Yerel seçimlerin sonuçlanmasının ardından gözler belediye kadrolarına çevrilmişti…

Başkanların nasıl bir ekip oluşturacağı merak konusuydu kamuoyunda…

Kimi başkanlar hazırlığını daha seçim döneminde yaptığı için göreve başlar başlamaz kadrosunu oluşturdu…

Bunlardan biri de Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu’ydu…

Mutlu başkan uzun yıllar kamuda ve partide edindiği tecrübeye karşılık henüz 40’lı yaşlarında olması hasebiyle genç olarak niteleyebileceğimiz bir isim…

Sürekli yüzü gülen ve insana pozitif enerji veren bir kişiliğe sahip…

Tıpkı kendisi gibi genç ama bunun yanında tecrübesi de olan isimlerden oluşturdu ekibini…

Başkan yardımcılıklarına Hilmi Kızılcıklı gibi tecrübeli bir ismin yanında Fatih Çelikel ve Yusuf Özden gibi gençleri koydu…

Hepten genç isimlerle de olmazdı bu iş…

Bu manada Hilmi Kızılcıklı gibi bir deneyimin onlara ağabeylik yapması önemli bir husustu…

AK Parti’de gençlik kolları başkanlığı da yapan Yusuf Özden’in yanı sıra Salih Kaya, Evrim Yetim, Mustafa Öztürk gibi isimlere de şans tanıdı Mutlu başkan…

Her biri iyi eğitim görmüş, yüksek lisanslarını yapmış, daha önce çalıştıkları kurumlarda başarıyla görev almış pırıl pırıl isimler bunlar…

Özel Kalem Müdürü Evrim Yetim, kapatılmadan önce İl Genel Meclisi’nde görev yapıyordu…

O zamanlardan beri tanıyorum kendisini…

İşine oldukça bağlı, bilhassa basın mensuplarıyla sıcak ilişkiler kuran, güleryüzlü bir isimdi…

Basın ve halkla ilişkileri yürüten Mustafa Öztürk’ü de Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmaya başladığı zamanlarda tanıdım…

Edepli, ahlaklı, güler yüzlü ve işini iyi yapan bir kardeşimizdi…

Daha sonra SATSO’ya geçti ve dönemin başkanı Mahmut Kösemusul’un danışmanlığını üstlendi…

Burada da iyi işler yaptı ve SATSO’yu ve başkanını her zaman gündemde tutmayı başardı…

Kimse bilmez belki ama yüksek lisans eğitimini birincilikle tamamladı…

Bu manada işinin ehlidir ve kimse eline su dökemez…

Salih Kaya da Kentsel Dönüşüm ve Etüt Proje Müdürü olarak görevlendirilen genç isimlerden…

İşini hakkını vererek yapan, devletin delikli kuruşu dahi boşa harcanmasın diye çırpınan ve titizlenen bir kardeşimiz…

Kılı kırk yararak projeleri inceleyen, her kamu görevlisinde olması gereken ahlaka ve vasıflara sahip genç bir beyin…

Tecrübe ve deneyimin yanına gençliğin heyecan ve dinamizmini katarak yola çıkan Mutlu Işıksu’nun herkesin tanıdığı, bildiği, sevdiği ve güvendiği böylesi bir ekiple başarısız olma ihtimali yok…

Artık emekliliği yaklaşmış, ahı gitmiş vahı kalmış, tüm heyecanını yitirmiş, üzerine ölü toprağı serpilmiş kişiler yerine bu hayat dolu gençlerle birlikte yürüyen Mutlu başkana bir Adapazarlı olarak teşekkür ediyorum…

Adapazarı’nı kalkındıracak ve şahlandıracak olan işte bu kuşaktır ve bu genç dimağlardır…

Bir zamanlar sosyetenin, şaşaanın ve gösterişin büyüsüne kapılarak rotayı Serdivan’a çevirmiş ve oraya yerleşmeyi tasarlamıştım…

İyi ki param yetmemiş de Adapazarı’nda, Tığcılar Mahallesi’nde, Atatürk Bulvarı’nın ara sokaklarında yaşamayı seçmişim…

Tıpkı senin gibi Mutlu başkan, ben de Adapazarı’nı çok seviyorum artık…

Çünkü tünelin sonundaki ışığı görüyorum…

 

Basında yeni bir dönem

Benim de bir dönem görev aldığım Yenihaber gazetesi el değiştirdi…

Hayırlı uğurlu olsun…

Çalıştığım dönem boyunca iyilikten başka bir şey görmediğim ve her daim desteğini arkamda hissettiğim Naci Koşunda ağabeye basın camiasına verdiği katkılardan ötürü teşekkürü borç biliyorum…

Gazetenin yazı işleri müdürlüğüne getirilen kadim dostum, kardeşim ve dava arkadaşım Mustafa Kaya’yı da tebrik ediyorum…

