Tarihi günlerden geçiyoruz…
Sadece şehrimiz veya ülkemizde değil, bütün dünyada vaziyet bu!
Koranavirüs ile yatıp, Koranavirüs ile kalkıyoruz…
Okullar kapandı, bazı işyerleri kapandı, insanlar evlerine kapandı…
Siyasi, ticari, kültürel faaliyetler durduruldu…
Cadde ve sokaklar ıpıssız…
Adeta distopik bir romanın, büyülü bir gerçekliğin içerisinde gibiyiz…
İnsanların kahir ekseriyeti endişeli bir bekleyiş içerisinde…
Bu halet-i ruhiyeye baktığımız zaman birçok şey de gözümüzdeki anlamını yitirmiş görünüyor…
Siyasi ve sportif tartışmalar, tatil planları, kariyer planları, makam hırsları, güç mücadeleleri…
Her şey ama her şey geri planda kalmış durumda…
Esasında ne kadar boş, ne kadar anlamsız işlerle uğraştığımızı da anlıyoruz böylelikle…
Çok değil birkaç gün önce AK Parti ile CHP’liler birbirlerine galiz sözlerle hakaret ediyordu…
Parti tabanları da bütün enerjisini bu tür tartışmalara ayırıyor ve birbirlerine küfrediyordu…
Daha düne kadar “O takım mı şampiyon olacak, bu takım mı” diye futbol fanatikleri birbirine giriyordu…
Herkes daha fazla para kazanmanın hesaplarını yapıyordu…
“Kendimi şu devlet dairesine bir atsam, şu makamı bir elde etsem, şu işi bir kotarsam, şu ihaleyi bir alsam” türü hesaplar dönüyordu insanların kafasında…
İnsanlar birbirlerini düşman ve rakip olarak görüyor, herkes bir diğerinin ayağını kaydırmaya çalışıyordu…
Bilgisayar başında tatil siteleri ziyaret ediliyor, “Acaba bu yaz nereye gitsem” planları yapılıyordu…
Petrol savaşları, gaz savaşları, vekalet savaşları devam ediyordu tüm dünyada…
Yaşanan olağanüstü gelişmeler sonrasında artık herkes sadece canını düşünüyor…
Kendisinin ve ailesinin canını…
Paranın pulun, makamın şöhretin, gücün ihtirasın yerini can telaşı almış durumda…
Zengin de olsan, ağa da olsan, bey de olsan, paşa da olsan derdin aynı…
Hiç kimsenin hiç kimseden bir farkı, bir üstünlüğü kalmadı…
Sadece çocukların her halükârda konforları yüksek…
Şu aşamada yapmamız gerekenler belli:
Zorunlu olmadıkça evlerimizden çıkmayacağız…
Temizlik ve hijyen kurallarını harfiyen yerine getireceğiz…
Birbirimize sevgi ve saygı gösterecek, birbirimizle yardımlaşacağız…
Sadece yetkili kişilerin açıklamalarına riayet edeceğiz…
Ve de bu fırsattan istifade kendi iç muhasebemizi yapacağız…
“Allah’ın bize verdiği nimet ve imkanları nasıl kullanıyoruz” diye soracağız kendimize…
“Allah’ın bize sayıyla verdiği soluğu ne için ve ne uğurda harcıyoruz” diye sorgulayacağımız kendimizi…
Belki böylelikle kalbimiz biraz yumuşar da daha merhametli insanlar oluruz…
Hem kendimize, hem çevremize, hem de tüm insanlığa karşı daha merhametli…