Her seçim ya da oylama öncesi taraflar ülkemizde birbirini suçlamada inanılması zor bir gündem oluştururlar…

Hani derler ya dilin kemiği yok, kavgada yumruk sayılmaz, o türden insanın yüzünü kızartacak karalamalarla geçer seçim kampanyaları ne hikmetse…

Kime yarar getirmiş ki devam edilsin böylesine biperva!

Düşünerek ya da düşünmeyerek, bilerek ya da bilmeyerek öyle suçlamalar yapılır ki kullanılan üslup kavgaya bile yakışmaz…

Kuşkusuz çalışan, iş başında olan her kurum kuruluş, yetkili etkili kim varsa hata yapabilir, bu olağandır…

Hiçbir şey yapmayanın hata yapma şansı yoktur…

Önemli olan, yanlışta ve hatada ısrardan vazgeçebilmektir…

AK Parti 14 yıla sığdırdığı iktidar başarısını işte bu temel prensipler üzerine bina ederek geldi ve girdiği her seçimde oylarını artırmasını bildi…

Bu da gösteriyor ki halkımız fikren birleşse ya da ayrı düşünse de sonunda bu ülke için hangi parti, hangi görüş ve hangi yol ve yöntem doğru ise onu tutup kolundan gel beni yönet diyerek iktidara taşıyor ve sağduyusunu gösteriyor…

Özellikle son yıllarda hep öyle olmuş ve hep bu anlayış içerisinde ulaşılmıştır zafere…

Bugün referandum süreci başlangıcında oluşan suçlayıcı, karalayıcı dil ve bundan neşet eden bilgi kirliliği yerini daha ılımlı ve olumlu bir kampanya dönemine bırakacağa benziyor…

Zira öyle bir hava oluşmuş görülüyor…

Evet diyenlerin hayır görüşünü savunanlara, onun tersi durumda olanların da yekdiğerlerine bakış açıları tam olmasa da nispeten değişmiş ve bir anda gerginleşip patlamaya giden siyasal ortamda bir yumuşama başlamış gibi…

Ya da en azından ben böyle görüyor ve böyle düşünüyorum…

Hayır cephesinde yapılan toplantılara evet konusundaki eğilimi tartışılmaz siyasetçi, yazar çizer kesiminden katılanların oluşu böyle bir gidişatın ayak izleri olsa gerek…

Hani derler ya tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır…

Nihayet bu atasözünün ifade ettiği anlamı benimseyen grubun içerisine siyasetçiler de katılmış bulunuyor, ne kadar sevindirici değil mi!

Ucuz politikalar yerine iktidarın, iktidarda kaldığı sürece neler yaptığını ve neler yapabileceğini; muhalefetin ise neler yaptığı konusunda olmasa da neler yapabileceğini dile getirmesi hiç kuşku yok ki onlar için büyük kazanç olacaktır…

Avrupa’nın ülkemiz üzerine yüklediği gerginlik aksine, içeride siyasi partilerin böyle ılımlı ve olumlu bir yola girmesi şüphesiz bu referandum sürecinin ülke adına en büyük kazancı olacaktır…

Bu duygularla yaklaşan referandumda ülkemizin yarınları adına en verimli ve de olumlu bir sonuç çıkması dileğiyle...