1934 Yılında Adapazarı Taşlık köyünde dünyaya gelmiştir. Döküm fabrikalarında işçi olarak çalışırken aldığı bir kamyonla taşımacılık sektörüne girmiştir. O yıllar kamyon sahibi olmanın ayrıcalıklı olduğu yıllardır. Karayolu ulaşımı istenildiği düzeyde değildir. Taşımacılık ağırlıklı olarak demiryoluyla yapılmaktadır ve kamyon sınırlı sayıdaki insanda bulunmaktadır. Kısa bir süre sonra yeni bir kamyon almak amacıyla üç arkadaşıyla beraber Avrupa seyahatinde Almanya ve Danimarka’dan sonra gittiği İsveç’te işçi olarak kalmaya karar vermiştir.

Nidai Amcanın İsveç yılları onun hayatında dönüm noktası olmuştur. İçindeki Sakarya sevgisi Türkiye sevdasıyla mücadeleci ruhunu birleştirmiş, ortaya gerçek bir vatansever, hamiyetperver bir Sakaryalı çıkarmıştır. Bu arada büyüyen çocuklarını milli ve manevi değerlerle yetiştirmek için yurda dönmek ister ve yıllarca dönmeyi planladığı anavatana 1997 yılında kesin dönüş yapar. Sakarya’ya dönüşüyle kalan ömrünü İslama hizmet gayretiyle geçirmiştir. Hüsniye Deribaş ile olan evliliğinden ikisi erkek biri kız olmak üzere üç çocuğu dünyaya gelmiştir. 2008 yılında vefat eden Nidai DERİBAŞ taşlık köyü mezarlığına defnedilir.

 

İSVEÇ YILLARI

Şoförlük yaptığı yıllarda yeni kamyon almak için aynı sektördeki üç arkadaşı ile Avrupa’ya araştırmaya çıkıyorlar. Önce Almanya daha sonra Danimarka ve en son İsveç’e giderler. Birçok konuda bilgi sahibi olup Türkiye’ye dönmek üzereyken Nidai Amca İsveç’te kalmaya karar verir. Diğer arkadaşları ülkeye dönerken kendisi İsveç’te kalır. Ailesi Türkiye’de kendisi İsveç’te çalışmaya başlar. Uzun süre burada ailesinden ve 3 çocuğundan ayrı çalışarak gurbet hayatı yaşar. Ancak büyük oğlu 10 yaşına geldiğinde ailesini İsveç’e götürür. Bu Anadolu insanı İsveç’te kaldığı yıllar süresince örf adetlerine bağlı kalarak neslini muhafaza etmeye gayret göstermiş, çocuklarını sürekli ilim tahsil etmeye yönlendirmiştir. Kendileri STOKHOLM şehrinde ikamet ederken büyük oğlu Mefail MALMÖ şehrinde bir Üniversiteyi kazandığından işini bırakıp oğlunun okuduğu şehirde yeni bir iş bularak oraya taşınmıştır. Bu da çocuklarını yetiştirmek için nasıl bir fedakârlık gösterdiğine işarettir. 

 

 

 

HAC VAZİFESİ VE DÖNÜŞEN HAYAT

Nidai Amca Avrupa’da örf, adet, gelenek ve göreneklerine uygun bir yaşantının sürdürülebilmesinin zor olduğunu iyi biliyordu. Kendisi de neslinin muhafazasından çocuklarının milli ve manevi değerlerinden uzak yetişmesinden endişeleniyordu. Hac vazifesini yerine getirmek için 1979 yılında Avrupa’dan hacca gidiyor. Hac vazifesi ailesinin de hayatını kökten değişiyor. Hac dönüşü artık yavaş yavaş Türkiye’ye dönmeyi planlar. Ancak 1980 yılında ülkede yaşanan olumsuz siyasi gelişmeler yurda dönüşü geciktirir.

İşte 12 Eylül ihtilali Nidai Amcanın hayatında bir dönüm noktası olur. Bu tarihten sonra İslami anlamda daha da bilinçlenerek, inandığı dinin kurallarına göre yaşamaya azami ölçüde dikkat etmeye başlar.

 

 

KALPTEN BİR SÖZ SİGARAYI BIRAKTIRIYOR

Nidai Amcaya gurbetin getirdiği en kötü alışkanlık sigara bağımlılığı olmuş. Hac dönüşü sigarayı bırakma hikayesini biz torunu Ali Deribaş’tan dinledik. Avrupa’da kaldığı dönemlerde Nidai Amca’nın en yakın dostlarından biri de Karasulu hafız Zeki’dir. Hacca gitmesine vesile olan ve birçok sıkıntılarını beraber göğüsledikleri dert ortağı Hafız Zeki. Hac’ca gittikten sonra kendisini ilk ziyaret edenlerden biri de Hafız Zeki’dir. Ziyaret esnasında Nidai Amca hafız Zeki’ye:

- “Zeki sen neden sakal bırakmıyorsun, hafız hiç sakalsız olur mu?” der. Nidai Amcanın günde 2 – 3 paket sigara içtiğini bilen Hafız Zeki de kendisine: 

- “Peki hem hacı hem sakallı bir Müslüman sigara içer mi?” diye cevap verir. Karşılıklı söylenen bu samimi sözlerden sonra Hafız Zeki etkilenerek sakal bırakır, Nidai Amca da sigarayı terkeder.

