Bu güzel ülkenin iki adet büyük sorunu var.

— Birincisi, milli olamamış kukla bir muhalefet
— ikincisi muhafaza edemeyen muhafazakâr seçmen.

Dilerseniz ilk önce milli olamamış muhalefetten bahsedelim.

Cumhuriyet kurulduğundan beri bu ülkede muhalefet hep sorun olmuştur.

CHP tarihine baktığımızda ise hiçbir zaman milli olamadığını, bu ülkeye çözüm niteliğinde hiçbir şey sunamadığını düşünüyorum.

Hele son yıllarda ise tek başarısı parti için genel başkanlık zaferi olan, kasetle gelmiş, on seçim kaybetmiş bir genel başkanın hala muhalefetin başında durması aslında başka söze gerek bırakmadan muhalefetin içinde bulunduğu acı durumu özetler nitelikte.

Devletin yararına olan yurt içinde yâda yurt dışında hiç bir konuda destek vermeyen, hep düşmanın tarafında bulunan hatta kendi ülkesini yurt dışında şikâyet edip, ‘’Türkiye’ye yatırım yapmayın Türkiye’de can ve mal güvenliği yok ‘’diyecek kadar akla ziyan açıklamalarda bulunan bir muhalefetimiz var.

—İslam hariç her dine saygı duyarlar.

-Arapça hariç her dile saygı duyarlar.

-Kur’an hariç her kitabı severler.

—Camiler hariç her mekânı severler.

—Başörtüsü hariç açık giysiye saygı duyarlar.

—Türkiye hariç her ülkeyi severler.

—Osmanlı sultanları hariç tarihteki bütün batılı şahsiyetlere saygı duyarlar. 9 Eylül de İzmir’de olduğu gibi.

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümünde işgalci Yunanistan'a tek kelime etmezken, skandal ifadeler kullanarak Osmanlı'yı suçladı.

Tunç  Soyer Meğerse İzmir’in kurtuluşunu değil Osmanlı’nın çöküşünü kutluyorlarmış. Tipik bir CHP organizasyonu. Konser ver, İzmir Marşı çal, Osmanlı'ya hakaret et ve tüm pislikleri ört.

Hiç bir zaman çözüm önerileri ile gelmiyorlar karşımıza. Ya ecdadımıza söverek, ya dini değerlerimize hakaret ederek, ya yolsuzluklarıyla, ya taciz tecavüzle.

Biz aslında CHP’nin Osmanlı ile olan öfkesini ve bu toprakların insanından uzak oluşuna alışkınız.

Düşünmeden yapamıyorum!!

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
“Bir gece ansızın gelebiliriz” dedikten sonra sanki Herkes safını belli etmek zorunda kaldı.

Ya zaten

“Türkiye ile İran savaşa girse ben İran’ın safında olurum”
‘’Güneyde Suriye olacağına PYD Komşumuz olsun’’ diyen vekillerini bilmiyor muyuz?

Hem yine bunlar değilmiydi bizi İzmir'den denize dökecek olanlar. Hatırlayalım.

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt "16 Nisan'da %60-65 Hayır çıkacak. Ama evet çıksa bile yine Samsun'dan çıkarız ve sizi de yedi sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz. Ortalığı yıkarız ama yine de devleti yönetmenize izin vermeyiz" diyerek tehdit ettiğini.

Muhalefetimiz
100 yıldır Sultan Abdülhamid Han nefretiyle yaşadı. Görülüyor ki Bir 100 yılda Recep Tayyip Erdoğan nefretiyle yaşayacaklar..

Gelelim ikinci konumuza:

90 yıldır Müslümanların çektiği bütün sıkıntıları tek tek aşan,

—Türban yasağı saçmalığını kaldıran

—Askeri statükoyu bitiren

—Faiz lobisini çökerten

—İmam hatip ve meslek lisesi kat sayı uygulamasını yok eden.

—Ayasofya’yı ibadete açan

—İslam’ın baş düşmanı olan Fetö terör örgütüne en ağır darbeyi vuran
Ve islama dair bütün zorlukları kaldıran bir lider ve onun davasına inanmış ona destek veren muhafazakârlar.

Akparti’den önce ki ekonomik krizler, enflasyon, bozuk sağlık ve eğitim sistemi ve devlet içinde devletlerin olduğu o karanlık dönemde bile davasından vazgeçmeyen, “zincirler kırılsın Ayasofya açılsın “diyen, Türban özgürlüğü için sırtına joblar yiyen, imam hatipli diye namaz kılıyor diye fişlenen, ülkeyi kendinin sanan bir grup çağdaşa, iş adamlarına, YÖK’e statükoya daha sayamadığımız yüzlerce engele rağmen davasından vazgeçmeyen, liderine sahip çıkan muhafazakârlar nerede?

Konforunuz arttıkça mı sustunuz, sustukça mı konforunuz arttı?

Peki ya bazen uyuklar gibi olduğunda muhafazakârları yaptığı konuşmalarla uyandıran günümüzün Hasan Mezarcıları, Şevki yılmazları nerde?

Uyanın artık!!! Her birimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın ve o kutlu davasının temsilcisi, haklı ve en güçlü sesi olmak zorundayız. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana belediyelerine bir bakın hala ders almayacak mıyız?

2023 sadece bir seçim değil. Bir ülkenin var oluş savaşı ,dünyada ki bütün mazlumların ya tamam ya devam diyeceği bir savaş.

Sosyal medya ve algı yönetimleriyle yapılan saldırılar ve gözümüze baka baka sergilenen yalan tiyatrolara karşı uyanık olmak ve uyandırmak zorundayız. Ben ne yapabilirim deme, ailene çevrene komşuna anlatmaktan geri durma, tıpkı 20 yıl önce ki aşkla senden öncekiler gibi inandığın davada diklenmeden dik durmasını bil.
Unutmayın biz haklı olanız. Davamız Kişisel hatalar ve ekonomik çalkantılardan daha büyük,
Siz Kendinize şu soruyu sorun.

“HAYAT PAHALI FAKAT VATAN UCUZ MU ? “

Bende size Tekrar bunu sorayım!

Konforunuz arttıkça mı sustunuz, sustukça mı konforunuz arttı?