AHMET BAYTUZ KİMDİR?

Dr. Ahmet Baytuz, 1915 yılında Kırşehir’de doğmuştur. Kırşehir eşrafından olan babası Öğretmen Hayri Bey, askerliği esnasında Yemen’de bulunmuş ve burada doktorumuzun annesi Zeynep Hanım’la evlenmiştir. Yurda dönüşünde, idadi (lise) hocası olarak Safranbolu’da vazife yapmış daha sonra Adapazarı Ferizli Köyü (şimdi İlçe) İlkokulunda görev almıştır. 

 

 

Emekli olduktan sonra Adapazarı’nda ikamet eden Hayri Bey 1948 yılında burada vefat etmiş ve Yorgalar Mezarlığına defnedilmiştir. İlkokulu, önce Safranbolu sonra Ferizli’de okuyan Dr. Ahmet Baytuz,  kendi deyişi ile leylî meccani (parasız yatılı) olarak, ortaokulu İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’nde; liseyi de Edirne Lisesi’nde tamamlamıştır.  1942 senesinde İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra askerlik görevini tamamlamıştır. 1945 senesinde Adapazarı’nda muayenehane açmıştır ve aynı yıl Saime Hanım ile evlenmiş ve Orhan (1947), Handan (1949) ve Nurhan (1960) isimli üç çocukları olmuştur.  

 

1960 yılında yoğun tempolu çalışmalarına dayanamayan kalbi ciddi bir rahatsızlık geçirince nispeten daha rahat bir hayat geçirmeye özen göstermiştir. Hayırlarla dolu bir ömür geride bırakan Dr. Baytuz yine bir kalp krizi sonucunda 13.Kasım.1980 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kabri Yorgalardaki aile mezarlığındadır.

HAYIRLARLA DOLU BİR ÖMÜR

Dr. Ahmet BAYTUZ Muayenehanesinde

Adapazarı’nda yaşayıp yaşı 40 ın üzerinde olan hemen herkesin yakından tanıdığı bir isimdir Dr. Ahmet BAYTUZ.  Hasta babası ve insan dostu olarak tüm Adapazarlıların gönlünde taht kurmuş bir isimdir. Hastalarının tıbbi ihtiyaçlarıyla ilgilenirken onlara dini ve ruhsal açıdan da destek olurdu. Onlara muhtelif kitapçıklar ve el ilanları verirdi. Bilhassa çocuklara muzip sorular sorarak ve tekerlemeler söyleyerek dikkatlerini ve ilgilerini eğitici yönde geliştirmeye çalışırdı. 

Eğitime farklı bir önem veren Dr. Baytuz, bir taraftan muayenehanesinde hasta bakarken, diğer taraftan da; Milli Eğitim Bakanlığı kadrosunda Okul Doktoru olarak,  Adapazarı’ndaki Sanat Okulu (şimdi meslek lisesi) ile muhtelif ortaokullarda sağlık hizmetleri ve de koruyucu sağlık seminerleri vermiştir. Ayrıca, Özel Sakarya Koleji’nde de bu hizmetlere devam etmiştir.

  Dr. Baytuz,  bu hizmetleri yerine getirirken gece- gündüz demeden koşuşturmuş bir ‘Hasta Baba’sı ve ‘İnsan Dostu’ olarak hastalarına ve dostlarına kendini çok sevdirmişti. Hizmet olarak bir başka hassasiyeti de; yazdığı reçete hasta tarafından eczaneden alındıktan sonra ilaçları bizzat gözden geçirip hastaya tarif etmesiydi.

 

SOSYAL HAYATIN İÇİNDE BİR TABİB

Dr. Baytuz,  sosyal olarak da çok aktif bir insandı. Dostları ve meslektaşları ile gezi ve toplantılar tertipler Aydınlar Kulübü faaliyetlerine direk katkı verirdi. İzinli olduğu zamanlarda da; yurtiçi gezileri yapmayı çok sever, gittiği yerlerde dost insanlarla tanışır, tarihi ve kültürel mirası hakkında bilgi toplar, fotoğraf çeker ve kayıtlar tutardı. Bayramlarda her seferinde gönderdiği 1000’i aşkın tebrik (10 gün öncesinden yazmaya başlardı) kartları / kitapçıkları bu dostlukları parlatır ve katmerlendirirdi.

