Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu (TBHKDF) Genel Başkanı Muzaffer Güneş, 17 yıl önce Srebrenitsa'da yaşanan katliamda tarihe yeni bir acı ve utanç eklendiğini belirterek, 11 Temmuz 1995 tarihinin insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, kara bir gün olduğunu söyledi.
TBHKDF'nin Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlediği anma programında konuşan Güneş, katliamdan önce Srebrenitsa'da 20 bini Boşnak, 8 bini Sırp ve 8 bini çeşitli etnik gruplardan oluşan 36 bin kişinin yaşadığını söyledi.
Sırpların ''büyük Sırbistan'' hayaliyle 3 yıl boyunca insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergilediklerini belirten Güneş, ''Soykırım, bugüne kadar Sırpların başvurduğu yegane savaş yöntemiydi. 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da Sırpların soydaşlarımıza yaşattığı affedilmeyecek vahşetin üzerinden tam 17 yıl geçti. Birleşmiş Milletler tarafından 'güvenli bölge' ilan edilen Srebrenitsa'da Silahlı Sırp Cumhuriyeti ordusuna bağlı birliklerin saldırısıyla 8 bin 372 kişi katledilmiştir'' dedi.
Katliamda 13 ve 85 yaş grubundaki bütün erkeklerin öldürüldüğünü, kadınların da tecavüze uğradığını ifade eden Güneş, kimlik tespiti yapılmaması amacıyla cesetlerin kezzap dökülerek eritildiğini söyledi.
Güneş, şöyle devam etti:
''Srebrenitsa katliamının yapıldığı gün maalesef insanoğlu, tarihine yeni bir acı, yeni bir utanç eklemiştir. Bu tarih insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, kara bir gündür. İnsan hakları ile küresel barışçı kuruluşların maskelerinin düştüğü bir gün ve Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve daha birçok kuruluşun bittiği bir tarihtir. Maalesef Srebrenitsa'da Boşnakların katliamının üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen Sırp Cumhuriyeti soykırımı inkar etmektedir.''

-''Bosna'da tuhaf bir anayasa ve eşi benzeri görülmeyen bir devlet örgütlenmesi kuruldu''-

AK Parti Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam ise Bosna konusunun bütün olarak ele alınması gerektiğini söyledi.
''Bu mesele Bosna'nın olduğu kadar Türkiye'nin de meselesidir'' diyen İslam, şunları bildirdi:
''Bosna'da tuhaf bir anayasa ve eşi benzeri görülmeyen bir devlet örgütlenmesi kuruldu. Bosna'da devlet çok parçalı, şu anda 13 başbakan, 13 parlamento, onların üzerinde bir şemsiye parlamento... Karma karışık bir düzen var. İşler bu şekilde yürümüyor. Üstelik saldırıya uğramış, insanlarının çok büyük bir kısmını da soykırımda kaybetmiş bir ülke, Avrupa'da kurulan bir sistemin parçası değil. NATO'ya üye değil. Etrafında bir takım hazırlıklar var. 'Bu işler nasıl değiştirilir, geri kalan toprakları Bosna'nın elinden alabilir miyiz-' diye. Bunlara karşı çıkılabilmesi için birtakım mekanizmaların kullanılması gerekiyor.''
Program Bosna Hersek'i anlatan slayt gösterisiyle sona erdi.
 

Editör: Haber Merkezi