Sevgili okurlar,
Yeni bir yıla çeyrek kala, sizlerle buluşmak, ülke, memleket sorunlarını irdelemek ne güzel!.
Sakarya, farklı konumu ve coğrafi özellikleri ile ülkemizin en gözde illerinden birisi olması gerekirken, maalesef, diğer illerin çok gerisinde kalmıştır! Bu geri kalmışlıkta, kimse kusura bakmasın, ili yönetenlerin büyük payı var!..
Bir başka unsurda, ilimizin iktidar nimetlerinden de istenileni alamamasıdır!
Burada başımızı kaldırıp, bu yönde bir şeyler yapmaya çalışanların da hakkını teslim etmemiz gerekir.
Üzülerek ifade edelim ki, bu çalışmalar, Sakarya’nın ülke genelinde ki algısını değiştirmemiştir!
Sakarya’nın adı, turizm ile sanayi ile tarım ile elbette anılmalıdır.
Sakarya İli, bulunduğu coğrafyanın tüm güzelliklerini barındırmasına rağmen, gelinen seviye, ne yazık ki göz kamaştırmıyor?

* * *
Tarih boyu sürekli göç alan ilimiz, bir sıçrama kenti olarak ta öne çıkıyor.
1999 Büyük depreminden sonra, ilden göç edenlerden daha fazla, il göç almıştır.
Bu göç olgusu sürerken, ilde mutlak bir yabancılaşmadan da söz ediliyor.
Özellikle, yöre derneklerin dayattığı ve göçün tetiklediği bu durumdan, en çok doğu illerinden gelenler nasibini alıyor.
İl’de en ağır işlere talip olan bu göçün mağdurları, gelecek için endişelerini de dile getirmeden edemiyorlar.
Sakarya’nın farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını bilmeyen yok. Bu durumu törenler düzenleyerek, ayrıştıracağına, zengin kültürleri sergilemek, paylaşmak, ortak paydaşlar bulmak, yeni yaşam kesitleri oluşturmalıyız.

* * *
Ne acıdır ki, dışarıdan bakıldığında, Sakarya’dan yayılan trafik kaza haberleri, cinayetler, soygunlar, çetelere operasyonlar, kadınların şiddete maruz kalması, tefecilik, eyyamcılık, kabadayılıklar, hep öne çıkıyor!
Sakarya’nın denizini konuştuğunuz da, hemen karşınıza, o bildik ağız konuşmalar geliyor:
-Sezon çok kısa!
Oysa, dünyanın en güzel iç denizlerinden birinde kıyısı olan Sakarya’nın Karasu ve Kocaali ilçe sınırları içinde denizin sunduğu nimetler hala keşfedilememiştir.
Son yıllarda, İstanbul’a olan yakınlığı ile bu bölgeyi keşfeden inşaat şirketleri, mantar gibi konut, yazlık yapmayı sürdürüyor. Deniz ile iç kesimde kalan halk arasında yeni lüks varoşlar oluşturuluyor. Bu durum ileride altyapısı hazır olmayan ilçelere daha büyük sorunlar çıkartabilecek gibi gözüküyor.
Gelelim, ‘ Sezon çok kısa’ açıklamasına; deniz kıyıları, yaşam için en elverişli alanlardır. Hele de Karasu ve Kocaali kıyıları, sizlere doğal klimalı bir yaşam sunuyor. Farklı gün ve mevsimlerde bu kıyı şeridinin farklı doğal güzelliklerine tanık olmak varken, işe eleştiri ile başlamak, Sakarya’ya hep negatif değer olarak geri dönmüştür.
Deniz kenarında olmak, ilada denize girmek demek değildir. Kumsalında yürümek, ara sıra sularında serinlemek, yunus balıklarını seyretmek, dalgalarında oynaşmak, havasını solumak, doğasında gezintiler yapmak, yağmurunda ıslanmak, ürünleri ile tanışmak, insanı ile sohbet etmek size bir şey kaybettirmez..
Aksine, sezonun çok kısa olmadığını da bu demlerde keşfedersiniz!

* * *
Diğer bir husus ta, Sakarya’ya adını veren, Sakarya nehrinden yeterince yararlanamadığımızdır!.
Şu sıralarda üzerine kurulan elektrik santrallerinin ötesinde, Sakaryalı, bu güzel nehirden , hovardaca yararlanmıştır!. Açılan kum ocaklarının tartışması Sakarya gündeminden hiç, ama hiç gitmemiştir. Cılız projelerde tozlu raflardan bir türlü çıkarılamamıştır.

* * *
Sakarya’nın incisi Sapanca Gölü ise edebiyatçıların dünyasında en büyük değeri bulmuştur. Gölün o muhteşemliği, bir nazar boncuğu gibi yansıması, bölgeye hayat sunması ve son yıllarda göl suyunun Sakarya ile Kocaeli’ye içme suyu sunması da, gölün korunmasındaki fikri genele yayamadı.

* * *
Dağlarımız, yaylalarımız, bazı doğaseverlerin yanında, sadece yayla zamanlarında hatırlanmaktan öteye götürülemedi.

* * *
Tarihi fabrikalarını bir, bir tasfiye eden Sakarya’da, milletvekili Hasan Ali Çelik’in TÜVASAS’da üretim tesislerini gezmesi ve orada çalışanları hatırlaması memnuniyet vericidir.
* * *
Fabrikalarında, bilgi ve becerisini üretime dönüştüren, işçisini hatırlayan ve gelecek için yeni projeler ortaya koyan, çiftçisinin yanında olan, memurunu kollayan, gencini okutan, kadınına evrensel değerler ötesinde sahip çıkan, konuklarını baş tacı eden, ayrılıktan dem vurmayan, hoşgörüden nasibini almış, eşit hak, hukuk temelinde bölüşmeye, paylaşmaya hazır, mutlaka konuşulan, uğranılan, kalınan, adres gösterilen, yaşanılan, tavsiye edilen il, Sakarya olacaktır!.
Bu yönde yöneticilerimize, yönetime talip olanlara okullara, üniversitemize büyük görevler düşüyor.
Birlikte yaşama sevincini bugüne kadar başarmış, kardeşçe birbirine dost diye sarılmış, düğünde, cenazede buluşmuş, acıları paylaşmış, zor günlerde yardımlaşmaya önem vermiş olanların gelecek endişesi olmaz..
Bu nedenle, Sakarya’nın genel algısını değiştirmek, gelecek projelerine öncelik vermek, hepimizin görevi olmalıdır.
Bu vesile ile yeni yılınızı en kalbi duygularım ile kutlar, yaşamınızın güzelliklere vesile olmasını temenni ederim.