Aylar öncesinden kiralık evlerin dolduğunu, kiraların yükseleceğini, gelen öğrencilerin kiralık daire bulma konusunda zorlanacağını ifade etmiştik.

Pandemi ve ekonomik sorunlar ülkede, her sektörde farklı sonuçlar doğurdu

Ülkemiz de sorunlara çözüm önermek yerine genelde bir günah keçisi ilan ediliyor.

Daha önceki yazılarda ifade ettiğim gibi, en son Kastamonu’da yaşanan sel felaketinde, dere yatağına ruhsat veren , belediye ,imar müdürleri , komisyon üyelerinde değil işin basit kısmı müteahhit, günah keçisi ilan edilmişti.

Son zamanlarda özellikle ilimizde basın ve yayın organları emlakçılar üzerinden bir algı peşinde, yükselen kiraların emlakçılar tarafından uygulandığı yazılıp çiziliyor.

Emlakçı kiralamalarda kiralayan ve kiracının aracılığını yapan ve sağladığı hizmetlerde emlak hizmet bedeli talep eden kişidir.

Mesleğin iyisi kötüsü yoktur. O mesleği iyi yapan ve kötü yapan kişiler vardır.

İyi memur var da, kötü memur yok mu?

Rüşvet alan gazeteci var da, işini hakkıyla yapan gazeteci yok mu ?

Her meslekte var.. evin kirasını belirleyen kişi ev sahibidir, emlakçı değildir. Emlakçılar yönlendirme yapabilirler, doğrudur ama bu genelde piyasa ve enflasyon durumuna göredir.

Fırsatçılar yok mu ? Elbette var.

Yangın olduğunda yangın söndürme tüplerine zam yapanlar..

Pandemi döneminde 1 liralık maskeyi 10 liraya satanlar..

Bunlar kimlerse yine aynı kişiler ve zihniyetler sahnede, sorunu bir meslek grubuna bağlamak doğru değil.

Yasal sözleşme süresi devam eden kiracıların kira artış oranı kanunda belirtilmiştir. Borçlar Kanununa göre, 12 aylık TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ortalaması üzerinden hesaplanır. Yapılabilecek en yüksek zam oranı budur. Bu oranın üzerinde ev sahibi kiracısına zam yapamaz.

Örneğin Eylül ayında sözleşmesi dolan bir kiracının , 1000 TL kirası olduğunu varsayarsak, açıklanan Eylül ayı TÜFE ortalaması yüzde 15,78, yani ev sahibi, kiracısına 157 TL nin üzerinde bir zam uygulayamaz.