1 KARE FOTOĞRAFLARI BİLE YOK
Sakarya’nın Akyazı İlçesinde yaşayan 51 yaşındaki Alaattin Elma, 17 Ağustos 1999 Depreminde ailesiyle birlikte yaşadığı evde enkaz altında kaldı. Üzerine duvar yıkılan Elma, sabah saatlerinde mahsur kaldığı yerden akrabaları ve vatandaşları tarafından kurtarılırken enkaz altında kalan 3 yaşındaki kızı Buse, 5 yaşındaki kızı Şevval ve 8 yaşındaki oğlu Aziz Mert ile 31 yaşındaki eşi Hanife Elma’yı kaybetti. Tamamen yıkılan evde tüm ailesini kaybeden Alaattin Elma, 20 yıldır 1 kare fotoğrafı bile olmayan ailesinin özlemiyle yaşıyor.

----

“İLK BAŞTA ANLAMADIM”
Depremin ilk anlarında büyük korku yaşadığını belirten 51 yaşındaki Alaattin Elma, ilk başta deprem olduğunu da anlamadığını söyleyerek, “17 Ağustos akşamı, büyük bir gürültüyle uyandım. Ne olduğunu anlamadım, sallantı yoktu. Ben uğultuya uyandım, salondaki ışıltıyı gördüm ve o sırada yerle bir oldu bina. Deprem aklıma gelmedi açıkçası, hiç yaşamadığım bir şeydi. Hatta cam patlayınca eve kamyon girdi sandım ama sonra dedim ki ikinci katta kamyonun işi ne? Sürekli sallanıyordu, karanlıktı. Seslendim defalarca, hiçbir yerden ses gelmedi” dedi.
 
“ÇIKINCA FARK ETTİM”
Depremin boyutunu enkazdan çıktıktan sonra fark ettiğini belirten Elma, “Aradan 2 saat geçince akrabalarımın seslerini duydum, hatta; ‘kapıdan, camdan girsenize’ dedim. Onlarda bana; ‘kapı, cam mı kalmış? Gündüze kadar bekleyeceğiz’ dediler. Sonra gün aydınlanınca akrabalarım kendi imkanlarıyla üzerimdeki betonları kazmaya başladılar. Ben hala gün ışığını görmüyordum. Üzerimdeki duvarda bir delik deldiler, yönümü tayin ettikten sonra beni çıkarttılar. Ben o zaman olayın boyutunun farkına varabildim” şeklinde konuştu.

----

 
“UNUTUYORUZ”
Üzerinden 20 yıl geçen ve büyük acıların yaşandığı depremin gün geçtikçe unutulduğunu belirten Alaattin Elma, “Eşim ve 3 çocuğumu kaybettim ben o akşam. Aynı binada komşularımı da kaybettim. Bütün gece sakindim, panik yapmadım ama dünyanın sonu geldi dedim ben kendi açımdan. ‘Unutmuyor, unutturmuyoruz’ diyoruz ama unutuluyor. Gerek Adapazarı gerekse Gölcük’te katılımlar oldukça zayıf. O zaman düşündüğümüz tedbirleri unutuyoruz. Evin şekline, tezgahına bakıyoruz ama sağlamlığına bakmıyoruz. Duvara sabitlenmemiş dolaplar ciddi bir tehlike mesela, bende ailemi o yüzden kaybettim. Birçok insan aynı sebepten kaybetti akrabalarını ama kimse bununla ilgili önlem almıyor. Unutulup gitti açıkçası” ifadelerini kullandı. HABERLİSİN ÖZEL HABER ( R.KAAN OKTAR) 

Editör: Haber Merkezi