BİLİRKİŞİ RAPORU
7 dakikalık eğlenceyi kâbusa dönüştüren go-kart faciasının kurbanı olan Üniversiteli Tuğba Erdoğan’nın ölümünün üzerinden yaklaşık iki yıl geçti ama acılı ailenin hukuk mücadelesi sona ermedi. Kızlarının ölümünün ardından adalet peşinden koşan acılı aile mahkeme tarafından belirlenen 65 bin TL tutarındaki maddi ve manevi tazminat davasının 8’inci duruşmasında bu kez bilirkişi raporu ile ikinci sarsıntıyı yaşadı.
ARAÇ ÖLÜME GÖTÜRDÜ
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Vural, Doç. Dr. Turgut Gülmez, Prof. Dr. Şafak Yılmaz imzalı hazırlanan bilirkişi raporu, genç kızın sonunu getiren kazanın bindiği karting aracından kaynaklandığı ve aslında ölüme açıkça davetiye çıkardığını gözler önüne serdi.Bilirkişi raporunu değerlendiren acılı ailenin avukatı Hasan Hilmi Yavuz, “Yeni gelen bilirkişi raporunda ise bu araçları üreten ithalatçı firma araçtaki kusur bakımından yüzde 50 oranında kusurlu bulundu. Aracın arkasındaki motorun aksı açıktı. Motorun aksı açık bir şekilde olduğu için kazanın meydana gelmesindeki en büyük faktör de bu olduğu için yüzde 50 oranında ithalatçı firmaya verildi. Yüzde 50 oranında ki kusuru ise hiçbir güvenlik tedbiri almayan işletmeye verildi” dedi.
BELEDİYE DE HATALI
Avukat Yavuz, korkunç kazanın içeriğindeki ihmaller zincirinin ilk halkasını özellikle söz konusu iş yerlerine gerekli denetimlerin yapılmadan ruhsat verilmesinin oluşturduğunu söyledi. Avukat Yavuz, “Bu kazanın meydana gelmesi hatalar zinciri ama en büyük etken güvenlik tedbirlerine uyulmamış olması. Buradaki durum açıkça ölüme davetiye çıkarmış. Kişilerin kask takması, koruyucu kıyafet giymesi, atkı takarsam sonuçları ne olur gibi bunu bilmesi mümkün değil. Saatte 60 km hıza ulaşan bir aracın insan hayatı açısından ciddi risk taşıdığı bir gerçek” diye konuştu.
AİHM’E GİDİLEBİLİR
Ceza davasında yaşadıkları hüsranı tazminat davasında da yaşamak istemediklerini belirten Avukat Yılmaz, şunları söyledi: “İstenilen sonuç alınmadığı takdirde başta Anayasa Mahkemesi ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar biz bu olayı taşıyacağız. Biz bir canımızı kaybettik başka canlar kaybolmasın diye bunun mücadelesini vermeye çalışıyoruz.”
‘GÜN GÜN SAYIYORUM’
Öte yandan kızının ölümünü gün gün saydığını söyleyen Baba Süleyman Erdoğan da tek umudunun bu tür olaylara karşı caydırıcı nitelikte yasaların çıkması olduğunu aktardı. Acılı baba Erdoğan, “Allah kimseye bu evlat açısını vermesin bugün benim kızımın ölümünü 771. günü ben bunu gün gün sayıyorsam benim maddi bir beklettim yok fakat beklentim şu, başka Tuğba’ların ölmemesi için hukuk mahkemesinin tazminatı inşallah yüksek tutacağını düşünüyorum.”