Vali Ahmet Hamdi Nayir, her Çarşamba gerçekleştirdiği okul ziyaretleri kapsamında bu hafta Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulunu ziyaret etti.
İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Ziya Cevherli’nin de eşlik ettiği ziyarette Vali Ahmet Hamdi Nayir, Okul Müdürü Mustafa Bulut’tan okulun tarihçesi ve faaliyetlerine dair bilgiler aldı.
1956 yılında 40 öğrenciyle Adapazarı İmam-Hatip Mektebi adıyla eğitim ve öğretime başlayan okulun ilk mezunlarının 1959-1960 eğitim-öğretim yılında verildiğini ifade eden Okul Müdürü Bulut, 1991-1992 öğretim döneminde Anadolu İmam-Hatip Lisesi olan okullarında şu an 19 derslikte 44 öğretmen ve 479 öğrencileri ile birçok projede büyük başarı yakaladıklarını, Milli Eğitim Müdürlüğünün yapmış olduğu ortak sınavlarda 7 dersten 6’sında ilçe birincilikleri bulunduğunu ifade etti. 9. sınıflarda fizik ile matematik, 10. sınıfta fıkıh ve 11. sınıfta biyoloji derslerine ortak olan Vali Ahmet Hamdi Nayir, öğretmenler ve öğrenciler ile bir süre sohbet etti.

“İDEALLERİNİZDEN VAZGEÇMEYİN”
Dokuzuncu sınıf fizik dersinde öğrencilere hedeflerini soran Vali Ahmet Hamdi Nayir, Makine Mühendisi olma hedefini gerçekleştirip savunma sanayimize katkı sunmayı isteyen bir öğrenciye, ideallerinden vazgeçmemesi gerektiğini öğütlerken, “1974/1975 eğitim-öğretim yılında ben de sizler gibi bir okulun 9. sınıfında okuyordum. Zaman çok çabuk geçiyor, bir bakmışsınız okul bitmiş ve iş hayatına atılmışsınız, hatta neredeyse emekliliğinizin geldiğinin farkına bile varamıyorsunuz. Özellikle bu günlerinizin kıymetini iyi bilip, zamanınızı da iyi değerlendirmeniz önemlidir. Bununla birlikte proje okulu olduğunuzdan dolayı da ayrı bir sorumluğunuz var buna uygun hedefleriniz de mutlaka olmalıdır” dedi.
Matematik dersinde dersi başarmak için öncelikle öğretmenimizin kendisini ve dersini sevdirmesi gerektiğini ifade eden Vali Nayir, “Öğrencilik yıllarımızda sevdiğimiz öğretmenimizi üzmemeye çalışır ve ona ayıp olmasın diye özel gayret gösterirdik. Aslında hayatımızın tamamını matematik kaplıyor. Doğumdan ölüme kadar bir hesap içerisinde olduğumuz için hayatımızın her evresinde bize lazım olan matematik, öğrencilik hayatınız boyunca her zaman karşınıza çıkacaktır” diye konuştu.

“BİLGİSİ ARTAN İNSAN KİBİRLİ OLAMAZ”
10. sınıf fıkıh dersine girişte engellilere yardımcı olmak amacıyla geliştirdikleri sensörlü bastonun meziyetlerini tanıtan bir grup öğrenciyi tebrik eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “İnancımızın hükümlerine ait olan kısımları Fıkıh İlmini oluşturuyor. Toplumun önünde bir problem kalmaması için geçmişte verilmiş mutlaka bir hüküm vardır, bununla birlikte yeni problemlere yeni hükümler de verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Fıkıh dersi ile birlikte beşeri derslerinizi ihmal etmeden her konuda çok başarılı olmanız sizler için ve ülkemiz için çok önemlidir” dedi.
11. sınıfta Biyoloji dersine katılan Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Bu dersi iyi öğrendikçe yaratılışımızın ne kadar da harika olduğunu göreceksiniz. İnsanın bilgisi arttıkça, gurur ve kibri azalır, aslında bilmediği çok şey olduğunun farkına varır. Sizler de bu derste özellikle insan anatomisinin ne kadar muhteşem yaratıldığını daha iyi öğreniyorsunuz. Olağanüstü bir makine olan insan vücudunu dünyada en iyi bilen kişiye teslim etsek, sanırım 10 dakika idare edemez. Uyurken bile devam eden otomatiğe bağlanmış faaliyetler gösteriyor ki Yüce Yaradan bizi en güzel surette yaratmış ve bize kıymet vermiş” diyerek öğrencilere nasihatler verdi.

