Gün geçmiyor ki şikâyet olmasın, şehir içi trafiği ve yoğunluk bir türlü bitmeyen şikâyetin en merkezinde yer alıyor. Şehirde bir anket çalışması yapılsa, görülecektir ki ekonomik sıkıntılar, geçinemiyoruz feryatlarından aşağı kalır bir hal değildir, şehir içi ulaşım sıkıntısı.

“Zaman En Kıymetli Hazinedir” sözünden hareketle zamanı verimli kullanmalı, bir diğer taraftan trafikte harcadığımız gereksiz akaryakıt sarfiyatı, harcanan milli servet en az boşa harcanan zaman kadar kıymetli.

Kimileri bu durumu; araç fazlalığı ekonominin iyi yolda olduğunun işareti diyerek konuyu sulandırma çabasındalar, o bu yazının konusu değil. Hane halkı borcu nerelerdeydi nerelere geldi, ilgililerin sorgulayıp bulabileceği sonuç, avutmaya çalıştıkları kendileri dâhil kendileri gibi düşünenlere verilecek cevap orada duruyor.

Mevzuyu dağıtmadan kendi konumuza dönecek olursak, artan araç sayısı olduğu gerçeği ilgili kurumdan istatiksel bilgi almaya ihtiyaç duyulmadan ortada duruyor ve bu değişim akşamdan sabaha olmadı. Sabah kalktık yeni güne dâhil olmuş binlerce araç olmadı, azar azar ve her gün trafiğe katılım oldu. Tane tane yazmakta ki kastım, daha net anlaşılsın ki aklımızla alay etmek gibi bir tutum sergileme çabası olmasın. Hani meşhur bir söz var ya “nerden nereye” araç sayısı da böyle bir serüven ile değişim ve artış sağladı.

Geliyordu gelmekte olan, sinsice gelmedi aksine davul zurna ile düğün dernek geldi. Araç sayısı artarken şehir içi yol ve cadde paralellik göstermedi, haksızlık yapmayalım hiç değişim olmadı gibi gerçekten uzak bir iddianın ardına takılacak değilim. Araç sayısında ki artışı karşılayacak yeni yol ve cadde açmayı beceremediler.

Şehirlerarası otobanlar bizim sorumuzun cevabı değil, esasen orada gizli aradığımız cevaplar. Malum olduğu üzere son dönem otobanlar YİD ( Yap İşlet Devret ) modeli ve araç garantili yapılmakta, AKP klasiği ihale modeli, cebimizden beş kuruş çıkmayacak denilerek ihale edilen ve ödeme garantili model. Birden cebimizden çıkmayacağını tarif etmeye çalışıyorlarmış oysaki sonra görüldü ki gerçek bedelin çok üzerinde bedeller ödeyecekmişiz zaman içerisinde. Yani otoban yapmak köprü yapmak, yirmili yıllar boyunca ödemek durumunda kalacağımız yatırımlar imiş, o süre zarfında işletme ve sahip yatırımcı müteahhit firma, ödeme sonunda bizim olacak. O esnada yolun değerinin çok üzerinde bedeller ödenecek, o da bugünün sorunu değil.

AKP’nin yol yapma ezberi bu olunca, ücretsiz yol yapmak gibi bir pratikleri yok hal böyle olunca da şehir içi trafik yoğunluğunu kaldıracak yollarımız maalesef olmuyor. Eski Türkiye diyerek her fırsatta dünü eleştiren, geçmişi olumsuzluk üzerinden tarif etmeye çalışanlar mesele ücretsiz yol yapmaya gelince, eski yollar ile vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Şeytanlaştırmaya çalıştıkları eski Türkiye yolları ile bugünün araç sayısına hizmet vermeye çalışıyorlar, yukarıda da dediğim gibi hiç değişim olmadı demiyorum, yeterli yol ve cadde açılmadı.

Gerekçesi de çok anlaşılır, şehir içi yollar YİD (Yap İşlet Devret) modeli ile yapılamıyor.

Gelelim şikâyetin bu kez hangi bölge için geldiğine; geçen hafta sonu bir yakınım Serdivan da Necmettin Erbakan bulvarı ile Altınova caddesinin buluştuğu kavşakta uzun süreli trafiğin sıkıştığını, çaresizce trafiğin açılmasını beklemekte olduğunu anlatmaya çalıştı. Benden istediği yardım değildi, ne oluyor nereye gidiyor bu şehir demek istiyordu.

Haksız değildi kısa süre önce bende yakalanmıştım aynı bölgede trafik sıkışıklığına, çaresizce kavşak trafiğinin doğal akışına dönebilmesi için dua etmekten başka bir şey gelmiyor elden.

Kavşaklarda geçiş hakkı, kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların veya yayaların geçmesine imkân vermek zorundadırlar. Kavşaklarda bütün sürücüler, geçiş üstünlüğüne sahip araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundalar. Evrensel kural ancak gel gör ki bu kural bizde maalesef işlemiyor, her araç sürücüsü önceliği kendisinde görüyor, hal böyle olunca da içinden çıkılamaz ve sinir uçlarını tahrip eden bir serüven yaşanılması kaçınılmaz oluyor.

Yol ve cadde yapılamıyor, bu anlaşıldı. Mevcut üzerinden kavşak uygulamaları ile çözüm üretileceği düşünülmekte, o halde kamu spotu marifeti ile kavşak kuralları eğitimi verilse hiç değilse.

Zamanda kıymetli, boşa harcanan milli servette.

Şehir içi trafiğinin en temel çözüm yolu, dünya ölçeğinde kabul görmüş yöntem toplu taşıma sistemi ve toplu taşıma araçlarının kullanıma özendirilmesi. Bizi kıskanan batı toplumları ! bu sorunu geçtiğimiz yüzyıl içerisinde çözmüş.

Hafif raylı sistem ve buna uygun yeni yollar sorunun çözüm adresi ancak bunu yapabilecek irade ve ihale yöntemi henüz ortada olmadığı için, kısa vadede bizim için çözümün adresi kavşak kullanım bilincini oluşturmaktan geçmekte.

Ya da hafif raylı sistem için YİD ( Yap İşlet Devret ) ihale sistemini bekleyeceğiz.