Bir gazetecide olması gereken en büyük özellik iyi soru sorabilme becerisidir…

İşte bu beceriye en fazla sahip olan insanların başında Mustafa gelir…

Öte yandan Adapostası gazetesinin Genel Yayın Müdürlüğü’ne de bir başka kadim dostum Taner İltaş getirildi…

Bizim gibi alaylı değil mektepli olan, işini büyük bir ciddiyetle yapan ve benim kadar olmasa da kalemi sivri olan Taner İltaş kardeşimi de kutluyorum…

Bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inancım tam…

Zaten bizim kuşaktan geriye bir Mustafa, bir Taner, bir de Yenigün’den Ekrem kaldı…

Herkes bir şekilde ya kamu kurumlarına ya da özel sektöre attı kendini…

Kimisi de kendi işinin patronu olmayı tercih etti…

Bizlere de bu mesleğin kahrını ve çilesini çekmek düştü…

Sahnenin tozunu bir kere yutunca meslekten kopamayan tiyatrocular gibi olduk…

Ne diyelim…

Bizim de alınyazımız buymuş…

Her iki arkadaşıma da yeni görevlerinde başarılar diliyorum…

 

Sakaryaspor ve yeni başkan Nalbant

Sakaryaspor kongresi benim izinli olduğum dönemde yapıldı ve başkanlığa İbrahim Nalbant getirildi…

İbrahim Nalbant çocukluğumdan beri tanıdığım, kapı komşuluğu yaptığım, 30 senelik hukukumuz olan bir ağabeyimdir…

Sakaryaspor başkanlığı onun her zaman en büyük hayaliydi…

Bu hayaline saygı duymakla birlikte başkan olmasını hiç istememiştim…

Çünkü Sakaryaspor başkanlığı gerçekten çok yıpratıcı ve zor bir görev…

En ufak bir başarısızlıkta oklar hemen size çevriliyor…

En ufak bir yanlışınızda yaptığınız iyi ve doğru işler değil bu yanlışınız hatırlanıyor…

Kulübün mali durumu da ortada…

O yüzden, en azından böylesi bir dönemde gönlümden başkan olmaması geçiyordu…

Hayatı mücadele ile geçmiş, alnının teriyle geç saatlare kadar çalışarak parasını kazanmış, dürüst, tertemiz, hiçbir şaibeye bulaşmamış böylesi dünya iyisi bir insanın birtakım nahoş dedikodulara malzeme olmasını istememiştim…

Umarım benim tahmin ettiğim gibi olmaz ve işler iyi gider ve de İbrahim abinin kıymeti bilinir…

Zira Sakaryaspor’u ve genel anlamda futbolu bu kadar çok seven ve de maddi, manevi, siyasi hiçbir karşılık beklemeden bu kulübe ve Türk futboluna hizmet edecek böyle bir başkanı bir daha zor bulur bu şehir…

 

Rüstem Keleş göreve başladı

İlimizde uzun yıllar SASKİ Genel Müdürlüğü’nü yürüten Dr. Rüstem Keleş, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter olarak göreve başladı…

İlimizde çalıştığı dönemde son derece önemli ve başarılı işlere ve Türkiye’de ilklere imza atan Rüstem Hoca, hizmetleriyle bu şehre damgasını vurup gitti…

Sakarya’nın belki de gelmiş geçmiş en başarılı bürokratlarından biri olan Rüstem Hoca’yı adeta altın tepsiyle Kahramanmaraş Belediyesi’nin hizmetine sunduk…

Mütevazı kişiliği, dürüst, ahlaklı ve sağlam karakteri ile insani vasıfları en üst düzeyde olan, bunun yanında üniversitelerde ders verecek kalibrede ehliyet ve liyakate sahip olan Rüstem Keleş’e de yeni görevinde başarılar diliyorum…

Geç de olsa kendisine böyle bir yazıyla veda etmeyi şehrimiz adına da bir borç biliyorum…

Allah yolunuzu açık etsin hocam…

 

Hüseyin abinin boncuklarına talibim

Marifet iltifata tabidir derler…

O yüzden zaman zaman ağır eleştiriler yaptığım gibi yeri geldiğinde iyi işleri ve insanları da övmekten imtina etmem…

Bu durumu bazıları “mavi boncuk dağıtmak” olarak değerlendirir…

Hiç önemli değil…

Kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin…

Herkesin bir tarzı var ve benim tarzım da bu…

Bugünkü köşe yazımda bolca mavi boncuk dağıttım...

Pek fazla bir şey kalmadı elimde…

Bakarsınız bu meslekteki ustam olan Hüseyin Cumalı bir poşet mavi boncuk gönderir gazeteye…

İnanın çok makbule geçer….

Böylece küpümü doldurmuş olurum ben de!