Dr. Baytuz, mesleki bakımdan da dikkatli ve bilgili bir doktor olmaya gayret etmiş, bir taraftan tıbbi yayınları ve tıp kongrelerini takip ederken diğer taraftan da hasta ve bölgedeki yaygın hastalıkların takiplerini yaparak bunları kategorize etmiş ve “kendine has” bazı özel tedavi metotları da geliştirmişti

DR. BAYTUZ un BÜYÜK İMTİHANI (EVLAT ACISI)

Dr. Ahmet BAYTUZ dan öğrenmemiz gereken hasletlerden biride onun yakın arkadaşlarına baba dostlarına yakınlarına göstermiş olduğu vefa yapmış olduğu kadir kıymetliktir. Dr. Baytuz için dostluk çok önemlidir. Hayatının en zor imtihanında böyle bir vefa yolculuğunda karşılaşmıştır. 1961 senesinde oğlu Orhan ile beraber yaptığı seyahatte, Safranbolu’daki baba dostlarını ziyaret ettikten sonra dönüş yolunda, otobüslerinin Gerede yakınlarında yaptığı trafik kazasında, oğlu Orhan vefat etmiş, kendisi ise yaralanmıştır.  Dr. Ahmet Baytuz Ailesinin bu çok derin acıyı hafifletebilmesi çok uzun yıllara mal olmuş ve

Dr. Ahmet BAYTUZ oğlu Orhan kazadan yarım saat önce Gerede çarşısında bu fotoğrafı çektirmişti.

 

 

 

bu hazin ve kederli dönemde, ailenin reisi olarak en ağır görev, rahmetli doktorumuzun payına düşmüştür. Önce takdir-i ilahiye teslim olarak, sosyal faaliyetlerini belirli bir nispette azaltmış, mesleki ve manevi faaliyetlere ağırlık vermiş ve ailece bu derin acı ile dost kalmayı başarmıştır.  Ömrünün geri kalan bölümünde Kur’an Kurslarına hamilik yapmış ve doktor olarak da hizmet dairesine onları da ilave etmiştir. Nihayetinde, 13 Kasım 1980 günü geçirdiği kalp krizi sonucunda Hakk’ın Rahmetine kavuşmuştur. Kabri; eşi,  oğlu ve büyük kızı ile beraber Yorgalar Mezarlığındaki aile kabristanındadır.

MESLEĞİNE SAYGILI BİR DOKTOR

Dr. Ahmet Baytuz birçok Adapazarlı tarafından hayırsever biri olarak tanınsa da mesleğine de saygı duyan bir doktordu. Sağlık sektöründeki hemen her gelişmeyi takip ederdi. O yıllarda kendi alanındaki yeni gelişmeleri takip ederdi.  Eğitim seminerlerine mümkün olduğu kadar katılır yeni çıkan yayınları takip ederdi. Belki bu yüzdendir ki Adapazarı halkı onun farklı tedaviler uyguladığını düşünüyordu.  Muayenesi, gülen yüzü, hastaya göre farklı tavırları kendisine hasta olarak gelenlerde tedaviye yönelik pozitif bir etki bırakıyordu. Adapazarı halkı ona boşuna “Doktor Baba” dememişti.

 

 

ADAPAZARI BABASINI KAYBETTİ

Vefatının üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen Adapazarı’nda en sevilen doktor olması tesadüf olmasa gerektir. Gönüllerde yer etmiş kendine has üslubu tavrı ve haliyle Doktor Ahmet Baytuz bugün bile hayırlarla yâd edilmeye devam etmektedir.

Bir aile dostundan nakledilen şu olayda ilgi çekicidir. Rahmetli Doktorun vefat ettiği gün, Kömür Pazarında ağlamaklı bir halde gezinen yaşlı bir zatın şöyle söylendiği duyulmuştur.

