Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ziyaretinde İl Müdürü Fatih Kaya, müdür yardımcıları ve şube müdürleri tarafından karşılanan Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, her zaman olduğu gibi bu anlamlı günde de tüm teşkilat mensuplarının yanlarında olduklarını dile getirdi.
İl Müdürü Kaya ve birim müdürleri ile bir süre görüşerek Polis Haftası etkinlikleri hakkında bilgiler alan Vali Balkanlıoğlu, Şeref Defterini de imzalayarak, huzurumuzun tesisi için gece-gündüz görev yapan Polis Teşkilatımıza üstün başarılar dilediğini de sözlerine ekledi.
Vali Balkanlıoğlu akşam saatlerinde de Şehit Aileleri, Gaziler ve teşkilat mensupları ile Polis Evinde düzenlenen yemekte bir araya geldi.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programa Vali İrfan Balkanlıoğlu ve eşi Esma Balkanlıoğlu’nun yanı sıra; İl Garnizon Komutanı P. Alb. Mustafa Cüneyt Arıkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Doğan, Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Sertaç Kesler, İl Jandarma Komutanlığı yetkilileri,  İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve emniyet mensupları, Şehit Polislerin Aileleri ve Gaziler katıldı.
Programda bir konuşma yapan İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, Polis Teşkilatının, halkın canını, malını ve namusunu korumak için her daim görevde olduğunu belirterek kendilerine destek olan herkese teşekkür etti.
Bir Devletin ve Milletin bekasının her şeyden önce güvenliğinin temini ile mümkün olduğunu belirten Vali Balkanlıoğlu, “Hem iç tehditlere, düşmanlara, suçlulara karşı mücadele etmek hem de sınırlarımızda, ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, bayrağına yapılan saldırılara karşı önlem almak için nöbette olan güvenlik kuvvetlerimiz çok ulvi bir görev üstlenmektedir. Çünkü bir milletin ayakta kalmasının yegâne şartı budur. Eğer yeterince güvenlik sistemi sağlanamamış ve önlemler alınmamış ise, yatağımızda rahat uyuyamayız. Bugün Suriye ve Irak gibi birçok ülkede can güvenliği endişesi ile insanlar, sokağa çıkmaya korkuyor, hatta evleri başlarına yıkılarak çoluk-çocuk hayatını kaybediyor. Yaralananların acılarını görüyoruz, bununla birlikte binlerce mülteci, vatanını terk edip canını zor kurtarıyor. Bunlar sadece yeterince güvenlik önlemleri alınamadığı için oluyor. Dış düşmanlara, içerideki oluşumlara karşı, demokrasisini güçlendiremeyen ve insan haklarına aykırı hareket eden rejimlerin ayakta kalması mümkün değil. Allah bizleri bu gibi sıkıntılardan muhafaza etsin.
Dünyanın her tarafında Müslümanlar zulüm görüyor ve sürekli içten-dıştan saldırılara maruz kalıyor. Maalesef fitne döneminde yaşıyoruz. Sevgili Peygamberimiz (SAV)’ de, 'Fitne, adam öldürmekten daha şiddetli bir suçtur' demiş. Fitne çıkarmak, sebep olmak cinayetten daha şiddetli bir suçtur. Ancak görüyoruz ki; Müslümanlar birbirini asıyor-kesiyor, kâfirlerden, münafıklardan yardım istiyor. Güya onları korumak için gelenler de, oraya çöreklenip daha fazlasını ve daha kötüsünü yapıyor. Bu nedenle herkesin aklını başına toplaması lazım.
Müslümanların kardeş olduğunu biliyor ve söylüyoruz, ancak kesen de, kesilen de ‘Allahu ekber!’ diye bağırıyor. Bunu anlamak mümkün değil.  İşte bunlardan ibret almamız lazım. Hepimiz aynı gemideyiz, bu gemi delinir, batarsa hepimiz boğulacağız. Sırplar Bosna’ya ilk saldırdığında, Müslümanları yok etmeye çalıştı. Boşnakların büyük bir bölümü neredeyse Sırplaşma aşamasına geldi. Çocuklarına Sırp isimleri koymaya başlayıp, onlarla evlenerek dinlerini değiştirdi. Bu ne kadar acı bir olaydır. Emperyalistlerin boyunduruğu altında kalırsak Türk, Kürt, Çerkez, Laz demeyecekler. Allah muhafaza bir saldırı olduğunda hepimizi toplayıp, buraları terk etmeye mecbur bırakacaklar. Dışarıdaki kardeşlerimiz zor durumda kaldıklarında gelip bize sığınıyorlar da, biz nereye sığınabiliriz ki? Hiç kimse bizi kabul etmez. O yüzden vatanımıza dört elle sarılmak, güvenlik güçlerimize, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmak aslında kendimize, kendi geleceğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Biz yatağımızda çok rahat uyuyorsak, bayrağımız her daim dalgalanıyorsa, beş vakit ezanımız yüksek sesle okunuyor ise, bunu güvenlik güçlerimize borçluyuz.
Allahuteala Şehitliği rütbelerin en büyüğü olarak görmüş. Mümin olarak Şehit düşen insanlarımızın bütün günahlarının affedileceği, Peygamberler ile beraber haşrolunacağı müjdesini veriyor ve hatta yakınlarına şefaatçi olacağını söylüyor. Bu açıdan bütün Müslümanlar dua ederken, Şehit olmayı temenni ederler. Çünkü Peygamber Efendimiz(SAV) 'Şehitler öbür dünyada Allahuteala’nın kendilerine verdiği sonsuz mükâfatları ve akla-hayale sığmayacak müjdelerin gerçekleştiğini görünce tekrar dirilmek ve tekrar şehit olmayı arzu ederler. Şehitlere ölüler demeyin, onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz, Allah’ın indinde onlar rızıklanıyorlar' diye buyuruyor.
Şehit olmak, şehit yakını olmak bir onur ve gurur meselesidir. Ana yüreği biraz hassastır, Rabbim analarımızı ağlatmasın, Polislerimizi, Mehmetçiklerimizi her türlü kötülükten muhafaza eylesin. Türk Polis Teşkilatımızın yıldönümünde tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyor, tüm Şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş Gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyor, hayatta olan Gazilerimize de sağlık ve huzur diliyorum” dedi.
Program ebediyete intikal etmiş teşkilat mensupları ile Şehit Polislerimiz için yapılan dualarla sona erdi.

Editör: Haber Merkezi