Önümüzdeki genel ve yerel seçimlere dair yazdığım yazılar bazı arkadaşlara ve odaklara çok fena dokunmuş…

Şimdi bunları konuşmanın/yazmanın sırası mıymış, seçimlere daha çok varmış falan filan…

Daha çooook var dedikleri de 1 sene 5 ay…

O da seçimler erkene çekilmez ise…

1 sene 5 ay dediğiniz de siyaseten çok uzun bir süre gerçekten!

Onun için hiç kimse hazırlık turları atmıyor, kulis yapmıyor, çarşı pazar gezmiyor değil mi!

Onun için siyasiler sahaya inmiyor, ev ziyaretleri, esnaf ziyaretleri yapılmıyor, partiler tarafından toplantı üstüne toplantı düzenlenmiyor değil mi!

Neymiş efendim: Gündem bu muymuş, başka derdimiz mi yokmuş, canımız mı sıkılmış vesaire…

Okumayın o zaman bu yazıları kardeşim!

Üzerinde durmayın, kale almayın, yorum dahi yapmayın; sizi zorlayan mı var!

Kendi gündeminizi takip edin…

Ne diye balıklama atlıyorsunuz hemen mevzuya!

Ben neyi ne zaman yazacağımı size mi soracağım!

SİYASETÇİ BEĞENMEZLER

Kulislerde konuşulan ve milletvekili listesinde yer alabileceği söylenen isimleri de beğenmiyor arkadaşlar…

Hala mı Ali İhsan Yavuz, Recep Uncuoğlu, Çiğdem Atabek!

Yine mi Zeki Toçoğlu, yine mi Yusuf Alemdar, yine mi Ali İnci, yine mi Hasan Ali Çelik!

Belediye başkanlığı yapmak yetmedi mi Süleyman Dişli’ye, Ahmet Acar’a, Cavit Öztürk’e, Murat Kaya’ya, Ahmet Soğuk’a!

Ravda Keçeoğlu Yolcu, Zehra Hatipoğlu, Bilgehan Doğru, Büşra Duygu Değirmenci Alptekin, Nilgün Akman da kim oluyor!

Recep Soytürk Vali olarak, Ebubekir Şahin RTÜK Başkanı olarak, Rıdvan Duran BİK Genel Müdürü olarak kalsın, aman siyasete girmesinler!

Recep Hacıeyüpoğlu, Lütfi Bayraktar, Mustafa Ak aday adayı olmasın!

Saydığım ve sayamadığım bunca insanı, AK Parti’ye ve bu davaya geceli gündüzlü hizmet etmiş, emek harcamış, bilgi birikimi, tecrübesi ve eğitimleriyle toplumda saygın bir yer edinmiş tüm bu kişileri Sakarya Nehri’ne atalım!

Böylece arkadaşların dillerinden düşmeyen “yeni yüzlere” yer açılsın!

Gökten zembille listeye inip milletvekili seçilsin bu “yeni yüzler” ve Sakarya şahlanışa geçsin!

NE VERDİLER BU ŞEHRE

Millete şirin gözükecek ya arkadaşlar, hemen soruyorlar: “Bunlar bu şehre ne verdi bugüne kadar!”

Hiçbir şey vermediler!

Gidip her ayın 15’inde maaşlarını çektiler bankamatikten!

22 sene önce depremin yerle bir ettiği bu şehir kendi kendine imar oldu!

Birileri Sim City oynayarak yeni okullar, hastaneler, bulvarlar, caddeler kurdu!

Sim City oynayarak barajlar, hidroelektrik santralleri, arıtma tesisleri, yağmur suyu ve kanalizasyon hatları, parklar, meydanlar, otoparklar, terminaller inşa etti!

Yollar, köprüler, kavşaklar, imar planları hep Sim City marifetiyle kotarılan işler!

Kültür sanat ve eğitim faaliyetleri, restorasyon çalışmaları, sportif etkinlikler; bütün bunlar sanal bir dünyada yaşandı!

HALKTA KARŞILIKLARI YOK

Neymiş; zorlama yorumlarmış benimkisi, birilerini köpürtmekmiş!