  • Ahh, ahh Adapazarı “Baba”sını kaybetti!...  

Allah (CC) bütün mü’minlere rahmet eylesin! Amin.

 

 

 

 

HATIRALAR

RAHMİ ÇAKIR  (ESNAF)

 

            Çocukluğumuz Dr. Ahmet Baytuz a muayeneyle geçti. Adapazarı’nın en sevilen doktoruydu. Cuma günleri kesinlikle ücret almaz diğer günlerde de durumu olmayan mağdurlara kolaylık sağlardı. Özellikle muhacirlere ayrı bir ilgisi vardı. Gönüllerini almaya çalışır, nasihatlerde bulunurdu. Rahmetle anıyor dualar ediyorum.

ESRA ÖÇALAN

 

Dr. Ahmet BAYTUZ un vefatının ardından eşi Saime Hanım Kurtuluş mahallesindeki evinden bizim oturduğumuz apartmana taşındı. Saime Hanım ve kızlarıyla ile uzun yıllar komşuluk yaptık. Saime Hanım çok saygıdeğer çok hanımefendi hayırsever, dindar ibadetine son derece hassas bir kimseydi. Komşuluk haklarına çok dikkat ederdi. Ben o zamanlar bir genç olarak Saime hanımın sohbetinden keyif alırdım. Dr. Ahmet BAYTUZ la ilgili dinlediklerimiz hala hatırımızdadır. 1999 depremi sonrası alzaımer hastası oldu.  2007 yılında da vefat etti. Allah rahmet eylesin.

 

YÜKSEL KARAHAHAN

 

Öğrencilik yıllarımdı. Mevsim değişikliğinin yaşandığı bir bahar başım şiddetli bir şekilde ağrımaya başladı. Çok ağrılarım vardı ve aldığım ilaçlar ağrımı dindirmiyordu. Bir büyüğüm dr. Ahmet BAYTUZ a gitmemi söyledi.  Bende Dr. Ahmet Baytuz un Muayenesine gittim sıkıntımı anlatınca boynumdan bir iğne yaptı. Muayene sonrası borcumu sordum. Tebessüm etti. Yan duvardaki kütüphaneden bir kitap aldı ve bana “Sana kitap hediye ediyorum bunu mutlaka oku”. Bir de bana Fatiha okumayı unutma dedi. O gün Doktor Baytuz un hiçbir öğrenciden para almadığını ve bir de kitap hediye ettiğini öğrendim. Ömrüm oldukça ona Fatiha okumaya devam edecem.

 

 

 

BASINDAN

MEHMET ŞEVKET EYGİ

MİLLİ GAZETE 08.08.2008

Dindar, faziletli, mürüvvetli doktorlar denilince hatırıma hemen Adapazarı'nda muayenehanesi olan merhum Dr. Ahmet Baytuz gelir. Resmen tespit edilmiş vizite ücretinin altında ücret alır, bazı hastalara bedava bakar, her hastasına da faydalı bir kitap hediye ederdi. Allah gani gani rahmet eylesin.

 

 

Zeki AYDINTEPE
Yeni Sakarya Gazetesinden

Kenan Maraşlıoğlu’nun kaleminden Dr. Ahmet Baytuz

……………   ………………………………………………………….

Eski Adapazarı ve yaşam tarzı ile ilgili hatıraların harman olduğu bir kitap daha yazmış, ilimizin bir zamanlar en zengin sanayicilerinden Maraşoğlu Fabrikası sahiplerinden Kenan Maraşoğlu…

Adapazarı’nda parmakla sayılacak kadar az sayıda doktordan biriydi bir zamanlar, Dr. Ahmet Baytuz…

Eskiler bu ismi hayırla yad ederler, çünkü Dr. Baytuz yeni evlenen çiftlere “Okuyup anlamaları için Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini” hediye etmesiyle de farklı bir tıp mensubuydu…

Bunun yanında haftanın belli günlerinde hastalarını bedava muayene eder, bununla da yetinmez Uzunçarşı birinci geçidin köşesindeki binanın birinci katındaki muayenehanesine gelemeyecek derecede olan hastalarına, elinde çanta ayağına gider hem muayenesini yapar, hem de ilaçlarını verirdi.

