6 GÜN BOYUNCA YOĞUN ÇABA
Depremin ardından ilk etapta 8 kişilik ekip, çalışmalara katılmak üzere bölgeye gitti. Afet Koordinasyon Merkezine kayıtlarını yaptıran ekip, 37 kişinin öldüğü, 19 kişinin sağ çıkarıldığı Rıza Bey Apartmanı'ndaki arama kurtarma çalışmalarında 6 gün boyunca yoğun çaba sarf etti.

Enkaz altında Fidan Gezgin ile Özgür Duman'ın cesetlerine ulaşmaktan dolayı üzüntü duyan ekip, İnci Okan, Ahmet Çitim ve Ayda Gezgin'in sağ çıkarılmasına katkı sağlamanın sevincini yaşıyor. "Ares" ve "Fındık" isimli köpekleri de enkazdan canlı çıkaran ekip, deprem bölgesinde yaşadıklarını paylaştı.

Dernek Başkanı Engin Sezer de daha sonra gruplar halinde bölgeye giderek arama kurtarma çalışmalarında görev alan 19 kişilik ekibe teşekkür beratı verdi.

"BİRÇOK HİKAYEYE ŞAHİT OLDUK"
Sakarya İHH Arama Kurtarma Sorumlusu Osman Yılmaz, AA muhabirine, depremin ardından 8 kişilik ekiple hemen yola çıktıklarını söyledi. İzmir'e vardıktan sonra kriz masasına kayıt yaptırmalarının ardından Rıza Bey Apartmanı'ndaki çalışmalara dahil olduklarını ve kendisinin koordinasyon biriminde görev yaptığını belirten Yılmaz, birçok hikayeye şahit olduklarını kaydetti.

"UMUTLARIMIZIN KIRILDIĞI ZAMANLARDA YARALI ÇIKARDIK"
Ekip lideri Hasan Şengül de Rıza Bey Apartmanı'nda 2 vardiya şeklinde 24 saat çalıştıklarını ifade etti.

Enkaz altından ilk olarak İnci Okan'ı çıkardıklarını dile getiren Şengül, o anları şöyle anlattı: "Çok küçük bir menfezden ses duyduk. Sadece bir insanın yüz üstü sürünerek gidebileceği dehliz açabildik. Enkazın en alt kısmında biraz korkarak bunu yaptık ama sesi duydukça içimizdeki o korkuyu Allah hissettirmeyerek bizi İnci'ye ulaştırdı. Sonrasında İnci'yi çıkardık, arkadaşlarımız gözyaşlarını tutamadı, elleri, kolları titreyenler oldu. Kelimelerle anlatabileceğimiz duygular olmuyor ama Allah'ın hikmeti, kudreti diyebiliyoruz. Bizim için çok ayrı duygular. Bir insanın canının kurtulmasına vesile olmak, bütün insanlığı kurtarmanın çabası içerisine girmek çok ayrı hisler barındırıyor."

Umutlarının tükendiği zamanlarda yaralı çıkardıklarını belirten Şengül, "Herhalde kimseyi canlı çıkaramayabiliriz dediğimiz noktada Ahmet amcaya ulaştık. Üst üste cansız bedenleri çıkarmak artık bizim de umutlarımızı kırmaya başlamıştı. Ahmet amca, Ayda ve Ares'in peş peşe çıkması bize 'Daha da çıkabilir, Allah bunu bize yaşatabilir.' umudu verdi. Bu umutlar bizi hep diri tuttu." diye konuştu.

"YIKILAN HER BİNANIN ALTINA KENDİ CANIMIZ VAR DİYE GİDİYORUZ"
Gönüllü arama kurtarma görevlisi Recep Kerem de beton yığınlarının içerisinden çıkan "Bahar"ın insana bambaşka duygular hissettirdiğini kaydetti.

Kerem, bu duyguları tarif edemediklerini belirterek, "Yıkılan her binanın altında kendi annemiz, babamız, canımız, çocuğumuz var diye gidiyoruz, o şekilde giriyoruz, bu şiarla çalışmalara katılıyoruz. Gözünü kapatıp açtığın zaman yorgunluk diye bir şey kalmıyor. Bir cana ulaşıldıysa yorgunluk falan kalmıyor zaten." ifadelerini kullandı.

Türk insanında merhamet duygusunun fazla olduğuna işaret eden Kerem, "Sadece enkazda çalışan insanlar değil tüm toplum, İzmir halkı o kadar merhametli yaklaştı ki o kadar güzel birlik oldu ki bu anlatılmaz bir şey. Oturduğunuz yere her şey geliyor, dinlenme alanında sizin yanınıza kadar geliyorlar." dedi.

Gönüllü Eymen Sedef ise enkaza ilk giren ekip üyelerinin çıkarken "hala yaşıyor, iletişim kuruyor, bilinci açık" gibi ifadelerinin umutlarını artırdığını anlattı. Kurtarma çalışmalarına gece 03.00 gibi başladıklarını bildiren Sedef, 09.00 sıralarında ise İnci'ye ulaştıklarını söyledi.

Sedef, İnci'ye yaklaştıkça umut ve heyecanlarının arttığını vurgulayarak, "Ekip olarak 'Bir kişiye daha yer açabilir miyiz, bir kişi daha fazla çalışabilir mi' düşüncesi içerisindeydik. Ancak bir kişinin zar zor girebildiği yerde çalıştık. Perde betonu aştığımızda ve ona ulaştığımızda artık başardık dedik. İnci'yi oradan bütün ekip olarak çıkardık." şeklinde konuştu.

"GÖRDÜĞÜM MANZARALARI UNUTAMIYORUM"
Sakarya Üniversitesi öğrencisi Mısırlı gönüllü Abdurrahman İbrahim de cesetleri çıkarırken çok duygulandığını, çalışmalar sırasındaki gördüğü manzaraları unutamadığını ve rüyalarına girdiğini dile getirdi.

İHH'da vakıf işlerini öğrendiğini ve arama kurtarma faaliyetleri hakkında bilgi edindiğini kaydeden İbrahim, Mısır'a döndüğünde bu çalışmaları orada sürdüreceğini sözlerine ekledi.

Editör: Haber Merkezi