Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un AK Parti’de siyasete başladığı yıllarda ben de gazeteciliğe başladım…

Önce merkez ilçede yönetim kurulu üyeliği, sonra uzunca bir süre merkez ilçe başkanlığı, daha sonra il yönetim kurulu üyeliği, MKYK üyeliği, milletvekilliği, Seçim İşleri’nde başkan yardımcılığı ve nihayet Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı…

Partiye ilk adım attığı günden şu an geldiği noktaya kadar geçen süreci yakından izledim…

Azmine, çalışkanlığına, heyecanına, dava bilincine bizzat şahit oldum…

Öyle tepeden inerek değil mücadele ederek, gayret göstererek, hak ederek geldi bu noktaya Ali İhsan Yavuz…

Evet, hataları, belki yanlışları da oldu…

Zaman zaman çok önemli isimlerle ters düştü, karşı karşıya geldi, kavgalar etti…

Kimi insanları küstürdü, kimi insanların önünü kesti…

Bilhassa AK Parti il başkanlığı seçimini Davut Terzioğlu’na kaybettiğinde çok ağır bir darbe yedi…

Ama buna rağmen küllerinden doğmasını bildi…

İnsan kaybederken bile kazanır mı?

İşte Ali İhsan Yavuz kaybettiği seçimde bile kazandı…

Ve o günden sonra başladı partide yükselmeye…

Hani hep derler ya dibe vurmadan sıçrayamaz insan diye…

Belki kader planında böylesi bir mağlubiyet alması da gerekiyordu…

Siyaset onu her türlü imtihanla sınayarak yoğuruyordu…

***

Artık bambaşka bir anlayışla ve engin bir tecrübeyle siyaset yapıyor…

İnsan ilişkilerine, istişareye, şehrin dinamiklerine büyük önem veriyor…

Kırmıyor, kızmıyor, iletişim ve diyalog kanallarını kapatmıyor…

Şu anda gücünün zirvesinde yer alıyor Ali İhsan Yavuz…

Ve de öyle böyle bir güç değil bu…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yıllardır birlikte çalışıyor…

Yan yana, omuz omuza, yüz yüze çalışıyor…

İstediği zaman kendisine ulaşabiliyor, konuşabiliyor…

Bakanlarla, bürokratlarla kolaylıkla temas kurabiliyor…

Bugüne kadar AK Parti’de birçok Sakaryalı isim böylesi pozisyonlar elde etti…

Daha önce de genel başkan yardımcıları oldu, MKYK üyeleri oldu; bakan yardımcılarımız, hatta bakanımız oldu…

Ama hiçbiri Yavuz’un şuandaki gücüne ve etkinliğine erişemedi…

Bu kadar uzun süre genel başkan yardımcılığı yapan da olmadı ayrıca…

Her şey bir yana son AK Parti Kongresi’nde “Divan Başkanlığı” yaptı Ali İhsan Yavuz…

Partinin belki de en saygın, en önemli görevini üstlendi…

Tek bir örnekle anlatmak gerekirse kongrede bir sorun yaşandığında parti Divan’a kalıyor…

Artık gerisini siz anlayın!

Bu görevin ağırlığının ne olduğunu siz idrak edin!

***

Nereden çıktı şimdi böyle bir yazı diye merak edenler olabilir…

Malum artık genel seçimlere bir sene kaldı…

Partilerin milletvekili adaylarına dair bir analiz yapacağımı daha önce söylemiştim…

AK Parti analizime Ali İhsan Yavuz’la başlamak istedim…

Zira 3 dönemi dolmasına rağmen kendisinin yeniden aday gösterileceğini ve yine listenin başında yer alacağını; şayet aday gösterilmezse de kendisine farklı bir görev verileceğini tahmin ediyorum…

Milletvekili yapılmazsa da genel başkan yardımcılığına devam edebilir…

Seçim kazanılırsa kabinede bakan yapılabilir…

Düşük bir ihtimal olarak görsem de Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak da gösterilebilir…

