bilincini geliştirmek şehrin geleceğinin planlanması içerisinde azımsanmayacak bir yer alır.
Marka şehir oluşturmak, kendi markaların ile mümkün. Bu aynı zaman da şehrin kimliği ile de doğru orantılı. Tarihsel derinliği bugüne taşımayı becerebilirsek marka bir şehir de oluşturmuş oluruz.
Bu anlamda bilinçli bir toplum oluşturmak ve hep birlikte hareket edebilme kabiliyeti geliştirmek, şehrin geleceğini de doğru planlamalı olacaktır. Turizmden, üretime kadar yerel motiflerin öne çıkarılması marka şehrin temelini hiç kuşku yok ki oluşturacaktır.
[email protected]