Geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ziyareti esnasında gündeme geldi, CHP İl Başkanı Ecevit Keleş tarafından yöneltilen bir eksikliğimiz vardı ki o ana kadar farkında değildik.
Keleş “Bilindiği üzere MHRS üzerinden randevu almanın oldukça zor olduğu ve bu kapsamda hastaların ise özel diş kliniklerine gitmek zorunda bırakılmıştır. Diğer ayrıntı ise bilindiği üzere tüm Diş Hekimlik Fakülteleri’nin Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında olmasına rağmen Sakarya niçin mağdur edilerek SGK sözleşmesi bugüne kadar yapılmadı. Sağlık Bakanı’nın şehre geleceğini öğrendik. Perşembe günü öğlenden sonra yapılacak olan il değerlendirme toplantısında konunun gündeme getirilerek çözüme kavuşturulması gerektiğini umarım görürler. Bunu da hatırlatmakta fayda var. Zaman kaybetmeden Diş Hekimliği Fakültesi ile SGK anlaşmalı” diye bir hatırlatmada bulundu.
Sakarya Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi var ve hizmet ürettiğine dair bilgi sahibi değildik, dahası Diş Hekimliği Fakültesinin nerede olduğunu bilmiyorduk. Keleş’in açıklamalarına kadar böyle bir faaliyetin olduğundan haberdar değildik.
Sonrasında gördük ki yaklaşık beş yıldır, Kapalı Spor Salonuna komşu bir alanda Diş Hekimliği Fakültesi var ve burada ücret karşılığı hizmet verilmekte. Biraz sorguladıktan sonra ücretlendirmenin, özel diş klinikleri ile farklı olmadığını bazı işlemlerde ise daha fazla olduğunu öğrendik.
Diş Hekimliği Fakültesi de özel kliniklerden farksız ticari kazanım elde ediyor, kaygı karlılık üzerine kurulmuş demektir. Kamu Kurumu niteliğinden öte hizmet üretmek ancak bunu yaparken öncelik kurumun karlılığı. Parası olana hizmet var.
Hani şu meşhur söz var ya “SGK’yı batırdı” oysaki Sosyal Güvenlik Kurumu ve benzer kurumların önceliği karlılık olmadığı bilindik bir gerçekliktir. Sözü edilen batırdı tespiti ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bütçe açığı tarif edilmekte. Meselenin gerçeği ile bu tespit arasında da ciddi tutarsızlıklar olduğu gün gibi aşikâr, görmek ve bilmek isteyene. Yani bugün Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bütçe açığı geçmişle kıyaslanmayacak boyutlara ulaşmış durumda.
Konumuza dönecek olursak öncelik kurumun karlılığı değil hizmet sunacağı alanın yaygınlığı olmalı ki yine Keleş’in açıklamalarından öğrendik Diş Hekimliği Fakültelerinin bulunduğu tüm illerde SGK anlaşmaları yapılmış, yurttaş Diş Hekimliği Fakültelerinden hizmet alabiliyor.
Her nedense konu bize gelince anlaşılmayan bir duvar oluşuyor. Tüm hizmetleri ya yıllar sonra alabiliyoruz ya da bu hususta olduğu gibi alamıyoruz.
Sorunun çözümü son derece basit, Sakarya Üniversitesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında anlaşma gerçekleşecek ve bu sayede hizmet alımı gerçekleşecek. Önünde ki engel tam olarak ne bilemiyorum, Sakarya Üniversitesi Rektörü Fatih Savaşan kamu yararı sağlayacak bu anlaşmaya karşı durmuyordur sanırım.
Keleş’inde açıklamasında belirttiği gibi MHRS sistemi üzerinden Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesine randevu alabilmek oldukça güç hatta imkânsız. Artan nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde, sonucun kaçınılmaz bu olduğu ortada.
Ağız ve diş sağlığı hastanesinin yetersizliği, aylar sonrasına randevular veriliyor olması bundandır.
Ve elimizin altında bu hizmeti verebilecek bir kurum var, yeni yatırıma ihtiyaç duyulmadan mevcut Diş Hekimliği Fakültesi ile bu sorunun üstesinden önemli oranda gelmek varken engel niyedir ve kim tarafından yapılmakta.
Keleş “Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, Sakarya’ya geldi ve gitti. Biz, Diş Fakültesi ile SGK anlaşması mutlaka gerçekleşmeli diye öneride bulunduk. Duyan olmadı. Dedik ki Türkiye’nin her yerinde Diş Hekimliği Fakülteleri ile SGK anlaşması var ve yurttaşlarımız Diş Fakültelerinden hizmet alabiliyor. Mesele Sakarya olunca bu konu neden görmezden geliniyor anlamış değiliz. Sakaryalı hemşerilerimizin mağdur edilmesinin özel bir sebebi var mıdır? Sakaryalılar neden cezalandırılıyor?” diye tekrar bir hatırlatmada bulundu.
Henüz bir açıklama gelmedi, Sağlık Bakanının katıldığı İl değerlendirme toplantısında konu gündeme geldi mi bu hususta bir girişim oldu mu onu da bilemiyoruz.
Bildiğimiz Diş Hekimliği Fakültesi ile SGK anlaşmasının henüz olmadığı ve kısıtlı hizmet üretildiği yani ücrete dayalı hizmetin verildiğini biliyoruz.
Her sorunda olduğu gibi bu sorunun da çözümü yılları bulacak. Yıllar sonra farkına vardık, çözümü de yıllar sürecek demek ki.
Sorun var ve kafamızı kuma sokarak, sorunun çözümünü sağlayamayacağız…
