28 Şubat sürecinde tüm meslek liselerinde  olduğu gibi, İmam Hatip L. mezunlarına da büyük haksızlıklar yapılmış ve Yüksek Öğrenim hakları büyük ölçüde ellerinden alınmıştı.

          Dahili ve harici küresel işbirlikçi bir pırojenin ürünü olan ve  bir çok hak ihlalinin olduğu o deli saçması uygulamaların geride kaldığı aşikardır.

           Dünyanın geldiği nokta, konjonktür, yeni konsept  ve pırojeler gereği, bir daha o günlere ve uygulamalara dönülmeyeceğini, ama mutlaka, dahili ve harici başka konseptlerin yürürlükte olacağına inanıyoruz. Zira küresel emperyalist kan içiciler hiçbir zaman durmayacak,  dahili işbirlikçilerle yeni ittifaklarla, yeni oyunlara girişecekleri ve halen de girişmeye devam ettikleri, etmeye devam edecekleri aşikardır.

           İrdelemek istediğimiz mevzu ise İmam Hatip mekteplerinin ismi.

           Günümüzde, tüm meslek liseleri  gibi, İmam Hatipler de, eşit şartlarda imtihana girip, lüzumlu puanı almaları halinde, istedikleri Yüksek Öğrenim Kurumuna gidebilmektedirler. Yani,  yalnızca İmam Hatip değil, her türlü mesleği seçebilmekte, okuyabilmektedirler.

            Hal böyle iken, isimlerinin hala, tek bir mesleğe yani “İmam Hatip” e hasredilmesi doğrumudur?

            Bu noktaya hususen dikkat edelim!  Her  mesleğe ait tüm fakültelere girebildikleri, ders müfredatı buna uygun olmasına ve tüm mesleklere şamil hale getirildikleri halde, isimleri  hala, tek bir meslek olan “İmam Hatip” ile sınırlandırılmış  olan eski halleri  ile eğitime devam etmektedirler.

           Bu bir çelişki, isim ve tabela  ile kendi el  ve kolunu  bağlama gibi durmuyor mu?

           İmam Hatip;  sadece “İmamlık” mesleğini ya da hizmetini ifade ediyor ve mutlak tek  bir alan ismi ile yoluna devam ediyor, ama, uygulama da ise her türlü mesleki alanlara gidebiliyor, girebiliyor, okuyabiliyor.

          Bir diğer hususta, İmam Hatiplerle çok uğraşılması, istismar edilmesi,  yıllardır sipekülasyona tabi tutulması, siyasete ve ideolojilere malzeme edilerek,  çok konuşulup erozyona uğratılması ile  belli ölçüde de olsa bu ismin yıpratılması ve eskitilmesidir.

          Ağırlıklı olarak birinci ve ikincil olarak  da  diğer gerekçeler üzerinden hareketle,

          Hem de, yanlış hatırlamıyorsam Anadolu İ.Hatip Liselerinde, mesleki (İslami) derslerin % 40, kültür, sosyal ve fen derslerinin % 60 civarında olması da  dikkate alınarak, bu müktesebata uygun bir isim değişikliğine gidilmesi yerinde ve lüzumlu olacaktır.

         İleriki yıllara doğru, siyasete  ve yeni istismarlara malzeme olmaması, tek alan ve meslek isminden hareket edilerek, yeni operasyonlara muhatap olmaması, politikaya ve ideolojik hesaplara alet edilmemesi, bu manevraların dışında tutulması, “tek alan ve meslek” ismi üzerinden gerekçeler üretilmemesi, eğitim ve öğretim müfredatının da tabii sonucu olarak isim uyarlamasına gidilmesi ihtiyaç olarak görülmektedir.

           Kısaca İmam Hatipler; sadece İslami bilgiler vererek, yalnız İmam Hatip yetiştiren mektepler değil,sosyal, kültürel ve fen dersleri yanında İslami bilgileri de alarak, çok yönlü bilgi yüklenen ve her mesleğe aday olabilecek bir müfredatla eğitim veren kurumlardır.

            Hiç şüphesiz “İmam Hatip” isminin bir marka olduğu da ayrı bir gerçektir.

           Ama, bahse konu hususlar bu markayı ve ismi ne kadar zinde, ne kadar kapsayıcı ve kuşatıcı tutmakta, derinliğine ne katabilmekte, okulu taşıyabilmekte midir?

           Bunu da dikkate alarak bir çalışma yapılması, asrımızın ve yeni şartların gereğine uygun olarak, yeni bir isim üzerinde çalışılması ve yasal bir düzenlemeye alınmasının daha doğru olacağı kanaatindeyiz.

              İslam ve Kültür Bilimleri( ya da bilgileri) Lisesi (İKBL ), İslam, Kültür ve Sosyal Bilimler (bilgiler) Lisesi ( İKSBL) gibi ve çok daha değişik isimler üzerinde çalışılabilir ve bu günkü konsepte ve muhtevaya uygun daha kuşatıcı bir isim ya da isimler bulunabilir.

              Bir çok meslek lisesinin geçmişte ismi değiştirildiği gibi ( Sanat Enstitüsü= Endüstri Meslek Lisesi  olmuştur) İmam Hatiplerinde ismi değiştirilebilir. Yakın bir gelecekte, camilerimiz de bu vazifeyi yapacakların, İmam Hatip mezunları değil de, İlahiyat( İslami İlimler Fakültesi olmalı) mezunlarının olacağı da gözden ırak tutulmamalı, İmam Hatiplerin, İmam Hatip yetiştiren bir mektep olmaktan çıkacakları da dikkate alınmalıdır.

              Hiç şüphesiz ve hepsinden önemlisi, İmam Hatip mektepleri, vizyonunu da gözden geçirerek, asrın şart ve ihtiyaçlarını, hassasiyetlerini dikkate alarak, sadece ve sadece Kur’an ve sahih sünnet ışık ve rehberliğinde, “kardeşlik ve ümmet bilinci” büyük şemsiyesi altında, mezhepler, partiler, cemaatler, tarikatlar, kavim, kabile, aşiret ve sülaleler, her türlü kılikler üstü, İslam’ın çözüm ve reçetelerini ortaya koyarak, beşeri sistemlere asla manivela edilmeden, İslam dava ve sistemini misyon edinerek ve asla hiçbir beşeri oluşumun arka bahçesi olmadan yoluna devam etmeli, Hak’kın ve adaletin yanında, zulmün ve zalimin karşısında, araştıran ve sorgulayan, Hak mücadelesinde de, hukuk ekseninde ve her yerde en önde olan bir çizgi de yol almalıdır.