Bahsettiğim kişilerin halkta karşılığı yokmuş…

Artık bu insanlardan bıkmışlar, onlar aday olursa oy vermezlermiş, kamuoyunun görüşü bu yöndeymiş…

Oturup ergenler gibi haberlerin altına yorum yapan, onu da çoğunlukla belli merkezlerden, aynı IP adresleri üzerinden ve de takma isimlerle yapan, trol hesaplarla sosyal medya üzerinden mesajlar atan insanların oluşturduğu kamuoyu mu!

Halkın nabzı artık haber altı yorumlarıyla mı tutuluyor yani!

Yeni bir sosyoloji mi bu yoksa!

Başka işi gücü olmayan ve de sahte kimliklerin arkasına saklanıp ahkâm kesenlere mi beğendiremedim yani ben bu insanları!

Vah ki ne vah!

SİZİN ADAYLARINIZ KİM?

Hadi biz birilerini köpürtüyor, bildik insanları sahaya sürüyoruz…

Peki, sizin adaylarınız kim?

Hadi benim yazdıklarımın halkta karşılığı yok, bu şehre de bir şey vermediler zaten, millet de ikrah etti artık hep bu aynı isimlerden…

Kim kardeşim sizin adaylarınız?

O meşhur “yeni yüzler”iniz kim?

20 küsur senedir Ali İhsan Yavuz’un, Recep Uncuoğlu’nun, Çiğdem Atabek’in, Kenan Sofuoğlu’nun, Şaban Dişli’nin, Ayhan Sefer Üstün’ün, Ayşenur İslam’ın, Mustafa İsen’in, Erol Aslan Cebeci’nin, Recep Yıldırım’ın, Süleyman Gündüz’ün, Ali İnci’nin, Zeki Toçoğlu’nun, Yusuf Alemdar’ın, Fevzi Kılıç’ın, Süleyman Dişli’nin, Yunus Tever’in, Erol Aydın’ın, Mutlu Işıksu’nun yapamadığı şeyleri kim veya kimler gelip de yapacak?

Hangi sihirli el dokunup da abat edecek bu şehri!

Bu sihirbaz veya sihirbazlar kim hemşerim?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına çağırıp da, “Hadi dileyin benden ne dilerseniz” diyeceği, bakanların bürokratların karşılarında el pençe divan duracağı, TBMM’yi kanun tekliflerine boğacak, akıl almaz vizyonları ve projeleriyle bu şehre çağ atlatacak insanlar kim ve şu anda neredeler?

Eskileri istemiyorsunuz anladık da desenize “Şu şu kişilerdir bu şehrin makûs talihini değiştirecek olan…”

Yazın, söyleyin; biz de bilelim şu şapkadan tavşan çıkartacak sihirbazların kim olduğunu!

TRİBÜNLERE OYNAYIN

Bakın güzel kardeşlerim, kıymetli büyüklerim…

Haddimi de aşmak istemiyorum lakin; madem politikadan anlamıyor, madem siyasi okuma yapamıyorsunuz oturun oturduğunuz yerde!

Bildiğiniz işi yapın siz!

Tribünlere oynayın…

Fakir fukara edebiyatı yapın…

Gidin araç kuyruklarının fotoğrafını çekin…

Altına dolara bakın!

Çarşı pazarda, marketlerde domatesin, patatesin kilosu kaç paraymış takip edin!

Ekmek kaç para olmuş, kiralar ne kadar zamlanmış, benzine mazota ne kadar zam gelmiş; oturup yazın bir bir…

Halk adamına bu yakışır!

Biz aristokratız, biz fildişi kulelerden seyrediyoruz bu şehri!

Siyaset bizim kendi aramızda oynadığımız bir oyun sadece!

Bu milletin, bu insanların, bu şehrin derdini siyaset makamı çözemez; ancak sizler çözersiniz…

Esasen milletvekillerinin, belediye başkanlarının hiçbir ehemmiyeti yoktur şehirlerin kaderinde…

Yok illaki, “Biz siyaset de yazarız, hem de alasını yazarız” diyorsanız, buyurun hodri meydan!

Sizin gibi bilge şahsiyetlerin öneri ve öngörüleridir yolumuzu aydınlatacak olan…

Hadi biraz da siz gündem belirleyin, biraz da siz yazın…

Biz de okuyalım!