 

 

TASAVVUFLA KESİŞEN YOLLAR

Nidai Amcanın büyük oğlu Mefail Deribaş öğrenimini Avrupa’da görmüş, birkaç dil bilen iyi bir idarecidir. 1981 yılında bir Avrupa ziyaretinde Prof. Mahmut Esad COŞAN Hocaefendiyle tanışır. Bu tanışma daha sonra köklü bir dostluğa, devamında da hizmette bir yol arkadaşlığına dönüşür. Mefail Deribaş’ın Avrupa görmüş kibar, ağırbaşlı hali Prof M. E. Coşan hocanın dikkatini çekmiştir. Prof M. E. Coşan hocaefendi Mefail beyi İskenderpaşa cemaatinin önemli bir kurumunun başına getirir. Bu ilişkilerden en çok istifade eden ise baba Nidai Deribaş olmuştur. Nidai Amca gece gündüz dinlediği sohbetlerin etkisiyle kendisini iyice hayır işlerine adamıştır. Nidai Amca İsveç’te başlattığı çalışmalarını yurda döndüğünde de aynı heyecanla devam ettirmiştir. Nidai Deribaş’la başlayan şevk ve heyecan bütün aileye yansımış, pek çok hayırlı çalışmanın altına böyle imza atılmıştır. Bugün Deribaş ailesi Nidai Amcanın yolunda hayırlı işlerde aynı azim ve şevkle devam etmektedirler.

 

MEHMED ZAHİT KOTKU KÜLLİYESİ

Nidai Deribaş Türkiye dönüşünde öğrenci hizmetleri, burs temini, yurt inşası, kültür merkezi yapımı gibi çalışmaları yanında esas eseri olan Kotku Külliyesi inşaatıyla hizmetlerini taçlandırdı. Bu arada Adapazarı’nda ilk İslami yayın yapan Radyo PAK için verdiği hizmetlerde unutulmamalı. Yeşiltepe’de  bugün pek çok hayırlı hizmetin yapıldığı KOTKU CAMİ ve Külliyesi Nidai Deribaş’ın büyük gayretleriyle vücut bulmuştur. Külliyenin arsa temininden, inşaatın tamamlanmasına kadar her aşamada ilerlemiş yaşına rağmen Nidai Amca büyük gayretler göstermiştir. Umulur ki inşallah Allah bu hizmetlerinin karşılığında Allah onu cennetle mükâfatlandırmıştır.

 

 

 

HATIRALAR

ERKAL ETÇİOĞLU

Nidai Amcayı Adapazarı Belediye başkanlığı dönemimde bir OECD toplantısı için gittiğimiz İsveç’te tanıdım. Sosyal, girişken, yurtsever, candan, samimi biriydi. Bize oralarda hemşerilik duygularıyla sahip çıktı, ilgilendi. İsveç’ten Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde geldiğinde beni belediyede ziyaret etmişti. O yıllar için belediyenin ihtiyacı olan bazı araç ve ekipmanları bağışladığını hatırlıyorum. Hayırsever bu hemşerimi tanımaktan çok onur duydum. Kendisini rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun.

 

 TALAT DEMİREL

Rahmetli Nidai Amcayı İsveç’ten kesin dönüş yaptıktan sonra tanıdım. Bize her yönüyle örnek olmuştur. Karşılıksız vermeyi, hizmet için koşturmayı, sabrı, büyükle büyük, küçükle küçük olmayı, fedakârlığı ben ondan öğrendim. Adapazarı’nın ilk İslami yayın yapan radyolarından olan Radyo Pak maddi sıkıntılar içinde kuruldu. Stüdyo olarak evinin en üst katını bizlere bedelsiz vermişti.  O gün Radyoyu yürütmeye çalışan gençler bugün çok önemli yerlerde başarıyla görev yapıyorlar. M. Z. Kotku cami ve külliyesi yapılırken yaşadığı ve başından geçen ibretlik olayları bize keyifle anlatır, onlardan ders almamızı beklerdi. Bugün pek çok arkadaşımız Nidai Amcadan öğrendiklerini hayatlarında uygulama çalışıyorlar. Kendi gibi fedakârlık abidesi olan hanımı evinde pişirdiği yemeklerle bize destek olmuş, onca ses ve gürültümüze rağmen şikâyet etmemiş mübarek annemizdi. Ben Nidai Amcayı kendi öz dedem gibi sevdim ve ona hürmette kusur etmemeye çalıştım. Her Cuma gittiğimiz Kotku caminde onu rahmetle anıyor dualar ediyorum.