Yüce Allah’ın “Allah kesinlikle size adaleti, iyiliği, akrabaya vermeyi emreder ve sizi hayâsızlıktan, fenalıktan, taşkınlıktan meneder. O size öğüt veriyor ki, belki anlayıp tutarsınız”, “Sizin taşkınlığınız sadece kendi aleyhinizedir” “Sonra yine kendisine karşı taşkınlık yapılırsa, Allah kesinlikle ona yardım edecektir” sözleri ve bir Müslümanın yahut bir kâfirin üzerine kötülüğü kışkırtmamak.

Hadis kitabı Buhârî’de ki bir bab başlığı şöyledir: “Müslümanın yahut bir kâfirin üzerine kötülüğü kışkırtmamak”. Bu konuda nakledilen bir hadisi şerifi okuyup düşünmeli ve gereken dersleri çıkarmalıyız. Sözü uzatmadan hep beraber hadisi şerifi okuyalım.

. Hz. Âişe -Allah ondan razı olsun!- şöyle dedi: Hz. Peygamber -sallellâhu aleyhi ve sellem- kendisine, hanımıyla ilişki kurmadığı halde ilişki kurduğunun hayal ettirildiği bir halde şöyle şöyle bir süre geçirdi. Hz. Âişe sözünün devamında dedi ki; bir gün bana; “Ya Âişe! Şüphesiz Allah bana, hakkında açıklama istemiş olduğum bir iş hususunda açıklamada bulundu. (Şöyle ki,) bana iki adam geldi, biri ayaklarımın yanına, diğeri de başımın yanına oturdu. Ayaklarımın yanında olanı, başımın yanında olanına; “Bu adamın nesi var?” dedi. O da; “Kendisine tıbb yapılmış!”dedi. -”Kendisine büyü yapılmış!” demek istiyor.- “Peki ona kim tıbb yapmış? (Sihir) ” dedi. Öbürü; “Lebîd b. A’sam!” dedi. “Peki ne ile (yapmış?)” dedi. Öbürü de; “Zervân Kuyusu’nun içinde iri oturak taşının altında bir tarak ile tarantıda kurumuş erkek hurma kapçığı ile (yapmış!)” dedi. Derken Hz. Peygamber -sallellâhu aleyhi ve sellem- bu kuyuya geldi ve şöyle buyurdu: “İşte bana rüyamda gösterilmiş olan kuyu budur. Etrafındaki hurma ağaçlarının tepeleri, sanki şeytanların baş­ları gibidir! Suyu da sanki kına ıslantısı gibi!”

Sonra Hz. Peygamber -sallellâhu aleyhi ve sellem- emretti de o şeyler dışarı çıkarıldı. Hz. Âişe, “Ya Rasûlellah! Keşke! -yani kendine, büyüden kurtulma tedavisi yaptırsan!”- dedi. O zaman Hz. Peygamber -sallellâhu aleyhi ve sellem-; “Allah’a (yalvarmaya) gelince o beni şifaya kavuşturdu. Bana gelince ben insanların üzerine kötülüğü kışkırtmaktan hoşlanmam!” buyurdu. Hz. Âişe sözünün devamında; “Velîd b. A’sam, Zuraykoğulları’ndan Yahûdîler’le antlaşması olan bir adamdır.” dedi.

Başlıkta zikredilen ayetlerde ve eklenen sözde taşkınlığın yasaklandığına, taşkınlığın zararının taşkınlık yapana dokunacağına, taşkınlığa maruz kalana Allah’ın yardım edeceğine ve Müslüman olsun gayr-i müslim olsun hiç kimseye kötülük yapılmasına vesile olunmaması gereğine vurgu yapılmıştır.

Zikredilen hadise göre Hz. Peygamber de kendisine karşı yapılmış bir taşkınlık olan “büyü yapma” olayında, yapanı cezalandırmayarak büyü yapma veya büyücünün etkisinde olan insanlardan Müslüman olabilecekleri ürkütme kötülüğünün yayılmasına imkân vermemiştir. Bunda belki suçun ispatının zorluğu ve dolayısıyla dedikodulara, yanlış anlamalara yol açma endişesi de etkili olmuştur. Zaten Hz. Peygamber kendisine karşı yapılan haksızlıklara karşı hep bağışlayıcı olmuş ve böylece bu konuda da ümmetine örneklik yapmıştır. Müslümanlık da kötülüğün bütün insanlardan kaldırılmasını gerektirir.