Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Kıyamet günü, mü’minin terazisinde, güzel ahlaktan daha ağır bir şey yoktur. Allah Teala, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder.’’ (Tirmizi)

Erzurum’da islami yaşam üzerinde olan beş nüfuslu bir ailenin iş icabı bulundukları ortamı terk edip Sakarya’ya yerleşmesi gerekti. Evin reisi olan Nihat Bey Sakarya’da yaşayan bir akrabasına telefon ederek kendisine iyi bir yerde ev bulmasını rica etti.

O dönemlerde Sakarya’nın en iyi yeri diye geçen bölge Serdivan bölgesiydi. Çünkü Sakarya Üniversitesine yakın olduğundan dolayı çok hızlı gelişmiş, Sakarya’nın  en gözde ve tercih edilen, şahşahalı bir bölgesi olmuştu. İnsanlar bu bölgede oturmak için yüksek bedeller ödüyorlardı.

 Sakarya genelinde mutaassıp ve iyi bir şehirdi. Komşuluğu önemseyen, birbirine yardım eden, islami yaşantısı güzel olan insanların yaşadığı pek çok mahalle vardı. Serdivan da önceleri öyleydi fakat  üniversitenin gelişmesiyle başka şehirlerden gelen binlerce öğrencinin getirdiği kültürel bozukluğun oluştuğu bir yer oluvermişti. Oturdukları mahallede komşuluğun ve islami yaşantının önemli olduğunu düşünen insanlar Serdivan’ı tercih etmiyordu. Önceleri oraya yerleşmiş olanlar ise hem öğrencilerin edep dışı davranışlarından hem de hiç komşuluk olmamasından şikayet edip duruyorlardı.

Nihat Bey’in iyi bir yer istemesi ile akrabası en iyi yer diye düşündüğü üniversite bölgesinden ev tuttu. Kısa süre sonra Nihat Bey ve ailesi buraya  yerleşmiş oldu. Çocukları şahşahalı ışıklı caddelerden geçerken,  gece yarılarında yüksek müzik seslerini duyarken, sokaklarda sarmaş dolaş sevgililerin geçtiğini gördüklerinde ya da marketten alışveriş sırasında içki alanları gördüklerinde şaşkına döndüler. Önceleri tepki gösterdikleri bu görüntülere alışmaya başladılar. Sonra ise bu durum normalleşti. Nihat Bey’de bu yaşam tarzına alışmıştı. Normalleşmiş olan bu durumun ailesine verdiği  zararı  fark edememişti. . Birkaç sene içinde çocuklar eve geç gelmelere başladı. Çocukların sevgilileri vardı artık. Hatta küçük oğlu eve gece yarılarında içkili bir vaziyette gelmeye başladı.

 Erzurum’dan Nihat Bey’in babası ziyarete gelmişti. Çocuklar bilgisayarda farklı arkadaşlıklar kuruyorlardı. Dünya yansa umurlarında olmayan lakayt bir tavırla dedelerini karşıladılar.

Dede durumu görünce şaşkına uğradı. Bu duruma el koymayı uygun gördü. Nihat Bey ile konuştu. Nihat Bey kendini hatırlamıştı babasının gelişiyle. Birlikte çözüm aradılar. Önce oturdukları mahalleyi değiştirdiler. Çocuklarının da üçünü birden din eğitimi veren farklı yurtlara yerleştirdiler.  Çocuklar kaldıkları yurtlarda önceleri zorlandılar ve eve geldiklerinde sürekli şikayet ettiler. Yemeklere vb. birçok şeye mana buldular ve nazlandılar. Nazlanmalarının umursanmadığını görünce bir süre sonra nazlanmayı bırakıp eğitimlerine devam ettiler. Bilgisayardan telefondan ve eski arkadaşlarından bağları kopunca güzel ahlaklı ve çalışkan iyi bireyler oldular. Üniversite de iyi bölümler kazanıp okudular.

Aile bireylerinizin AHLAKİ DEĞERLER ve verdiğiniz islami eğitimin hafızalardan silinmesini istiyorsanız, oturduğunuz mahallenin veya evlatlarınızın gittiği okulun kısacası çevrenizin nasıl bir yaşam tarzı olduğuna dikkat etmeyin.