Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz."(Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507)

Kınamak: Bir işi ayıplamaktır. Yapılan bir işin hoş olmadığını veya kötü olduğunu bildiren söz söylemek hatta düşünmektir.

Allahü Teala Müslümanların tıpkı bir vücut gibi birbirlerine bağlı olmasını ister.  Mü’minlerin birbirini sevip birbirine iyilik etmesi ve kendine iyilik olarak ne istiyorsa Müslüman kardeşi için de aynı iyiliği istemesi gerekir.  Birinin hatasını gördüğünde onu düzeltebiliyorsa iyi düşüncelerle düzeltmeli, düzeltebileceği bir durum yoksa, asla Müslüman kardeşine burun kıvırmamalı ve kardeşi hakkında, aklından soğuk düşünceler geçirmemelidir.  Bu davranışı alışkanlık haline getirmek çocuklukta öğrenmekle kolaylaşır. Bilinçaltına çocuklukta yerleştirilen davranışlar, kişinin tüm hayatını etkiler. Çocuklarımıza kınadığımız veya yaptığımız şeyin ileriki yaşamımızda bizim de başımıza geleceğini anlatıp öğretmemiz gerekir.

Aslında kınamak, sadece sesli olarak, mana bulucu sözlerle aşağılamak veya ayıplamak değildir. Kişinin başka bir Müslüman kardeşinin bir ayıbını gördüğünde, ona karşı olumsuz bir düşünceyi içinden geçirmesi dahi ceza olarak başımıza gelmesine yetebiliyor. Benim başıma geldi. Kiloluca insanların görüntüsünü seviyor olmama rağmen, yıllar önce bir kadının ‘’ yemediğim halde kilo alıyorum’’ cümlesini tuhaf karşıladığımı hatırlıyorum. Aslında ne ona kötü bir cümle ettim ne de bir kötü düşüncede bulundum. Sadece ona inanmayarak ‘’yemeden alınır mı, mutlaka yiyordur’’ diye aklımdan geçirmiştim. Yıllar sonra geçirdiğim bazı rahatsızlıklar sebebi ile kilo almamı durduramadım. Kendi kendime yediğimi içtiğimi kontrol altında tutmama rağmen, hatta bazen aç gezmeme rağmen bir dönem kilo aldım. Demek ki bırakın Müslüman kardeşini ayıplamak şöyle dursun, onun hakkında kötü düşünmeyi bile yapmamamız gerekiyor… Kim olduğunu hatırlayamadığım için helallik isteyemem ama tövbe edebilirim…

Kişinin başına bir şey geldiğinde bunu Allah’tan değil kendisinden bilmeli. Başına gelen şeyin nedenini çözmek için neler yaptığını düşünmeli. Tövbe etmeli.‘’ Kula bela gelmez, Allah yazmadıkça. Allah bela yazmaz, kul azmadıkça’’ diye  ortaokul dönemlerinden ezberlemiş olduğum bir dörtlüğü her zaman hatırlarım.

Bir tanıdığım, başka bir tanıdığımın; oğlunun  liseye geçince davranışları değişerek derslerinin başarısının düşmesini kınamıştı. Annesinin ilgilenmediğinden bozulduğunu düşünmüş ve bunu dile getirmişti. Yıllar sonra kendisinin de aynı durum başına geldi.

Gençlik yıllarımda şahit olduğum ; İştahsız çocuğu ile yemek yedirmek için çok uğraşan bir anne için; ‘’ aç bıraksaydı  bak nasıl yerdi’’ diye aklımdan geçirmiştim. Yıllar sonra aynısı başıma geldi. Tam üç gün inatlaştım ve çocuğumun acıkarak kendisinin talep etmesini bekledim. Karşısında özendirerek yediğim halde yan bile bakmamıştı…Üç gün boyunca abur cubur da dahil olmak üzere hiçbir şey vermedim ama çocuğum yine  ‘’acıktım, yemek ver’’ demedi. Anne yüreği mecburen kınadığım kişi gibi davranmak zorunda kalmıştım...

Öğrencilerimizin  birbirlerini sürekli kınama isteklerine şahit oluyoruz. Sürekli ‘’aynı şeyi yaşayacağı konusunda uyarmak gerekiyor. Ama çocuklar o kadar masumlar ki söylediğiniz zaman düşünüyor ve birbirlerinden helallik alıyorlar. Bu konuda bilinçlenmeleri aralarındaki kardeşlik, arkadaşlık bağlarını kuvvetlendiriyor. Eğer bu konuyu doğru anlatıp güzel davranışlar kazandırabilirsek, ilişkileri dostça olur ve barış içinde bir dünya yaşantıları  olur. Allah Müslüman’a tövbe etmesi için zaman tanır sonra dünyadayken cezasını verir…

Günahı kınamalı günahkarı değil… Kuluz, hata yapabiliriz. Önemli olan birinin kalbini kırmamak… Yapılan bir yanlışı gördüğümüzde ondan ders almalı ve aynı yanlışı yapmamalıyız. Evlatlarımıza’’ yanlış davranışları kınamalı ama yanlış yapanı kınamamalı’’ diyerek hatadan uzaklaşmalarını sağlamalıyız. İçki, dedikodu, yalan vb. günahlar vardır ve biz bu günahlar hakkında kötü düşünmeliyiz. Fakat günahı işleyen için  kötü düşünemeyiz çünkü insanlar hata yapabilir. Sonuçta kul kusursuz olmaz. İlişkilerimizi  bozacak davranışlar şöyle dursun, düşüncelere bile izin verilmediğini unutmamalı ve evlatlarımıza bu bilinci aşılamalıyız.

Çocuğunuzun sıkıntı çekmesini istiyorsanız, ona kınadığı şeyi mutlaka yaşayacağını öğretmeyin!..