Sakaryaspor’un Süper Lig’de oynadığı 5 yıllık süre öncesi, o zamanki adıyla İkinci Lig’de mücadele eden kadrosunda yer alan ünlü futbolcular arasında kaleci Hazım Cantez’in yeri bir hayli farklıydı…

Kasımpaşa’da oynadığı yıllarda bir kalecide aranan şartlara eksiksiz sahip fiziği ve sergilediği performansıyla dikkati çeken kaleci Hazım, Fenerbahçe kalesini koruduğu yıllar sonrasında belki de kariyerinin en olumlu devresinde 40 metreden yediği bir gol nedeniyle gözden düşüp adı “kumbara’ya” çıkınca, Sakaryaspor’un cazip teklifiyle yeşil siyahlı formaya hizmet dönemine başlamıştı…

Güçlü fiziği ve güven veren performansıyla Sakaryaspor’da başarılı bir dönem geçiren Hazım, aynı zamanda takımın kaptanlığını da yapıyordu…

Tam anlamıyla örnek bir profesyonel futbolcu olarak Sakarya seyircisini stada çeken Hazım sadece içerde değil, deplasmanda bile rakip takımların maçlarına olan ilgiyi katlıyordu…

O dönemlerde Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe takımlarında oynayıp da İkinci Lig’e giden oyuncu sayısı parmakla sayılacak kadar azdı…

O nedenledir ki seyirciler, gelen takımlardan çok Hazım’ı seyretmek için doldururdu stadı…

Kasımpaşa ve Fenerbahçe’de uzun yıllar oynayıp da bir alt lige gelen ünlü bir başka kaleci de yok sayılırdı…

O da kendine gösterilen bu olağanüstü ilginin karşılığını vermede önce insan olarak olgun bir tavır, sonra da ünlü bir kaleci olarak sergilediği futbolla ideal bir kaptan olmayı başarmış, eski fakat eskimeyen bir sporcu olarak gelip geçti Sakaryaspor’dan…

BEŞİR VE MUSA, SAPANCA’NIN FUTBOLDAKİ YÜZAKI

1960’lı yılların ikinci yarısında giydiği yeşil siyahlı formanın hakkını vermede üzerine düşen ve ününe yakışan bir grafik çizip, futbola yine Sakaryaspor formasıyla yaptığı bir jübile maçıyla nokta koyan unutulması zor kaptan Hazım’ın takımda güvendiği futbolcular arasında Sapancalı Beşir Belat ile rahmetli Musa Çetiner başta gelirdi…

Şehir stadının toprak zemininde bir maç öncesi birlikte görülen Hazım, Musa ve Beşir bir tatlı ve unutulmaz anı olarak yer aldılar Sakaryaspor tarihinde…

Hazım ile Musa aramızdan ayrılıp vefat edeli yıllar oldu…

Yeşil siyahlı forma altında şu sıralarda hasta olduğunu duyduğumuz, benim de kuruluş kadrosundan takım arkadaşım olan İsmet Kahyaoğlu (Pıçır) ile birlikte yaşayan bir başka futbolcu da Beşir Belat’tır…

Halen Sapanca’daki evinde istirahat eden Beşir Belat’ı çok yönlü bir futbolcuydu…

Güreş ve atletizm, futboldan sonra ilgi duyduğu alanlardı…

Her iki konuda da başarılı bir geçmişi vardır Hacı Beşir’in…

Onu sevmeyen, takdir etmeyen insan “yok” denilecek kadar azdır…

Terzi Zeki, Çilli İsmail, santrahaf Mustafa, Didi Nizam, Salih Kılıç, sanayici Rahmi, Selçuk Kara gibi daha pek çok tanınmış futbolcuyu bağrından çıkaran Sapanca’da Beşir ile Musa’ya farklı bir bakış açısı ile verilen önem, öyle kolay anlatılır gibi değildir…

Hafta sonu filemizi bu defa “yiğit” lakabıyla anılır deyip, “Kumbara Hazım” ile onun takım arkadaşı, kendisi gibi rahmetli Musa Çetiner ve halen Sapanca’da hayatını sürdüren Beşir Belat’a ayırdık…

Vefat edenlere rahmet, Beşir Belat’a sağlık ve mutluluk dileğiyle boşaltalım istedik filemizi sizler için bir kez daha, nostaljik duygularla…