İşte böyle olağanüstü fedakar bir doktor olan Ahmet Baytuz ve Alman Lisesi’nde okuyan oğlu Orhan Baytuz’un Bolu Dağı’nda bir trafik kazası geçirip öldükleri haberi gelir Adapazarı’na…

1960’lı yılların başında meydana gelen bu elim kazadan Doktor Baytuz yaralı kurtulurken, oğlu Orhan Baytuz Hakk’ın rahmetine ermişti…

Haber Adapazarı’nı yasa boğdu…

Maraşoğlu Ailesi baba-oğul fabrikadan temin edilen kamyonet ve iki otomobille yola koyulur, Bolu Dağı’na sisin çöktüğü saatlerde…

Beraberlerinde Baytuz’un eşi ve kızı da vardır…

Zorlu bir yolculuk sonrası ulaşılır, yaralı Dr. Baytuz’a ve oğlunun cenazesine…

Alıp getirilir Adapazarı’na…

…………………………….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

*Mekke de parasını kaybeden bir Adapazarlı ile karşılaşması

*Eski müftü şahabettin efendi ile münasebeti

*Kabri yorgalar mezarlığında vefatı 1980

*yöçerder Nurşen hanım hatıra

*Ahmet Nalbantoğlu annesinden hatıra

 

*3 çocuk var 2 kız 1 erkek büyük kızı ve oğlu vefat etmiş  (handan Kimyacıoğlu vefat (2 erkek çocuğu var) , Nurhan demirel (2 Kız çocuğu var), Orhan baytuz vefat

*Evi kurtuluş mah muayenehanesi de kurtuluş eczanesi üzerindeydi

 

 

Hatıralar

Yüksel karahan: Hastalandım baş ağrım var ve dinmiyor Ahmet BAYTUZ a gittim. Muayene sonrası boynumdan bir iğne yaptı. Muayene sonrası borcumu sordum. “Bana fatiha oku” dedi . “birde sana kitap hediyorum bunu mutlaka oku” . Meğer Doktor Baytuz hiçbir öğrenciden para almaz ve bir de kitap hediye edermiş.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İmzalayıp gönderdiği kitaplarını ve yazdıklarının büyük bölümünü hatırlayan biri olarak, bir solukta okurum dalıp maziye…

Ticaret Lisesi’nden sınıf arkadaşım Saner Reklam’ın Sahibi Semih Saner getirdi, Kenan Maraşoğlu’nun “Hepsi Gerçek-2” adlı kitabını…

Her gün bir yeni üzücü haberle yürekleri daralan okuyucularımızı, yine böyle üzüntülü bir anıyla buluşturmak zor olsa da, gündeme getirmeden edemedim…

İşin bundan sonrasında, bir büyük aile dramı daha girer devreye…

Sıcak yaz günlerinde cenaze için temin edilen buzun elde edildiği pastanenin sahibi Şekerci Mustafa Kocaoğlu’nun oğlu Hikmet buz elde etmek için aşırı yükleme yapınca, buzdolabı bozulur…

Tamir için fişini çeker…

Babası Mustafa Kocaoğlu ise bundan habersiz “kim çekti bu fişi” diyerek takar yerine…

Oğlu Hikmet bundan habersiz tamire devam edince, cereyana çarpılır ve genç yaşta hayatını kaybeder…

Doktor Baytuz evin bir odasında yaralı; diğer odada oğlu Orhan cansız yatarken, buz yerine son derece üzücü bu haber gelir…  

Ortalık ikinci büyük acıyla sarsılır…

Kazanın ertesinde aynı sokakta komşu iki aileden, iki cenaze kalkar…

Bütün Adapazarı halkının katıldığı o büyük günün hikayesini de dile getirmiş, bu defaki kitabında Maraşoğlu

