Etrafımızda akan kanın petrol, toprak, boğazlar gibi güç ve para arzusundan kaynaklandığını zannetmek büyük İsrail projesi karşısında cahil kalmak demektir…

Emeli ve niyeti asırlar öncesine dayanan Osmanlı’yı parçalamalarından sonra hız kazanan bu plan, bir güç değil iman meselesidir…

Her bir Yahudi bilir ki kutsal topraklara hâkimiyet onlar için farzdır…

Sıkıntı şu ki bu ibadetin (!) bile kendileri için İlahi bir emir olmaktan çıkıp şeytani bir hedefe doğru kayması bugünün Siyonizm belasını netice verdi…

Hedef sapınca olan samimi Yahudi ve Hıristiyanlara ve de Müslümanlara oldu…

İlahi emirler gitmiş, yerine tüm dinleri imha projesi gelmiştir yoksa petrol, para bunların hepsi oyalamadır...

İşte bu yüzden bu savaşlar bir dinler savaşı değil, din ve dinsizler savaşıdır…

Çünkü İslamiyet’i yıkmak en büyük hedefleri olsa da Hıristiyanlığı ve Museviliği yok etmek de en büyük gayeleridir…

O yüzden Batı medeniyetini para, içki, uyuşturucu ile insanlıktan da, dinden de çıkarmışlardır…

Yapılmak istenen dinsizlik dinidir ki amaç şeytanın yaratıcısına karşı insanı insanlıktan çıkarmaktır...

Peki, biz bunun neresindeyiz: Ta içindeyiz!

Büyük plan İslamiyet’e karşı çünkü bilirler ki bir adam
İslamiyet’ten çıkarsa hiçbir dine tabi olmaz…

O yüzden biz de sürekli safları sıklaştırmaktan bahsederiz…

İslam birlikteliği kalabalık olmak için bir gövde gösterisi değil, imanı kaptırmamak adına menfezleri kapatma birlikteliğidir ve bu zamanda farz kadar önemlidir...

Fakat görüyoruz ki biz bu birlikteliği siyaset kurumlarından bekliyoruz: Onlar devletleri bir araya getirecek, Ayasofya’yı açacak ve her şey bitecek. Kudus alınıp gelecek, birliktelik sağlanacak…

Yanılıyoruz: Özellikle siz hocalar, şeyhler, cemaat sahipleri, ülkemizin genelinin mensup olduğu gruplar… Evet, sizler...

Müslüman bir araya gelmedikten sonra İslamiyet bir araya gelmez; bunu böyle bilin…

Artık “Ben oy verdim, sen düzelt” döneminde değiliz…

Sizler kürsülerinizden aşağıya inmedikten sonra, kendi mescitlerinizden başka mescitlerde de namaz kılmadıktan sonra, birbirimizin takkesi ile, sarığı ile, kot pantolonu ile uğraşmayı bırakmadıktan sonra İslam birlikteliği olmaz...

Elin gâvuru ülkeyi yıkmak için sokakları sözde dindaşlarla birlik olup yakıp yıkarken bir arada oluyor da sizler niye bir arada olup “Bizde buradayız” diyemiyorsunuz?

Oy atmak ile biter mi bu iş?

Soruyorum: Neden Ankara’da bomba patladığında şeyhler, alimler, hocalar meydanı doldurup biz henüz yıkılmadık demedi?

Taksim’de neredeydiniz?

“Efendim biz dua ediyorduk. Hem biz siyasete karışmayız” mı diyeceksiniz?

Siyaset toplum yönetme sanatıdır ve de en büyük siyasetçi Efendimizdir (Sallallahu aleyhi vesellem)…

Kargaşalarda ne yapılır, boykot nasıl edilir, nasıl konuşulur, nasıl yürünür, toplum nasıl harekete geçirilir; hepsinin onlarca örneği var iken nerede sizin sünnete uygun haliniz?

Size devlet yönet denmiyor ki!

Toplum ve savaşın sünneti yok mu?

Ey hocalar umreye gittiğiniz kadar Taksim’e, İstiklal’e, Ankara’ya gitseydiniz dünya bizim halen birlik olduğumuzu çoktan anlardı…

Sizleri göremedikleri için halen uğraşıyorlar, bunu iyi anlayın…

Efendiler bu din savaşı ve savaş sokaklarda…

Boykot ile, protesto ile, bildiri ile, yürüyüş ile veriliyor savaş, kürsüden anlatmakla dünya sizin ciddiyetinizi görmez...

Avrupa’da en ufak bombalamada neden tüm dünyanın devlet başkanları ve milletleri meydanları dolduruyor zannediyorsunuz…

Mesaj açık: Başaramadınız!

Bizde neden meydanlar dolmuyor, neden cemaatler bir arada bir iş yapamıyor?

Dikkat edin, Ortaçağ’ın din savaşları gibi olmaktan vazgeçilmeli…

Düne kadar ayrı olan insanlar nasıl bu zamanda aynı amaç için kol kola banka önlerinde, şirket kapılarında, meydanlarda bu millete posta koyuyor?

Din savaşı dediğimiz bir zamanda din adamlarımız ortada yok, nasıl din savaşı bu?

Ey hocalar meydan muharebesi meydanda olur ama “Provokasyon olur, kan dökülür, ajanlar vardır” demeyin…

Olsun, o zaman da yetiştirdiğiniz adamlarınızın kaç kuruşluk olduğunu anlarız, nasıl gaza geliyorlarmış görürüz...

Yakın bir zamanda göreceksiniz ki Ankara gibi olaylar artacak,  maden bahanesi ile yapılmak istenen de daha sonra yapılacak olanlar hakkında bir provadır, dikkat edin!

Bir ülke savaşta iken tüm bölgelerde isyanların çıktığı tek dünya devletiyiz…

Ortadoğu bataklığı ile uğraşırken aynı Osmanlı’ya yapıldığı gibi vilayetlerde isyan çıkarıp imtiyaz almak için harekete geçilecek…

Bunlara karşı misli ile cevap sokaklarda Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) usul ve erkanına göre olur…

Bilmiyorsanız bilenlere sorun efendiler…

İnin kürsülerden, biraz sokaklara çıkın...

“Ayasofya’yı açın birlik olalım” sözleri yalan; aynı camide, aynı safta, aynı masada, aynı faaliyette birlikte olamayan Müslüman Ayasofya’da da birlikte olmaz…

Ayasofya’nın maneviyatı bunu kabul etmez...