“MUTLU ÇOCUKLAR ÖĞRENEBİLİR”
Ziyaretin son bölümünde Vali Nayir, öğretmenlerle bir araya geldi. Her hafta okul ziyaretlerinde hem çocuklarla aynı ortamı paylaşmak hem de Öğretmenler Odası gibi özel bir havası ve konumu bulunan bir yerde öğretmenler ile istişare etmek istediklerini ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Her birinizin gayesinin, sizlere emanet edilmiş olan çocuklarımıza güzel şeyler öğretmek olduğunu biliyor ve bu konuda sizlere güveniyoruz. Ancak unutmamamız gereken ve benim de çok kıymet verdiğim hususlardan birisi de, çocuğun mutlaka mutlu olması sağlanmalıdır. ‘Mutlu çocuklar öğrenebilir’ prensibini kendimize düstur edinebiliriz. Ailedeki mutsuzluk ev hayatına, okuldaki mutsuzluk eğitim hayatına, sınıftaki mutsuzluk sınıfın düzenine, dersteki mutsuzluğu o dersle ilgili olarak dikkate olumsuz etki edebilecek hususlardır. Bizim yapmamız gereken, dikkate almamız gereken, takip etmemiz gereken hususlardan birisi de, çocuklarımızın ne kadar mutlu olduğunu öğrenmektir. Çocuğumuz mutlu değilse içinde bulunduğu ortamı sevmiyor demektir. İnsanı sevdirecek, aileyi sevdirecek, okulu sevdirecek unsurları ortaya çıkarmalıyız. Mutluluğun gerçek kaynağı sevgidir. Biz de  sevgiyi aşılamalıyız. Sevgi aşılanan çocukta mutluluk olacak, mutlu olan çocuğun dersine, ailesine, topluma karşı olan ilgileri de artacak demektir. Sevgi aynı zamanda bir sorumluluğu da ortaya çıkarıyor. Bu sorumluluk duygusu; başarısından olumlu etkilenenleri dikkate alıp daha çok çalışmayı, yaptığı yanlışlıklar dolayısıyla üzülecek olan sevenlerini dikkate alarak da hatalara düşme konusunda tedbirli olmayı sonuç verecektir. Sağladığımız sevgi ve sorumluluk ortamı mutluluğu artıracak, bu da yeni şeyleri öğrenmeye arzuyu artıracaktır.
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının manevi atmosferinde, bu konuya farkı açıdan da bir örnek verebiliriz. Müslüman olmanın ilk şartı Allaha inanmaktır. Allah’a gerçek manada inanmak içinse Yüce Yaratıcının mahiyetini araştırmamız lazım. Kainatta cereyan eden hadislerden Cenab-ı Hakk’ın ilminin, kudretinin, rahmetin ne kadar büyük olduğunu anlayabiliriz. Bütün bunlar bizim Rabbimizi daha çok sevmemizi sonuç verecek ve manevi bir mutluluğu hissettirecektir. Bu mutluluk da bizi yeni arayışlara itecek, bu konudaki bildiklerimizin artmasıyla neticelenecektir. Mutluluk ve öğrenme ilişkisini buradan da takip edebiliriz. İman-ı billah (Allah’a iman), Marifetullah (Allah’ı bilme), Muhabbetullah (Allah’ı sevme) ve Zevk-i ruhani (Manevi Mutluluk) sebep sonuç ilişkisi bizler için yol gösterici olmalıdır.

“İYİ YETİŞMİŞ VE MUTLU İNSANLAR LAZIM”
Yaşadığımız bu zor coğrafyada varlığımızı devam ettirebilmek için bizim iyi yetişmiş, sorumluluklarını bilen, sevgisini-saygısını bilen, sahip oldukları nimetleri fark eden mutlu insanlara ihtiyacımız var. Sizlerden beklentimiz, bu odanın huzurunu ve sırrını kullanarak bu konuda da geleceğimize büyük katkılar sağlamanızdır. Aynı odada 34 yıllık tecrübeye sahip öğretmenimiz de var, mesleğine yeni başlayanımız da var. Uzun yılların tecrübesiyle yeni olmanın heyecanını ve enerjisini bu odalarda paylaşabilmemiz lazım” dedi.
Özellikle öğrencilerin okulun genişletilmesi ve yeni bir okul talebine ilişkin taleplerini de yanıtlayarak, bu konuda gerekli çalışmaların yapıldığını belirten Vali Ahmet Hamdi Nayir, Okul Özel Defterini de imzaladı.

Editör: Haber Merkezi