İktisatçı Dr. Mustafa Özel bir yorumunda diyor ki;  “Dostoyevski Kumarbaz’dan çıkardığım ders: Kumar bir talih oyunu değil, bir vertigo (başdönmesi) oyunudur. İnsan kazanmak için değil, kaybetmek için oynar. Kaybetmek istediği para değil, kendisidir! Kur’an’da içki ile kumar yasağının birlikte anılması bundandır. İkisi de baş döndürür!

Caillois, insanlık tarihi boyunca geliştirilmiş oyunları dört başlık altında topluyor: Yarış Oyunları (agon), Talih Oyunları (alea), Taklit/Temsil Oyunları (simulation), Baş Döndürücü Oyunlar (vertigo).

Kumarın ikinci gruba girdiği üzerinde insanların çoğu hemfikir olsa da Dostoyevski kumarın dördüncü gruba girdiğini düşünüyor. Kumarbaz’ı yıllar sonraki ikinci okuyuşumda Kuran’ı Kerim’de kumar yasağının hep şarap ile beraber anıldığını hatırladım birden. İkisi de baş döndürüyor!

“Genç bir adam yaklaşık kırk bin frank kazanmıştı, önü altın ve banknotla doluydu. Yüzü bembeyazdı; gözleri parlıyor, elleri titriyordu; avucunun aldığı kadar parayı hiç hesaplamadan ortaya koyuyor, sürekli kazanıyor, paraları önüne çekip duruyordu. Etrafına bakmadan oynuyor, oynuyor ve sürekli kazanıyordu. Kendini kaybetmiş gibiydi.”

Para kazanmak/kaybetmek için değil, kendimizi kaybetmek için kumar oynarız. Kazandıkça, kaybetmeye uygun hâle geliriz. Kur’an’daki kumar yasağı ve bunun hep şarap yasağı ile beraber anılması da bu görüşü pekiştiriyor gibidir. Ayık ol! Kendini kaybeden, Rabbini bulamaz!

Kumar içinde kumar. “Hayatım darmadağın oluyordu ama dünden beri her şeyimi tek bir kâğıda oynamaya alışmıştım. Başım dönmüştü.” Parayı üç haftada bitiriyorlar… Cebinde bir guldenle ortada kalıyor fakat son guldeniyle bile açlığını gidereceğine gidip kumar oynuyor.

 “İslâm hukukunda, kumarbazın şahitliği kabul edilmez!” Yaptığım alıntılar burada bitti.

80 yıllarda imam olduğum mahallenin bir kahvecisi bana dedi ki; Hocam kumar öyle büyük bir alışkanlık ki 17 saat kumar masasında oturup tuvalete dahi gitmeyen ve sadece sandviç ile doymaya çalışan var. Hatta dünyanın en güzel bay veya bayanı ile bir arada durun dense 17 saat onun yanında oturmaz. Ama kumar masasında ise bundan daha çoğunu otururlar. Yine kahveci anlattı: Bayram arife gecesinde kahveyi kapatmak istedim, müşteriler bayram namazına gelmedikleri gibi sabaha kadar kumara devam ettiler.

Sonuç olarak haram olarak kurulan rejimler haram olan kumar gibi günahların önünü açarlar ve insanlara kendilerini kaybettirirler. Daha vahimi ise “Milli” denen kelimeyi de taciz ederler. Marşın millisinin kutlandığı günümüz de, kumarın da millisini yaşıyoruz.

Batıl kutlamalar ve bu yoldaki değişim de bir kumar değil midir?

"Rasulullah buyurdu: Kim yemin edip de yemin ederken: Lat ve Uzza hakkı için derse hemen: La ilahe illallah desin, kim arkadaşına: Gel seninle kumar oynayalım derse, hemen bir sadaka versin” (Bugünkü sistem gel kumar oynayalım diyor vesselam)