Her seçim döneminde sahaya iner ve seçimin atmosferini bizzat arazide yaşarım…

Oturduğum yerden gazetecilik yapmam…

Vatandaşlar ne düşünüyor, ne bekliyor, aday adaylarından neler istiyor; bunu bizzat yerinde gözlemlerim…

İlk saha araştırması için geçen hafta Erenler’deydim…

AK Parti Erenler Belediye Başkan Adayı Fevzi Kılıç’la birlikte ev ve mahalle ziyaretleri gerçekleştirdik…

İl başkanlığı sürecinin ardından ismi uzun süre Adapazarı ilçesi ile anılan ancak Erenler’e aday gösterilen Fevzi Kılıç’ın performansını ve de ilçe halkının Kılıç’a nasıl baktığını gözlemleme fırsatım oldu…

Öncelikle Fevzi Kılıç’ın Erenler’de bir hayli karşılığı olduğunu söyleyebilirim…

Neden karşılığı var; çünkü tanınırlık problemi yok…

Uzun yıllar il başkanlığı yapmış bir siyasetçi olduğu için herkes kendisini çok iyi tanıyor…

İl başkanlığı yapmış olmasını da bir avantaj olarak değerlendiriyorlar…

Zira Fevzi Kılıç’ın bürokrasi ile arası oldukça iyi…

Hangi sorunu hangi müdürlük çözer çok iyi biliyor…

Eğitimle ilgili problemle karşılaştığında İl Milli Eğitim müdürünü, sağlıkla ilgili bir sorun olduğunda İl Sağlık müdürünü bizzat arayabiliyor…

Yeri geldiğinde SASKİ, SEDAŞ, TELEKOM ve benzeri kurumlarla o anda iletişime geçerek ilgili taleplere anında çözüm üretebiliyor…

Söyleyecek sözü olan herkesi büyük bir sabırla dinliyor, beklentilerini ve taleplerini not ediyor…

İnsanlarla çok sıcak bir şekilde diyalog kuruyor…

Çocukla çocuk, gençle genç, yaşlı ile yaşlı olmasını biliyor…

Çok kısa, sade ama etkileyici konuşmalar yapıyor…

İnsanların kalbine dokunuyor….

Sadece siyaset değil hayat dersleri de veriyor…

Benim Fevzi Kılıç’ta gözlemlediğim en büyük değişim yüzünün devamlı gülüyor olması diyebilirim…

İl başkanlığı döneminde daha otoriter ve somurtkan bir insandı…

Belki de stres daha fazlaydı o dönem…

Fevzi başkanın esprili tarafını da ben kaçırmışım sanırım…

Yaptığı şakalarla hoş muhabbetlerin kapısını aralamayı ve insanları tebessüm ettirmeyi çok iyi başarıyor…

Erenler AK Parti’nin adeta kalesi gibi bir ilçe…

İnsanların öyle aman aman bir beklentileri yok…

Her yerde rastlanılan türden basit sorunlar ve istekler öne sürüyorlar…

Çocuklara park yapılsın ve kameralarla kontrol edilsin, sokak köpeklerine çare bulunsun, bozuk yollar yapılsın, hanımlar için kurslar açılsın, ucuza çay içilebilecek sosyal tesisler oluşturulsun gibi oldukça insani ve yerine getirilmesi külfetli olmayan talepler bunlar…

Lakin vatandaşın en başta gelen talebi ise gerektiğinde başkana kolaylıkla ulaşabilmek…

Telefonla yahut makamına giderek belediye başkanıyla bire bir görüşebilmeyi ve başkanın da belli zamanlarda kendi mahallelerini ziyaret ederek sorunlarını dinlemesini istiyorlar…

Bu meyanda AK Parti’nin “Gönül belediyeciliği” söyleminin ne kadar yerinde bir söylem olduğunu da görmüş oldum…

Vatandaş gerçekten rahat ulaşabileceği, derdini anlatabileceği ve derdini dinleyecek belediye başkanları görmek istiyor…

Öte yandan ilçe kadın ve gençlik kollarının da Fevzi başkanla uyum içinde çalıştığını söyleyebilirim…

Ortak meclis listesinin ardından MHP’liler de sahada bilfiil çalışıyor…

Yine mevcut başkan Cavit Öztürk de Fevzi başkana her türlü desteği veriyor…

Ben bu veriler ışığında Erenler’in AK Parti’nin en yüksek oyu alabileceği ilçelerden biri olduğunu düşünüyorum…

Belki de rekor oy Erenler ilçesinden çıkacak bu seçimlerde…

Gelelim Fevzi başkanın milletvekillerine olan ya da olduğu söylenen tepkisine…

Fevzi başkan şüphesiz Adapazarı Belediye başkan adayı gösterilmemesinin burukluğunu yaşıyor…

Uzun yıllar il başkanlığı gibi üst düzey bir görevi yerine getirip, üstüne üstlük Büyükşehir dururken Adapazarı’na talip olup aday gösterilmemesine içerlemesi ve hayal kırıklığı yaşaması gayet doğal…

Belki ilk zamanlar bu hayal kırıklığını derinden yaşıyordu ama gördüğüm kadarıyla kendisini ve ekibini toparlamış, bu günlerde bütün motivasyonunu Erenler için harcıyor…

Görev ve dava bilinci gereği en yüksek oyu almak ve partisini en iyi şekilde temsil etmek için gece gündüz demeden mücadele veriyor…

Duruşuyla, konuşmalarıyla, insanlarla olan ilişkisiyle, giyimi ve kuşamıyla, oturması ve kalkmasıyla; her haliyle bir Gönül Adamı profili çiziyor Fevzi Kılıç…

