Kent meydanı bir türlü dolmuyor, istenilen,  beklenilen mitingler henüz yapılmadı. Geçmiş seçimlerden alıştığımız tablolar sergilenemiyor.

Şu ana kadar üç siyasi parti kent meydanında miting düzenledi, beklenilen kalabalık ve heyecana ulaşılamadı.

Tüm değerlendirilme ve ölçü, geçmiş dönem yapılan mitingler üzerinden yapılmakta. Görünen o ki seçmenin ilgisi azalmış.

Son bir yıl içerisinde yaşanan üç seçim, seçmende yorgunluğa yol açmış, bu sayede siyaset ilgisi kaybolmuş.

Bunu söylerken CHP’ne haksızlık yapmışta olmayalım, henüz kent meydanı mitingleri düzenlenmedi, 29 Mayısta (Cuma) yapılacak olan miting genel kanaatimizin hangi seyirde olacağını tayin edecek.

Miting harici, alan çalışmasında da seçmenin ilgisiz olduğu, heyecan duymadığına dair bilgi akışı sağlanmakta.

Bu durumu yakın takvim içerisinde yaşanan seçimler etkilediği gibi mevcut iktidarın durumu da belirleyen oldu.

Seçmen paralel yapı adı altında devlette kavgadan başka bir şeyle yüzleşmemekte, siyasete olan güven her geçen gün azalmakta.

Yakın tarihe kadar kader birliği yapan, kol kola giren, ülkeyi birlikte dizayn edenlerin kavgasına tanıklık etmekte!

Ezber bozan, akil tutulmasına yol açan gelişmeler yaşanmakta. Siyasetin bu hali seçmen üzerinde ister istemez bıkkınlık, güvensizlik yaratmakta.

Yeni seçim, yeni umutların kapılarını aralamak demek ise de mevcut iktidar kavgaya devam edeceğini, eski arkadaşlarına hesap soracaklarını anlatmakta. Devlet geleneğinde olmayan kavga kültürünün hâkim kılınacağını taahhüt etmesi siyaset kurumunun çökmesi demektir ki seçmende bu durumu böyle okuyor!

Muhalefet mevcut yapıya itiraz edip, proje ve umut üzerinden kampanyayı yürütmeye çalışsa da, iktidarın uyguladığı yöntem yurttaş üzerinde baskı oluşturdu.

AKP iktidarının oluşturduğu siyasi iklim, travma yaratmakta, siyaset kurumunun iflas etmesi demektir ki bu da tamiri güç demokrasi tahribatlarına yol açar!

Bugün yaşadığımız seçim havası da bunu göstermekte.

Böylesi olumsuz koşullarda son düzlüğe doğru ilerliyoruz umarım seçimin son günleri var olan bu algıyı ve havayı dağıtır,  seçimin gerçek gündemi üzerinden tartışma yürütülür ve nihai karar taahhütler üzerinden verilir.

Aksi halde kaybedilecek olan seçim değil, siyaset kurumun güvenilirliği ve demokrasinin temel kurula olan sandık olacaktır!

Devlette kavgayı değil, umudu egemen kılmaktır doğru olan. Kaybedilecek her günün telafisinin imkânsız olacağı döneme girmekteyiz.

Yoksul nüfusun her geçen gün arttığı, ekonomik sıkıntıların büyüdüğü, dış politika da geldiğimiz yer ortada, komşular ile yaşanan sorunlar ve Orta Doğunun aldığı şekil gözlemlendiğinde bulunduğumuz pozisyonu görmek mümkün.

Onun içindir ki bir an evvel seçim gerçek gündemine dönmeli!   

                                                                                                       [email protected]