Hiçbir zenginlik insan sağlığı kadar önemli değildir…

Buna en çarpıcı örnek, yaşadığım ilginç bir olayda saklı…

Bugün Orhan Cami karşısındaki Migros’un bulunduğu yerde eskiden Kandıra Oteli vardı… (Yıl 1955-65)

Altında ise hayvanları ile gelen ve otelde geceleyen köylülerin atlarını bağladıkları büyük bir ahır bulunurdu…

O kocaman ahırı kiralayıp mobilya mağazası haline getirmiştik, bir dizi yenileşmeden sonra…

Hanın kapısı caddeye göre içerdendi…

İşyeri kapısı ile cadde arasındaki boşlukta -eskiler hatırlayacaklar- kendisinin çektiği iki tekerli arabası ile saat 18.00’e kadar çalışıp o saatten sonra trilyon verseler işe gitmeyen, ağzında tek bir dişi bile olmayan “Kadillak Cafer” vardı…

Arabası onun her şeyiydi…

Mesai sonrası arabanın üzerine sofrayı kurar, Gümrükönü’ndeki Köfteci Meriçler’den ıslama köftesini alır, yanına da demli çayını koyar, demlenirdi…

Sonra, o kendine has kahkahalarını patlatırdı…

1940’lı yıllarda Sarıkamışın’ın iliklere işleyen soğuğunda itiyat askerliği sırasında tuttuğu bir gece nöbetinde donunca yakalandığı astım hastalığı ile yeme-içmede sınırlı bir yol izleyen rahmetli babam, Kadillak Cafer’in haline bakıp, “Biliyor musun, şu Kadillak Cafer’in keyifli halini hiçbir para sağlamaz” diyerek, onun dünyaları taşıyan haline gıpta ile bakar ve “Siz siz olun, paradan evvel sağlığınızı kazanmanın yolunu bulun” derdi…

Şimdi para, sağlığın da önüne geçiyor…

Bireysel olarak ne kadar önlem alınsa da insan sağlığını bozan çevre kirliliği nedeniyle artan kanser vakalarıyla dolup taşıyor bugün hastaneler…

Hal böyle olunca, geçtiği illerde tarıma elverişli toprakları sulayan Sakarya Nehri’ni bekleyen bir tehlikeden söz ederek, siyanürle altın çıkarma faaliyetlerinin tarım alanlarını etkileyecek olmasına dikkati çekiyor CHP İl Başkanı Isır şimdiden, ısırıcı bir dil kullanarak…

Eğer önlem alınmazsa gelecekte Ankara il sınırından başlayıp ilimize ulaşan ve civar illerin tarımsal sulama alanlarını etkisi altına alacak bir büyük toplumsal belaya karşı tedbir alınmasını, böylece muhtemel bir sağlık felaketinin önüne geçilmesini isteyen CHP İl Başkanı Erdoğan Isır’a, gel de hak verme…

Bozulan halk sağlığı ve heba olan hayatları yerine getirmek için, tonlarca altının olsa ne fayda!

 “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi…

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” sözü tam da bu sıkıntıyı dile getiriyor olmalı…

Aksi halde siyanürlü su ile sulanacak toprakların ürünleri, sağlık yerine hastalık saçar ortalığa…

Böylesi bir konuyu gündeme taşıyan Erdoğan Isır’a, şifa çiçeği “ıtırlar” gönderelim istedik…