Hani “Gönül belediyeciliği” diyor ya AK Parti, işte bunu ilimizde belki de en iyi yapacak olan insan kendisi…

Kibrin ve gururun zerresi yok üzerinde…

İnsanları hakir görmek, onlara tepeden bakmak, insan ayırmak, fildişi kulelerden siyaset yapmak Fevzi Kılıç’ın istese de başaramayacağı özellikler…

İnsanların gönlünü kırdıktan sonra onlardan gönül belediyeciliği yapmalarını beklemek biraz abes kaçsa da Fevzi Kılıç bunu fazlasıyla başaracak gibi görünüyor…

Allah çıktığı yolda yar ve yardımcısı olsun…

AK Parti de şayet ilanihaye iktidarda kalmayı arzuluyorsa, siyaseti böylesi gönül adamı, böylesi halk adamı, böylesi mütevazi insanlara yaptırsın…

“Kan davası siyaseti” güdenlere değil!

 

Erenler halkı ne düşünüyor?

Erenler’de esnaf ve kahve ziyaretleri de yaptım…

Pek tabii ki Fevzi başkan yanımda değilken…

Kahir ekseriyet Fevzi Kılıç’ın adaylığından memnun…

Kazanacağından da şüphe duymuyorlar…

Hatta benim gibi rekor oy bekleyenler de var…

Bu durumun en büyük tehlikesi insanların rehavete kapılıp sandığa gitmemeleri olur…

Bunu önlemek de Fevzi Kılıç ve ekibine düşüyor…

Yer yer tepkiler de yok değil…

Fevzi Kılıç’ın Erenler’e talip olmadığını ve ilçede yaşamadığını söyleyenler var örneğin…

Herhalde Fevzi Kılıç’ın da kulağına gitmiş olmalı bu sözler ki Erenler’e taşınmayı kararlaştırmış…

Meclis listesine de bir iki cılız tepki geldi diyebilirim…

Gördüğüm kadarıyla vatandaşın tepkisi daha çok eski başkan Cavit Öztürk’e yöneliyor…

O tepkiler de yapmış ve yapmamış oldukları için değil kendilerini sık sık ziyaret etmediği için…

Ekonomik krizden de dert yanıyor vatandaş…

Sırf bu yüzden AK Partili olup da sandığa gitmeyeceğini söyleyenlere de rastladım…

Ama başka parti adı zikredenleri görmedim…

Bir de bazı Roman vatandaşlar kentsel dönüşüm projesiyle mağdur olduklarını ileri sürdüler…

Yer yer de 18 uygulamalarına itirazlar yapıldı…

Hemen herkesin yolların köstebek yuvası gibi olduğundan ve altyapı çalışmalarının bir türlü bitmemesinden yakındığını da söylemeden geçmeyelim…

Birçok yerde olduğu gibi hiç sesini çıkarmayan, olumlu veya olumsuz görüş bildirmeyen hatırı sayılır bir kesim de vardı…

Hani hep söylendiği gibi, “Sessiz çoğunluk” olarak değerlendirebileceğimiz bir kesim…

Böylesi insanlar seçimlerin kaderini değiştirebilir ancak Erenler gibi bir yerde bunu başarmaları biraz zor…

İYİ Parti’nin adayı da sevilen ve sayılan bir insan…

Ama toplumda çok büyük bir heyecan uyandırdığını söylemek güç…

Zaman zaman Saadet adayının da ismini duydum…

Velhasılı kelam Erenler’de durum bu…

Sandıktan ne çıkacağı tabii ki belli olmaz…

Bu kaydı da düşmekle birlikte AK Parti Erenler’i rahat kazanır diye düşünüyorum…

Her türlü gönül kırıklığına rağmen…

 

Bir fotoğrafın düşündürdükleri

Geçen haftanın gündemine bomba gibi düşen bir fotoğraf vardı…

Erenler Yaşam Merkezi açılışında AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem Yüce’nin Erenler Belediye Başkanı Cavit Öztürk’ü kucağına aldığı fotoğraftan bahsediyorum…

Açıkçası ilk gördüğümde fotoşop zannettim…

Herhalde gerçek değildir dedim ama baktım ki gün gibi gerçek…

Kısa sürede sosyal medyada yayıldı bu fotoğraf…

Şüphesiz ki iyi niyetle ve etraftakileri güldürmek için, belki de siyasetin boğucu havasını dağıtmak için yapılmış bir hareketti bu ama beklediği karşılığı bulduğunu söyleyemeyiz…

En başta muhalifler olmak üzere herkes kendince kullandı ve kullanmaya devam ediyor bu fotoğrafı…

İYİ Parti Milletvekili ve İl Başkanı, “Beka meselesi var denilen memlekette verilen şu görüntüye bakın” derken, CHP İl Başkanı da, “Gönül işi?” başlığıyla paylaştı fotoğrafı…

“Siz eğlenmenize bakın, vatandaş kan ağlıyor” diyen de vardı…

“Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir” diye soran da…

“Siyasi şımarıklık” olarak değerlendiren de…

Neresinden bakarsanız bakın çok kötü bir imaj çizdi AK Parti ve Ekrem Yüce bu fotoğrafla…

Havuzun kenarında, kaygan bir zeminde, klasik ayakkabılarla dolaşıyorsunuz…

Aşağıda çocuklar var, onların üzerine devrilme ihtimaliniz söz konusu…

Gerçekten anlamak mümkün değil…

Çok çeşitli yorumlar arasında benim en çok ilgimi çeken, üzerinde durup düşünülmesi gereken ve açık ara en çarpıcı olan yorum ise sanırım şuydu:

“Dikkat edin de vatandaş 31 Mart akşamı hepinizi atmasın o havuza!”