Sapanca ilçesi Yanık Mahallesi'nde "Crazy Ahmet" olarak tanınan 50 yaşındaki Ahmet Kezer, ormandan topladığı çürümeye yüz tutmuş ağaç ve ağaç köklerini birbirinden farklı objelere dönüştürüyor. Doğanın sadece üst güzelliklerini değil altındaki güzellikleri de görmeyi keşfettiğini söyleyen Kezer, ”Burası benim kendimce geliştirdiğim bir hobi atölyesi. Burada doğadan topladığım ağaç ve ağaç köklerinden oluşturduğum kendime ait bir dünya var. İnsanlar sadece doğanın üst güzelliklerini gördüğünden dolayı ben de doğada olmayı, doğada gezmeyi ve doğadaki güzellikleri görmeyi çok sevdiğim için toprağın altındaki güzelliği keşfettim. Ben de Allah'ın oluşturduğu toprak altındaki güzellikleri insanlara sunmayı amaçladım. Tamamen toprağın altından çıkan ağaç köklerinin insanların hayatlarında nasıl bir güzellik kattıklarını fark etmeleri için böyle bir dünya kurdum. Buradaki ağaç köklerinin doğada yaşam hayatları bitmiş ve hiçbir şekilde hiçbir ağaca zarar verilmeden buraya getirilmiştir. Ben hepsini inşaat alanları, dere yataklarından topluyor ve bu hobi atölyemde işliyorum” dedi. 

"TOPRAĞIN ALTI DA GÜZEL" Hiçbir ağacın dokusunu bozmadan ufak dokunuşlarla dekorasyon için kullanılabilir objeler haline getirdiğini anlatan Kezer, ”Gündüzleri ormanda geziyor, topladığım ağaç köklerini atölyeme getirip kendimce yorumluyorum. Hiçbirinin doğal dokusunu bozmadan ev için kullanılacak değişik objelere dönüştürüyorum. Bu güzellikleri istedim ki insanlar da görsün ve anlasınlar sadece toprağın üstünün güzel olduğunu değil, altının da güzel olduğunu bilsinler. Çok keyifli ve kendinizi dinlendirebileceğiniz bir uğraş. Ben yaklaşık 2000 yılından beri bu uğraşın içindeyim. Düşünün doğada geziyorsunuz ve ağaç köklerini buluyorsunuz, kendinizce dokunuşlar yapıyorsunuz ve bunun sonucunda ortaya kendinizin oluşturduğu güzel objeler çıkıyor” diye konuştu. 

"ODUN PARÇASI DEĞİL"
Ağaç köklerinin doğru dokunuşlarla doğru şekilde sunulduğunda odun parçasından bir objeye dönüştüğünü söyleyen Kezer, ”Burada mutluyum, çünkü ticari bir kaygım yok. Buradaki düşüncem insanlara biraz da olsa toprağın altına bakmayı öğretmektir. Sakaryalı insanlarımızdan çok Sapanca'ya gezmeye gelen insanların ilgisi daha fazla. Çünkü Sakaryalı hemşirelerimiz doğanın içindeler ve bunun farkında değiller. Onlar için bu nesneler sobada yakılacak birer odun parçası gibi ama doğru dokunuşlarla, doğru şekilde sunulduğu zaman onların da ilgisini çekmeye başladı. İnsanlarımız, sıradan bir masa, sıradan bir sehpa, hep fabrikasyon olan nesnelere alışmışlar ve burada fabrikasyon hiçbir şey olmadığı için gördüklerinde şaşırıyorlar. Ben burayı 2000 yılında kurdum ve o zamandan beri kullanıyorum. Sakarya’da da bu tür oluşumlar popüler olmaya başlamış” dedi.  

"DOĞAMIZA SAHİP ÇIKMAMIZ GEREK"
Ağaç köklerini toplarken doğaya zarar vermediğini ve doğaya zarar verilirse bir sonraki nesillerin bu doğayı göremeyeceklerini vurgulayan Kezer, ”Atalarımız çok güzel bir yere yerleşmişler, ben de burada yaşıyorsam, bunun hakkını vermek istiyorum. Bunun hakkı da doğayı anlamaktan geçiyor. Bizim doğamızdan başka bir şeyimiz yok ve buna sahip çıkmamız gerekiyor. Biz bunları toplarken doğaya zarar verirsek bizden sonra gelecek olan nesiller bu doğayı göremezler. Ben bunları toplarken kesinlikle doğaya zarar vermiyorum. Zarar vermediğim gibi de bunları toplayarak insanların doğaya bakışlarını değiştirmeye çalışıyorum. Bazı şeyler vardır hayatta bir kere olur, bu sebeple doğayı anlayın, doğayı sevin ve emin olun doğa da sizi sevecektir” dedi. 

Editör: Haber Merkezi