Büyükşehir Belediyesi tarihi Sabit Efendi Konağı’nı aslına uygun bir şekilde yeniden inşa etti…

Aynı şekilde Cevat Bey’in Çark Caddesi’ndeki köşkünün bire bir aynısı yapıldı ve özel bir işletmeye devredildi…

Geçtiğimiz günlerde eski Reji Sokağı’nda bulunan Alicanlar Konağı’nın yine Büyükşehir Belediyesi’nce restore edileceği bilgisi verildi…

Lakin 1913 senesinde Adapazarı İslam Bankası olarak hizmete açılan, daha sonra Türk Ticaret Bankası olarak varlığını sürdüren bina hala atıl bir vaziyette bekliyor…

Eskiden sahipliğini SSK ve Ticaret Bankası’nın yaptığı bina şu anda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda (TMSF) bulunuyor…

Birkaç kez satışa çıkarıldı lakin yüksek fiyat nedeniyle alıcı bulamadı…

Bir ara zamanın İl Özel İdaresi bu binayı alacak dendi, bir şey çıkmadı…

SATSO öncülüğünde bina şehir müzesine dönüştürülecek dendi, olmadı…

Gele gele bu günlere kadar geldik…

Güzelim bina senelerdir kendisine uzanacak yardım elini bekliyor…

Bir asırlık bina, usta dokunuşlarla yeniden hayat bulacağı günlerin özlemini duyuyor…

“Kurtarın beni” diye haykırıyor adeta…

Devlet sizsiniz, hükümet sizsiniz; davul sizde, tokmak sizde; para sizde, yetki sizde, güç sizde…

Duyun bu binanın çığlığını!

Sakarya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, güçlü sivil toplum kuruluşları bu çağrıya kulak verin…

Devlet, devletten bir bina satın alacak, çok zor bir iş olmasa gerek…

Harika bir şehir müzesi olur…

24 saat açık fevkalade bir kütüphane olur…

Opera binasına dönüştürülebilir…

Serdivan’daki fikir sanat akademisi benzeri bir işlev görebilir…

Bu işi devlet çözemezse STK’lar devreye girebilir…

Onlar da halledemezse zengin işadamlarımız bu binaya talip olabilir…

Örneğin ben çok zengin bir adam olsaydım burayı satın alır ve şık bir restorana dönüştürürdüm…

Rezervasyonla girilebilen, içinde bir oda orkestrasının hafif batı müziği icra ettiği, büyük Çin halıları ve dev bir avizesi bulunan ve Türk ve Dünya mutfağından özel mönülerin yer aldığı bir restoran…

Bunun için hiçbir masraftan kaçınmaz ve muazzam bir işletmeyi vatandaşların hizmetine sunardım…

İsmini de Fazilet Lokantası koyardım…

 

 

 

 

BÜYÜK BAŞKANLARIN BÜYÜK PROJESİ OLUR

Yerel seçimlerin üzerinden 2 yıl geçti…

Zaman zaman belediye başkanları ile bir araya geliyor ve geçen sürenin değerlendirmesini yapıyoruz…

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, 16 ilçe belediyesinin icraatlarını masaya yatırıyoruz…

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu yatırımlarına doludizgin devam ediyor…

Ama bence en önemli icraatı bütün etaplar tamamlandığında Sakarya Park Projesi olacak…

Erenler Belediyesi kentsel dönüşüm projesini tamamladığı an büyük bir projeye imza atmış sayılacak…

Aynı şekilde Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar 54. Cadde’yi hizmete açtığında tarihe adını yazdıracak…

Bunların hepsi büyük projeler…

Diğer belediyelerde var mı böylesi projeler?

Benim bildiğim kadarıyla yok…

Asfalt atalım, kaldırım ve tretuvar düzenlemesi yapalım, çöpleri toplayıp çiçek ekelim, bakalım işimize…

Hepsi hikâye, hepsi alelade, hava cıva işler bunlar…

Büyük hedeflerin olacak, ses getirecek projelere imza atacaksın…

Sıradan, basit, herkesin yaptığı 150 tane iş yapacağına, kimsenin düşünemediği, dört bir yanda ses getirecek bir tane büyük projen olsun…

Boğulacaksan büyük denizde boğul…

Kurbağa göllerinde bacak vurma!

DENENMİŞİ DENEMEK

Sakaryaspor’un kongresi önümüzdeki ay yapılacak…

Piyasada birçok kişinin ismi başkanlık için geçiyor…

Yerel adaylar da var, ulusal ölçekte isimler de…

Her dönem aynı masalları dinleyip duruyoruz…

Falanca işadamı kulübün başına geçecek, cebinden para verip Sakaryaspor’u uçuracak…

Tabii yersen!

Zamanında ünlü işadamı Erol Aksoy kulübü aldı da ne oldu?

Bir ara Cem Uzan talip oldu, İlhan Cavcav talip oldu, neden vermediniz?

Alınca olmuyor, istenince verilmiyor; aynı döngüde dönüp duruyoruz…

Selahattin Aydın kaç kez başkan oldu, son gelişinde başarılı olamadı; o zaman gidecek…

Halit Evin, vakti zamanında kulüp başkanlığı yaptı, ne verdi Sakaryaspor’a?

Vedat Yaşlıca başkan oldu da Sakaryaspor’da ne değişti?

Geçmişte başkanlık yapmışların ve de ütopik isimlerin bu kulübe vereceği hiçbir şey yok…

Kiminde para var beceri yok, kimi iyi yönetici ama futboldan anlamıyor, futboldan iyi anlayan var ama cebinde parası yok, kimisi çok kabiliyetli ama bazı duvarlara tosluyor; böyle çıkamayız işin içinden…

Geçende de yazdım, yine söylüyorum…

Elini cebine atacak, gönlü bu şehirle ve bu şehrin takımıyla atacak, futboldan anlayacak, niyeti halis, dürüst, ahlaklı ve de tercihen yerli isimlerle bu kulüp kurtulur…

Bunun haricinde kim gelirse gelsin kendi reklamını yapmak için gelir…

Yeni bir soluk, yeni bir heyecan, yeni bir dinamizm lazım bu takıma…

Alanında profesyonel, işi bilen adamlar lazım…

Yönetim işini yapacak, sportif direktör işini yapacak, her iş ehline verilecek…

Heyecanını kaybetmiş, miadını doldurmuş isimlerle bu iş yürümez…

Yine, “O senin adamın, bu benim adamım, parayı ben veriyorum, ben ne dersem o olur” gibi muhabbetlere girerseniz bu takıma yazık edersiniz…