YB Sakarya Şubesi Başkanı Yazar Fahri Tuna’nın yönettiği programda, çizerin eşi İTÜ İngilizce okutmanlığından emekli Türkay Burak, sanatçının küçük oğlu Tan Burak ve uluslararası ödüllü çizer Osman Suroğlu, ünlü çizgi roman çizeri Sezgin Burak’ın çok farklı yönlerini anlattılar. Sanatçının eşi Türkay Burak, ‘Sezgin, 1935 Akyazı doğumluydu. Kayınpederim Kerim Bey ve kayınvalidem Fatma Hanım, harika, çok nazik ve asil insanlardı. Ben Nebioğlu Yayınevi’nde çevirmen, Sezgin çizer olarak çalışırken tanıştık. Ertesi yıl da evlendik. Sık sık Adapazarı’na ve Akyazı’daki evlerine gelirdik. Her bayram mutlaka gelir, büyükleri ziyaret, ellerini öperdik. Sezgin, dahi seviyesinde çok büyük bir sanatçıydı. Zaman ve mekân tanımadan çizerdi. Tatilde yolculukta işte evde… 1966 yılında İtalya Milano’daydık. Sadece kızımız Mine vardı dünyada. Sezgin salonda çizimler yapıyor, ben de mutfakta yemek hazırlıyordum. Heyecanla geldi, ‘buldum Türkay, kahramanımın adını buldum: Tarkan. Babaannem Tatar’dı biliyorsun. Tatar kanından Tarkan ismini türettim’ dedi. Ben de ‘filolojik olarak çok doğru’ deyip kutladım. Tarkan efsanesi böyle doğdu. 1967’den itibaren Hürriyet günlük olarak Tarkan’ı yayınlamaya başladı. Önce Güneydoğu (taşra) baskısında denedi Simavi Ailesi Tarkan’ı. Güneydoğululara çok müteşekkiriz. Onlar büyük ilgi ve sevgi gösterince de bütün Türkiye baskısına geçildi. 1969’de ilk oğlumuz doğunca adını Tarkan, 1970’de ikinci oğlumuz doğunca da adını Tan koydu. Ben de onayladım. Çizgi romanının kahramanının adıydı ikisi de. Tarkan çok büyük ilgi gördü Türk halkından. Sezgin’e de çok büyük şöhret getirdi tabii. Tarkan’ın yirmi bir macerasından beşi sinemaya da aktarıldı. Eşim çok ama çok iyi bir insan, çok da büyük bir sanatçıydı. Allah’tan rahmet diliyorum’ dedi.

KAHVE DAVETİ

Çizer Osman Suroğlu da Sezgin Burak’ın çok büyük ve değerli bir çizer olduğundan bahisle, ‘Elazığ’daki ortaokul ve lise öğrenciliği yıllarımda her Çarşamba gününü iple çekerdim. Çünkü Tarkan, Çarşamba günleri yayımlanırdı. Sezgin Usta’dan çok şey öğrendik. Sezgin Burak hem çok iyi bir çizer, hem çok geniş hayal gücü olan bir yazar ve hem de düşündükleriyle çizgilerini ustaca harmanlayan bir romancı kafasına sahipti. Rabbim rahmet eylesin. Amerikan çizgi roman kahramanlarına karşı ürettiği yerli ve milli kahramanımız Tarkan ile gönüllerimizde taht kurdu’ dedi.
Sezgin Burak’ın küçük oğlu Tan Burak ise yaptığı konuşmayla babasının çizdiği kahramanları ve eserleri yaşatmak için TASEYAD adında bir dernek kurduğunu söyledi. Sabah Gazetesi aracılığıyla Pandemi salgını öncesi Tarkan’ın maceralarının yeniden yayımlandığını belirten Tan Burak, ‘babamın eserlerinden filme çekilmeye uygun on altı macera daha var. Umarım gün gelir onlar da sinemaya aktarılır. Öte yandan İstanbul’daki mülklerimizi sattım. 1/48 hisseye sahip olduğum, dedem Kerim Bey’den geniş ailemize kalan Akyazı Karaçalılık’taki evi, annemin de katkılarıyla restore ettim, Sezgin Burak Müzesi’ne dönüştürdük. On beş güne kadar ziyarete hazır olacak. Geniş bir bahçe içerisindeki konakta, babamın vefatından bir hafta kadar önce gelip duvarına son kez Tarkan’ı çizdiği eser de var. Sakaryalı sanatseverleri Temmuz ayından itibaren Akyazı’daki Sezgin Burak Müzesi’ne kahve içmeye davet ediyorum’ dedi.

Çok sayıda ressam, şair, yazar, sanatçı, işadamı ve yöneticinin izlediği Sezgin Burak’a saygı gecesinde emekli lise müdürü/öğretmen Hidayet Yiğit, işadamı Ahmet Pekşen, emekli yönetici Talat İr, Akyazılı tüccar Hakkı Yıldırım söz alarak, gençliklerinde ilgi ve sevgiyle okudukları Tarkan çizgi romanının üzerlerindeki olumlu etkileri anlattılar.

Programın sonunda Sezgin Burak’ın eşi Türkay Burak ile küçük oğlu Tan Burak, geceyi düzenleyen TYB Sakarya Şubesi camiası ve başkan Fahri Tuna’ya ‘vefalı davranışları nedeniyle’ çok çok teşekkür ederken, Sakarya Yerel Kültür Derneği genel sekreteri Hidayet Yiğit’te sanatçının eşi ve oğluna derneğini ve Adapazarı’nı temsilen hediyeler takdim etti.

Editör: Haber Merkezi