Bugün güçlü firmaların sponsorluğu olmasa, çoğu yabancı yani ithal sporculardan oluşan Sakarya Büyükşehir Basketbol Takımı’nın yaşaması, hiç de kolay olmaz…

Futbolda bir dönem ilk turu geçip ikinci turda Almanya’nın Frankfurt takımına elenen Sakaryaspor gibi, bugün iki yıldır başarılı bir performans sergileyip Avrupa kupalarında tur mücadelesi veren Büyükşehir Basketbol Takımı’nın başarısı, bana 1960’lı yılların tümüyle yerli sporculardan oluşan İdmanyurdu takımı ile ezeli rakibi Adagençlik Basketbol takımının Sakarya gecelerine renk ve heyecan katan karşılaşmalarını hatırlattı bir kez daha…

Önceki akşam şehrimizde oynanan rövanş maçında, İsviçre’de 2 sayı farklı yenildiği rakibi Freiburg Olimpik takımına kendi sahasında üstünlük kurması beklenirken, (52-76) farklı yenilen Büyükşehir Basketbol takımının tek bir yerli oyuncusu olmayışı dikkati çekti…

Oysa o dönem, Sakarya şampiyonluğu için bugün Büyükşehir Belediyesi hizmet binası olarak kullanılan Adapazarı Lisesi’nin, sağlık merkezinin olduğu bölümündeki beton basketbol sahasında karşı karşıya gelen İdmanyurdu ve Adagençlik basketbol takımları kadrosu, hep yerli sporculardan oluşuyordu…

O dönem iki takımın maçlarını, salonlara sığmayacak kadar kalabalık seyirci topluluğu izlerdi…

Açık havada, beton zemin ve tahta tribünler önünde oynanan karşılaşmanın heyecanı bir hafta öncesinden başlar, maç sona erinceye kadar da sürüp giderdi…

Bugünün imkanları ile o dönemin takımlarını malzeme, saha, çalışma koşulları ve harcanan para yönüyle mukayese etmek, kelimenin tam anlamıyla komik olur…

O takımların bugünkünden tek farkı ve üstünlüğü, kazanmak için para pul yerine, sadece forma aşkını tercih etmeleri idi…

Yenilen takımın okullarda ve şehirde mağlubiyetten kaynaklanan üzüntüsü günler, haftalar sürerdi…

ATİLLA TAPŞIN VE İBRAHİM ÖZÜSEVEN

Sakarya amatör basketbol dünyasında, bu iki basketbolcuya ayrı parantez açmak zorundayız…

Şu anda İstanbul’da kızının evinde sağlık sorunlarıyla boğuşan Atilla Tapşın, oynadığı lise ve İdmanyurdu takımları için büyük kazanç ve avantaj sağlardı…

İki metreye yaklaşan boyuyla, yıllarca amatör anlayışla mücadele ettiği basketbolda oyuncu olarak değil de koç olarak para kazanan, efendilik, asalet, sevgi ve saygı gibi, bir sporcuda zor bulunur özelikleriyle Atilla Tapşın “Sakarya amatör basketbolunun babası” olarak bilinir, sevilir ve sayılır…

Bugün dahi onu tanıyan çevrelerde, bu bakış açısı değişmiş değil…

Yeşil kırmızılı takımın bir diğer sevilen ve de başarılı basketbolcusu ise “tek el” ve “uzaktan attığı şutlarla” her dönem “sayı krallığına” aday performans sergileyen İbrahim Özüseven idi…

O da yanlış bir tedavi sonucu yürüme zorluğu çeken bir eski sporcu olarak sürdürüyor hayatını…

Nezih Emiroğlu, Çetin ve Tümay takımın değişmez oyuncuları olarak, bu iki güçlü oyuncunun işini kolaylaştıran, “Allah’ını seven yerden oynasın!” şeklinde sloganla her dakika takımının yanında olan rahmetli dişçi Lütfü Yaman’ın sevdiği basketbolcular olarak kaldı hatıralarda…

Çetin’in nerede ve nasıl olduğunu bilmediğimizi koyarsak bir kenara, Atilla Tapşın, İbrahim Özüseven, Nezih Emiroğlu ve sadece basketbolda değil, İdmanyurdu futbol takımında Sarı Muammer, Aslan Burak, Enver Konuk, Azmi Tavşan, Sadettin Tuzlakoğlu, İbrahim Darcan (Abiç), Kara Aytaç, Abaza Hüsnü, Metin Fıçıcıgil gibi bu camianın unutulmaz futbolcularının yer aldığı o güçlü futbol takımının da en gözde golcüleri arasında yer alırdı Tümay…

O şimdi Balıkesir’de yaşarken, Atilla Tapşın, Nezih Emiroğlu ve İbrahim Özüseven Adapazarı-İstanbul arası yaşantılarına devam edip gidiyor…

Bu Pazar Filesi’ni gündeme getirmemiz, bugün Avrupa sahalarında mücadele eden Sakarya Büyükşehir Basketbol Takımı ve tribünlere sığmayan pota hayranı taraftarların oluşturduğu coşkulu havadan kaynaklanıyor…

O güçlü İdmanyurdu’nu başarıdan başarıya taşıyan dünün basketbolcuları arasında olup yaşayanlara nostaljik duygularla sağlık, mutluluk; vefat edenlere yüce Mevla’dan rahmet dileyerek boşaltalım istedik Pazar Filemiz’i sizler için bir kez daha…