‘’Bu hayatın yarısı çok hızlı evet demekle, diğer yarısı da zamanında hayır diyememekle geçiyor.’’ Josh Billings
  
        Mutluluğun, huzurun formülü hep ılımlı, olumlu olmaktan geçti ömrüm boyunca. Şu son bir yılda anladım ki “evet” diyebilmek kadar “hayır” diyebilmek de mutluluğa giden kestirme yollardan. Hayır Diyebilme Sanatı kitabında yazar gerçekten özgür müsünüz diye soruyor okurlarına ve ekliyor sandığınız gibi “sınırsız” olmak demek değildir özgürlük, tam tersine net ve güçlü sınırlara sahip olmaktır, diye. Evde, işte, sosyal yaşamda sınırlarımızı aşmaya çalışan herkese dur demeyi öğrenmeliyiz diye düşünüyorum. 
İnternette arama sitelerinden herhangi birine hayır diyebilmek yazarsanız psikologların açıklamalarını hatta psikiyatristlerin makalelerini okuyabilirsiniz. İnsan ruhunu derinden etkileyen bir mesele bu. İnsanın kendi benliğinden ödün vermesi zamanla yok olması anlamına geliyor çünkü. Çoğu zaman sevdiklerimizi üzmemek adına ‘fedakarlık’ adı altında söylenmiş evetler hayat enerjimizden, neşemizden çalıyor diye düşünüyorum. Tabi ki her şeye hayır diyelim, fedakarlık yapmayalım anlamına getirmek istemiyorum sözü. “Sevgide fedakarlık yolunu bulamayanları asla gönül kapınızdan içeri sokmayın.” demiş Mevlana. Katılıyorum. Sadece bunu bir alışkanlık haline getirip kendi benliğimizi kaybetmeyelim diyorum. “Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur” demiş Necip Fazıl Kısakürek. Derdimiz de gayemiz de tomurcuktur bizim de lakin Reşat Nuri Güntekin’in de Biz hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız... Yorgunluğumuz bitmez bizim.” sözü kulağımda çınlıyor. O halde şimdi dinlenme vaktidir. Kendini anlama, kendine zaman ayırma vaktidir. 
           Yarın sabah aynanın karşısında kendinize kocaman gülümseyin, istemediğiniz hiçbir şeye onay vermeyin. Gönlünüze sinmeyen, içinizin almadığı sırf sevilmek için ya da onay görmeme korkusuyla söylediğiniz her şeyi bir kenara bırakın. Rahatladığınızı hissedeceksiniz. 
Kelebeğin ömrüne kısa diyorlar yalan insan ömrü kelebeğinkinden kısa göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Baksanıza Corona hayatımıza biz evlerimize gireli bir yılı geçmiş. Şu kısacık hayata sığdırdığımız büyük mutlulukları gölgeleyecek “evet”lerden uzak duralım. 
          Sevgili Okur, sen de bir değişiklik var ya diyenlere, bilemiyorum ama vardır bunda da bir “hayır” deyin gülün geçin ve ekleyin sonuna lütfen ne demiş şair: Hayat kısa, kuşlar uçuyor.