Karasu Darıçayır Beldesine kurulacak olan çimento fabrikası için Karasu Sivil İnisiyatif Genel Sekreteri Kimya mühendisi Eczacı Şakir Şen kurulacak olan çimento fabrikası kanserin müjdeleyicisi olduğunu söyledi.
Karasu Sivil İnisiyatif Genel Sekreteri Kimya mühendisi Eczacı Şakir Şen yaptığı açıklamada şunları ifade etti,Darıçayırı Beldemize kurulacak olan Çimento fabrikası, çevresel etkileri ve çalışanlarının ileriki yaşamlarında karşılaşacağı muhtemel hastalık nedeniyle kirli sanayi grubundadır. Kirlilik etkeni olarak kömür termiklerinden sonra çimento fabrikalarının adı geçmektedir.
Çalışanlarının ömürleri üzerinde olumsuz etken olarak ön plana çıkan silikozis hastalığı, kanserden daha tehlikeli ölüm nedenidir. Silis tozunun akciğerde oluşturduğu iyileşmez yaraya silikozis hastalığı denir. Kanser’in tedavisinde kullanılan radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi(ilaç tedavisi) silikozis hastalığında kullanılamaz. Akciğerde oluşan yara giderek genişler, solunum şikâyetleri artar, sıkıntılı bir son dönem ile kişinin hayatı sona erer.
Fabrika bacasından çıkan gazların tarım ürünleri üzerinde yaklaşık %30 verim azalması yaptığı ifade edilmektedir. Daha önce Sakarya vilayetinin değişik bölgelerine kurulmak istenen çimento fabrikası, karşılaştığı olumsuz tavır nedeniyle yapılanmayı gerçekleştirememiştir. Darıçayırı için farklı bir yöntem kullanan firma yetkilileri, çok kurnaz bir yol izlemişler ve kendi adlarına başarılı bir sürece girmişlerdir. Yöntem şudur. Belde içerisinde halka önderlik yapan kişilerden bir taraftar gurubu oluşturulmuştur. Bu kişiler aracılığı ile tapulu alanda satın alma işlemi yapılmıştır. Bu işlemler yapılırken çimento fabrikasının dillendirilmesi önlenmiştir. Çimento fabrikası kurulmasına karşı olanların Nuh Çimento’nun yönlendirmesi ile hareket ettikleri, bu kişileri dinlememeleri öğütlenmiştir. Kullanacakları teknolojinin hiçbir sorun yaratmayacağı, çevre kirliliği olmayacağı, çalışanlarının tamamının Darıçayırı’ndan alınacağı, büyük bir rahatlık yaşayacakları anlatılmıştır. Firma tarafından tutulan araçlarla Aydın Çimento Fabrikası’na geziler düzenlenip taraftar sayısı artırılmıştır.
Yılda bir buçuk milyon ton çimento üretecek şekilde kurulacak fabrikanın taş ocağı açacağı dahi gizlenmeye çalışılmaktadır. Ruhsatı alınan iki bin dönüm ve taş ocağı kurulacak 590 dönüm arazinin yerinin anlaşılmaması için hazırlanan dosyada (enlem ve boylam kullanılarak) özel bir gayret gösterilmiştir.
Çimento fabrikası konusunda sadece kurucu firmayla görüşme yolunu tercih edenler, birlikte gezi düzenleyenler, bu konuda yapılan başka değerlendirmelere itibar etmeyenler, gözünüzü çimento aşkı mı? Kör etti. Yoksa bilmediğimiz başka şeyler mi? var.
Bacaya Filtre takmak Çözüm Getirmiyor.
Çimento fabrikalarının insan sağlığı açısından iki türlü zararı olduğunu açıklayan Karasu Sivil inisiyatif genel sekreteri kimya mühendisi Şakir Şen, bunun dışında da zararları olduğunu ama bu iki zararın sağlık açısından dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Şen, çimento fabrikalarının bacalarından çıkan sülfür gazının çevreye yayıldığını ve atmosferde olması gereken oranın üzerine çıktığını söyleyerek, bacaya filtre takılsa da bunun engellemeyeceğinin altını çizdi.
Olumsuz Etkiler Ölümlere Bile Yol Açabilir.
Çevreye yayılan sülfür gazının akciğerlerde nekroz (çürüme) ve ödemlere (sıvı birikintisi) neden olduğuna dikkat çeken Şen, bu durumun özellikle çocuk ve yaşlılarda ölüme dahi yol açabileceğini kaydetti. Şen, yine fabrika bacasından çıkan tozun astım ve bronş iltihabına neden olduğunu belirtti. Şen, insan sağlığına büyük zararları olan bu fabrikanın kurulmasının doğru olmadığını söyledi. Şen, Ülkemizden gerçekleştirilen çimento ihracatının en büyük pazarının da Rusya olması akıllarda bazı karışıklıklara neden olmaktadır. Rusya'nın kendi çimentosunu neden üretmediği üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Rusya gibi ABD ve AB ülkelerinde çimento üretmekten çok ithal etmeyi uygun bulmaktadır. Konunun özü, çimento üretiminin getirdiği çevre sorunlarıyla birlikte yoğun enerji kaynaklı bir sektör olmasıdır. Yabancı ülkelerin son yıllarda çevreci yaklaşımlarla çıkarttıkları yasalar, o ülkelerde çimento üretiminden çok ithalatın daha karlı duruma getirmiştir. Bu yasaları çıkartan yalnızca tuzu kuru gelişmiş ülkeler değildir. Mısır, sınırlı olanaklarına rağmen çimento üretimine önce çeşitli vergiler getirmiş ve ardından Ağustos 2008'de çimento ihracatını yasaklamıştır. 9 milyon ton gibi çok yüksek oranda çimento ihracatı yapan Mısır'ın, bu kararı almasının temelinde yine çimento üretiminin çevreye verdiği büyük yıkım yatmaktadır dedi.