Din İşleri Yüksek Kurulu kabir ziyareti hakkında;  “Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber, geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” diye dua ederlerdi.

                  Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kur’an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir.”

                  Tekasur suresin de; “Sonunda kabirleri ziyaret ettiniz” meâlindeki ayete müfessirler üç türlü mâna vermişlerdir: a) Mecazi anlamda, “Sonunda ölüp kabirlere girdiniz; bu tutku ve yarış ölünceye kadar sürüp gitti”; b) Yine mecazi anlamda, “Kabirlerdeki ölülerle övündünüz”; c) Lafzî anlamda, “Bizzat kabirlere gidip ölülerle övündünüz.”

                  Tefsirlerde anlatıldığına göre Câhiliye Arapları mal, evlât, akraba ve hizmetçilerinin çokluğunu bir gurur ve şeref sebebi sayarlar, hatta bu hususta övünürken yaşayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüğünü geçmişleriyle de ispat etmek için kabirlere gider, ölmüş akrabalarının kabirlerini göstererek onların dahi çokluğuyla övünürlerdi.

                   ANIT;  Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide:

                  ANITKABİR; Devlet başkanının mezarının bulunduğu anıtsal yapı.

                  TÜRBE; Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı:

                    KABİR, MEZAR; Ölünün gömülü olduğu yer, gömüt, kabir, makber:

                   Günümüzde bazı insanlar kabir, anıt ve türbeleri ziyaret eden insanlarla öğünmektedirler. Cahiliye döneminde kabir ziyareti şirke sebepti. İslam Tevhid akidesi yerleştikten sonra kabir ziyareti sadece ahireti hatırlama ve merhuma dua için yapılır. Günümüz İslam dünyasında tevhit inancı zedelendiği için hemen her yerde ki ziyaretler uhrevi havadan sıyrılmış ve batıl bir hal almıştır. Bununla beraber herkesin övüneceği bir kabri, türbe ve anıtı vardır. Bunların birçoğu ziyaretçilerinin sayısıyla övünmektedir. Cahiliye akidesi yaygınlaşmaktadır.

                 "Allah Yahudilere ve Hristiyanlara lânet etsin. Peygamberlerinin kabirlerini mescide çevirdiler."

                   "Allah'ım, kabrimi ibâdet edilen bir put kılma": "Nebilerinin kabirlerini mescidler haline getiren bir kavme Allah'ın öfkesi artmıştır.

                   Aişe şöyle dedi: “Ümmü Habibe ile Ümmü Seleme, Habeşistan’da gördükleri içinde resimler bulunan bir kiliseden bahsettiler. Bu kiliseyi Rasulullaha da anlattılar.

Bunun üzerine Rasulullah: ‘Onlar içlerindeki salih bir kimsenin vefat ettiğinde, kabri üzerine bir (türbe dikip) mescid yaparlar. İçine de o şekilleri resmederler. İşte onlar, kıyamet gününde Allah katında halkın en şerlileridirler’ buyurdu.”

                  ‘Evlerinizi kabirler, kabrimi de bayram yeri edinmeyiniz. Her nerede olursanız, oradan bana selam gönderiniz; sizin selamınız bana ulaştırılır’ buyurdu.”

                 “Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım... Artık ziyaret edebilirsiniz. Çünkü kabir ziyareti size âhireti hatırlatır.”