Üsâme b. Zeyd (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.), bizi Cüheyne kabilesinin Huraka kolu üzerine göndermişti. Sabahleyin onlar sularının başında iken üzerlerine hücum ettik. Ben ve ensardan bir kişi onlardan bir adama ulaştık. Biz onun üzerine yürüyünce, adam: “Lâ ilâhe illallah: Allah’tan başka ilâh yoktur” dedi. Bunun üzerine ensardan olan arkadaşım ona hücumdan vazgeçti; ben ise mızrağımı ona sapladım ve adamı öldürdüm. Biz Medine’ye gelince bu olay Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in kulağına gitti ve bana:

– “Ey Üsâme! Lâ ilâhe illallah dedikten sonra adamı öldürdün mü?” buyurdu. Ben :

– Yâ Rasûlallah! O, bu sözü sadece canını kurtarmak için söyledi, dedim. Peygamber Efendimiz tekrar :

– “Lâ ilâhe illallah dedikten sonra adamı öldürdün mü?” diye yine sordu ve bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, ben, daha önce müslüman olmamış olmayı bile temenni ettim.

(Buhârî, “Diyât”, 2, “Meğâzî”, 45; Müslim, “Îmân”, l58-159)

Müslim’in bir rivâyetinde son kısım şöyledir : “Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu:

– “Adam lâ ilâhe illallah dedi ve sen de onu öldürdün, öyle mi?” Ben :

– Yâ Rasûlallah! O, bu sözü sadece silahtan korktuğu için söyledi, dedim. Peygamber Efendimiz :

– “Kalbini mi yardın ki, bu sebeple söyleyip söylemediğini bilesin?” buyurdu.

Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, ilk defa o gün müslüman olmuş olmayı temenni ettim. (Müslim, “Îmân”, 158)

Üsâme b. Zeyd’in öldürdüğü kişi, Mirdâs b. Nehîk adındaki Cüheyne’li idi. Kabilesinin diğer fertleri müslümanları görünce kaçmış, o ise güttüğü koyunlarını otlatmaya devam ederek, müslüman olmuş ve kelime-i şehâdet getirerek İslâm’ı kabul ettiğini ikrâr etmişti. Üsâme, kılıç korkusu ile müslüman olmanın kişiye fayda vermeyeceğini düşünerek onu öldürüp koyunlarını da almıştı. Böyle hareket ederken, belki de “Bizim şiddetli azâbımızı görüp de iman etmeleri kendilerine fayda sağlamadı” (Mü’min, 40/85) âyetine uygun davrandığını düşündü. Bu sebeple onu mazur görüp diyet ödetmeyen  Peygamber Efendimiz bu olaya son derece üzüldü.

“Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın, dinleyin, size selâm verene, dünya hayatının geçici menfaatini gözeterek : ‘Sen mü’min değilsin!’ demeyin” (Nisâ, 4/94) âyeti bu hâdise üzerine nâzil oldu.

Çıkarılması gereken dersleri düşünmek dileğiyle selam ve dualarımla.