Yani velhasılı kelam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yavuz’u harcayacağını, bir kalemde sileceğini düşünmüyorum…

Kendisini her hâlükârda önemli bir görevde değerlendirir…

Çünkü Ali İhsan Yavuz gerçekten çalışkan, dürüst ve işini iyi yapan bir insan…

Bu belki bir meziyet değil, herkeste olması gereken bir özellik lakin “parayla işi olan, akçeli işlere bulaşan” bir siyasetçi de değil…

Hem hukukçu kimliği taşıyor, hem de henüz siyaseten yaşı çok genç…

Hitabeti de hayli kuvvetli…

Kimi AK Partili yöneticilerin paçozlukta, sakillikte, pespayelikte, iş bilmezlikte tavan yaptığı şu dönemde; muhalefet partilerinde siyaset yapan kimi isimlerin seviyeyi giderek düşürdüğü günümüz siyaset dünyasında böylesi siyaset adamlarını bulmak gerçekten kolay değil…

O yüzden Yavuz, listede olsa da olmasa da milletvekili adayları belirlenirken en önemli aktörlerden biri olacak…

Genel seçimde de, yerel seçimde de adaylar belirlenirken onun bıçağı kesecek…

Kim ne hesap yapıyorsa bu gerçeğe göre yapsın derim…

***

Yazının sonuna gelirken çeyrek asra yaklaşan gazetecilik deneyimimle şahsıma yöneltilecek en önemli sorunun “Kardeşim Ali İhsan Yavuz ne verdi bu şehre” sorusu olacağını biliyorum…

Bu yazıyı yazmaktaki gayem onu savunmak veya parlatmak değil elbette…

Siyasi analiz yaparken bir gerçeği, bir realiteyi ortaya koymak…

Ama yine de yanıt vermem gerekirse Ali İhsan Yavuz inanın bu şehre çok şey verdi…

Bu şehre yapılan her yatırımın altında imzası var, emeği var, alın teri var…

Görünür görünmez, bilinir bilinmez birçok sorunu çözdü Ankara’da…

Bir başka gün bu yapılanların hepsini tek tek sıralarım ancak burada tek bir örnekle iktifa etmek istiyorum: 106 Yataklı Acil Durum Hastanesi…

Türkiye’de örneğine sadece İstanbul’da rastlanan bir hastane…

Deprem bölgesinde yer alan, yoğun bakım üniteleri ağzına kadar dolu olan şehrimiz için hayati önemi haiz bir yatırım…

Henüz açılmadı ama gittim, gördüm ve gezdim…

Gerçekten muazzam bir hastane olmuş…

Az uz bir iş midir şimdi bu!

Kolay kotarılacak bir iş midir!

Bana deseler ki bir partide 20 sene görev yapacaksın; geceni gündüzünü, vaktini nakdini bu partiye vereceksin; kimi zaman en dipte, kimi zaman en tepede hizmet edeceksin; bu sürenin çok azında alkışlanacak büyük bir bölümünde ise eleştirilecek, hatta hakarete uğrayacaksın, karşılığında ise Sakarya’ya 106 yataklı bir hastane yapacağız…

Böylesi elzem ve mübarek bir hizmet için vallahi de billahi de gözüm kapalı kabul ederim bu teklifi…

Yeter ki arkamda böylesi bir hizmet bırakabileyim insanlara…

***

Gerek ülkede, gerekse şehirde…

Hakkında kim ne düşünür, kim ne der bilemem...

Beni de ilgilendirmez ayrıca kimin ne düşündüğü, ne diyeceği…

Birilerine göre hiçbir şey olmasa da, bana göre bir şeylerin olduğunu çok net görüyor ve bilhassa bu son büyük hizmeti için kendisinden Allah razı olsun diyorum…

Kadrini kıymetini balık bilmese bile Halik bilir elbet…

Asıl önemli olan da bu değil mi?