Bu yazıyı okumadan önce lütfen elinizi kalbinizin üzerine koyun.
Vicdanınızı dinleyin.
550 tane milletvekili özellikle vicdanının sesini dinlesin.
Oğlum var tam 3 yaşında. Her baba gibi benim de ona inanılmaz bir bağım var. Çok da iyi anlaşıyoruz. Özellikle son 5-6 aydır arkadaş gibiyiz çünkü beni daha iyi anlıyor. Yavaş yavaş büyüyor. Büyüdükçe yetenekleri gelişiyor. Mesela son 6 aydır çok güzel resim yapıyor. Geçen okulundan onu alırken bana resmini gösterdi. Babacım bu resmi senin için yaptım dedi. Benim için tarif edilemez bir mutluluktu bu. Kısacası 2 yaşından sonra daha bir arkadaş oldum oğlumla. Daha bir baba oğuluz artık.
Ama 21 yaşındaki şehit Jandarma Er Burak Mevlut Tütüncüoğlu’nun 2 yaşındaki oğlu benim oğlum kadar şanslı değil. Babasına resim yapamayacak mesela, onlar baba oğul olmayacaklar. 2 yaşında babasını uğurladı al bayrağa sarılı tabutuyla. Yapılan resmi törene Bakan gelmiş, Komutan gelmiş, protokol oradaymış anlamaz ki küçük Ömür, amcasının kucağında uyuya kalmıştı her şey den habersiz. Tabutun önündeki resmi evlerinin duvarına asacaklar. Büyük bir gururla ve onurla bakacak babasına. Ama sadece dar bir çerçevede görecek babasını. Kokusu olmadan. Elini tutamadan. Şehitlik mertebesine ulaşmış babası gibi dik duracak o da. Adı da ne kadar güzel değil mi? “ Ömür” babasının ömrü uzun olmadı ama kendisinin ömrünün uzun olması dileğimiz.
Ömür’ün geleceğini soruyorsanız eğer 30 senede şehit olan aslanlarımızın hikâyesi ile çok fazla benzerlik görürsünüz. Şehit askerimizin durumu pek de iç açıcı değil. Anne baba ayrılmış. Burak Mevlüt, Ankara’da kardeşi ve annesiyle birlikte yaşıyor. Anne ise kuaför yani geçim durumu vasat. Ömür ise şimdi babaannesi ve amcasına emanet kuaför dükkânından elde ettikleri gelir ile geçinmek zorundalar.
Şimdi biz övünüyoruz. Rekorda kırıyoruz. Mesela 2011 yılında kişi başına düşen Milli gelirimiz 10.444 dolar. Yani kişi başına zenginlik oranımız artıyor. Ama ben şimdi düşünüyorum şehit düşen Mehmetçiklerin hikâyelerini okuyorum ve onların ailelerinin kişi başına düşen Milli gelirine bakıyorum 1000 dolardan bir nokta fazla olmadığını görüyorum. Zaman buldukça www.terorsehitleri.com adlı siteyi lütfen ziyaret edin orada şehitlerin hikâyeleri ile karşılaşacaksınız. Saldırıya uğradıkları yerlerin isimlerini göreceksiniz ve hikâyelerden kişi başına düşen milli gelirlerini çok rahat tahmin edeceksiniz. Tıpkı Sakarya’mızdan verdiğimiz şehit Birol Elmas’ın hikâyesi gibi. Şehit olduğunda elektriği kesikti ekonomik durumu yoktu ödeyememişti ailesi. Foça’da şehit olan şehidimizin cebinden 50 TL çıktı. Teskeresini alabilseydi bayramda çocuğuna bayramlık alacaktı.
Bu uçurum bir tesadüf mü? Kişi başı Milli geliri 10.444 dolar olan bir ülkede şehitlerin hikâyeleri neden hep hüzünlü ve şehit düştükleri iller, karakollar neden hep aynı? Garibin talihi olsa gerek herhalde ya da garibin bahtsızlığı!
Yanlış anlamayın bu, 30 yıl boyunca süren vatanı uğruna canını feda etmiş şehitlerimizin yaşam öyküsü. Her sene bıçak kemiği dayanır bizde, kararlılıkla terörü bitireceğiz açıklamalarını okuruz medyadan tam 30 senedir. Yeter artık değil mi? Artık dayanacak kemikte yok, ana yüreği de
Mübarek Ramazan ayındayız. İftarlar yapıyoruz. Sahurlar yapıyoruz. Teravih namazlarımızı gönül rahatlığı ile kılıyoruz. Dualar ediyoruz Yüce Yaradan’a. Midemizden çok gözümüz doysun istiyoruz. Hakkâri’de Geçimli Karakolu’na saldırı sahur vakti yapıldı biliyor musunuz? Terör Ramazan dinlemedi. Mübarek günler demedi. Terör hain yüzünü tekrar gösterdi. Vatan koruyordu Burak Mevlüt Tütüncüoğlu tıpkı diğer 5 Mehmetçik gibi. Annesi verdi en güzel cevabı “ANNE ÖLMEDEN EVLATLAR KURUMAZ”
Şimdi 550 milletvekiline sesleniyorum. Artık ortak hareket edip kararlı tavırlarını ortaya koyup çözüm yollarını halkın önüne sunmalılar. Kapılar ardında yapılan toplantılar sorunu çözmüyor bunu hepimiz görüyoruz. Ortak Terör ile mücadele Stratejisi istiyorum. Bu strateji bir partiye has değil, meclisin stratejisi olsun. Bu şiddetin partisi ya da ideolojisi yok. 15-16 yaşında kızların eline bomba tutturan bir zihniyetin önüne bir an önce geçilmelidir.
Başka Ömür’ler yetim kalmasın. Onlarda babaları için resim yapabilsinler. Daha bir baba-oğul olsun gencecik bedenler.
Değerli şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un şair ve romancı Mithat Cemal ile müşterek eseri olan 3. Orduya yazdığı bir marştan şu son dörtlükle yazıma son vermek isterim.

Bu vadiden ki milyonlarca ah ve inilti yükseldi.
Bu deryadan ki kanlardan korkunç sırlar yükseldi
Bu topraktan ki dağ dağ mezar olan hürler yükseldi.
Bugün mağrur alınlar kalkarak fikirler yükseldi.
Vatan anıtındır, bin güneş batsın siyah olmaz.

Haftaya tekrar buluşmak dileğiyle…