O denli alıştırıldık ki sıradan bir hal aldı yüzleştiğimizde yadsımaz olduk.

             İtiraz etmez, sesimizi çıkarmaz olduk.

             Taa ki bireysel çıkarlarımıza temas edene kadar yani zararı direk elden yaşadığımız ana kadar.

             Yerel seçim kampanyaları sessiz yürütülmekte.  AKP tüm adaylarını belirledi malum üzere MHP Taraklı ilçesi karşılığında Büyükşehir dâhil olmak üzere 15 ilçede aday çıkarmayacak.

             Sakarya’ da tüm adaylar AKP’ ye kaldı, mevcut belediye başkanlıkları da bilindiği üzere iktidarın elinde.

             Dolayısıyla seçim kampanyaları, mevcut adayın ya da değişen aday olması halinde de belediye bütçeleri kadrolarıyla yürütülmekte.

             Görüyoruz ancak sıradanlaştığı için dikkat etmiyoruz. Belediye kadroları, araç, gereçleriyle kampanya yürütülmekte.

             Geçmişte de manzara farklı değildi belediye AKP kadrolarının elinde, mevcut başkan adayı da AKP’ den olunca hizmet sunumuna devam edildi.

             Adaylar başta olmak üzere bu duruma da itiraz eden, haksızlık yapılıyor diyen olmadı.

             Anayasanın neyi tarif ettiğinin de önemi yok. T.B.M.M başkanı bu görevinin yanında belediye başkan adaylığına devam edebiliyorsa anayasanın hükmünün de çok anlamı yok.

             Oysaki yurttaş bu duruma itiraz etmeli haksızlık yapıldığını vergilerinden oluşan belediye bütçesinin bir adayın hizmetine sunulmayacağını haykırmalı.

             Dedim ya o denli alıştırıldık ki itiraz edilmesini gerektirecek bir durum olduğunun farkında bile değiliz.

             AKP büyükşehir adayı Ekrem Yüce bu duruma itiraz etmeli belediye imkânlarının servis edilmesine asla izin vermemeli.

             Bunun bir “hak” meselesi olduğunu bilmeli.

             AKP’ li adaylar henüz sandık önümüze gelmediği halde kendilerini seçilmiş görüyorlar belediyenin sahibi gibi olmanın yanında, caddenin, sokağın sahibi gibi görür haldeler.

             Seçim yarışında AKP adayı(Cumhur İttifakı) Ekrem Yüce ile İYİ Parti adayı(Millet İttifakı) adayı Cihan Kolip’ in hiçbir farkı yok.

             Devlet protokolü tarifi her ikisine de aynı karşılığı ya da imtiyazı tanımakta.

             Benzeri durumda ilçe belediye başkanlıkları için de geçerli.

             Onun içindir ki kimse kendisinin diğer adaydan farklı ve imtiyazlı görmesin.

             Meselenin “hak” boyutu olduğu gibi devlet geleneğiyle ilgili tarafı da var, yok sayılamaz.

             Bir diğer tarafı ise AKP adaylarının “kibir” e teslim olmasıdır ki böylesi bir görüntü sergiliyorlar.

             Son günlerde kibirin esaretine teslim olmuş İYİ Partili arkadaşlarda mevcut AKP’ li adayları aratmaz durumdalar.

             Kibirin geçerli akçe olabileceği hiçbir alan olmadığı gibi siyasetin ruhuyla asla bağdaşmayacak bir durumdur.

             Millet İttifakı gereği CHP’ li adayların belirlendiği ve ilan edildiği ilçelerde bazı İYİ Parti’ li isimler kendi isimlerinin önünde hiçbir ismin olamayacağı gibi dehşet verici bir kibire teslimler ki, seçimin tek galibi kendileri…

             Her iki temel kavramdan “Hak” tan uzaklaşan ve “Kibir” e teslim olan arkadaşlara tavsiyemiz, her daim yanlarında boy aynası taşımalarıdır.

             Kendini vazgeçilmez ve bulunmaz sananların akıbetinin ne olduğunu her biri basit sorgulamayla göreceklerdir.

             Dileğim; yurttaşın adalet anlayışından uzak ve kibire teslim olmuş adayları görüyor olmasıdır.

             Bugüne kadar görülmedi umuyorum bu yerel seçim başlangıç olur.