Yaptığı işin üzüntüsü içerisinde bir süre yaşayan Şekerci Mustafa Kocaoğlu ise 27 yaşındaki oğlu Hikmet’in acısına fazla dayanamaz, evinde intihar ederek hayatına son verir…

Bu acı olay, uzun süre şehrin gündeminden düşmez, gözyaşlarıyla hatırlanır…

Sakaryaspor eski yöneticilerinden, tanınmış eski sanayici, işadamı Kenan Maraşoğlu, şu sıralarda İstanbul’da yaşıyor ve günlerini olaylarla geçen hayat hikayelerini yazarak geçiriyor…

Kenan Maraşoğlu’nun “Hepsi Gerçek-2” adlı kitabından ilginç bulduğum ve bizzat hatırladığım daha pek çok anı var…

Onlara da zaman zaman yer vereceğimizi belirterek, Kenan Maraşoğlu’na sağlıklı yaşam diliyorum.

 

CEVDET GÜNGÖR 28.12.14

 Büyükşehir Belediyesi ve Adapazarı Belediyesi’nin, Uzun Çarşı’da yapacağı yeni düzenlemeler nedeniyle çarşının eski yıllardaki esnaflarını geçen hafta Pazar günü sizler ile paylaşmıştım. Uzun Çarşı’nın eski hali öyle bir günde bitecek gibi değildir. Geçen hafta o günlerdeki Uzun Çarşı’nın sol tarafını sizler ile paylaşmıştım. Bu Pazar da  Sakarya’nın yaşayan tarihi Erol Girişken’in anlatımı ve Fahri Tuna’nın kaleminden bir kez daha sizler ile paylaşıyorum.

         Uzun Çarşı’nın girişinin sağ tarafında şimdi Serbestler Kuyumcusunun olduğu yerdeki kara fırından başlayarak

1- Abdurrahman'ın Fırını? 
Abrdurrahman Fescioğlu'nun sahibi olduğu fırın. Adapazarı'nda ilk francala ekmeği üreten fırındır. Oğlu Fadıl Fesçioğlu da fırında bulunurdu. Ancak 1970'li yılların başında İstanbul'a taşındı. Sultanhamam'da Hacopulo Hanı'nın büfesini uzun yıllar işletti. Şu anda Serbesler Kuyumcusu'nun bulunduğu yer ve bitişiğiydi. 

2- Özgönül Tekel Bayi 
Fikret Özgönül'ün sigara ve tekel bayii. 

3- Güven Kırtasiye
Ziya Aktuna, Kenan Amasya ve Muammer ağabeylerin ortaklığında uzun yıllar kırtasiye üzerine faaliyet gösterdi. Üç katlı ve çok zengin çeşidi olan bir yerdi. Şimdi yerinde Koşucuoğlu Kuyumcusu vardı. 

4- Saray Pastanesi
Eczacı Önder Yurttutan'ın babasının işyeriydi. İki katlı bir pastaneydi. Saray Pastanesi olmadan önce, arkası Çakar Lokantası'na bakan bahçesi olan bir kıraathane solarak hizmet vermiştir. 

5- Fesçioğlu Saatçilik 
Süleyman Fescioğlu'nun, sonradan da oğlu Necati Fesçioğlu'nun işlettiği saatçi dükkânı vardı. Şu andaki Pierre Cardin mağazasıdır. 

6- İzzet Beyin İşyeri
Eski belediye başkanlarından ve ÇEK kurucu başkanı İzzet Şükrü Enez'in üç katlı işyeri. Giriş kat Naimann marka dikiş makinesi acentesi, ikinci kat yine İzzet Beyin Güven Sigorta acentesi, en üst kat Mehmet Haftacı'nın terzi dükkânıydı. 

7- Triko Küçükpaker
İzzet Beyin binasının giriş katına 1960'lı yılların başında Triko Küçükpaker açılmıştı. Sahipleri Ali Paker amcamız ve oğulları Sabri ve Saldıray Paker ağabeylerle beraber uzun yıllar trikoda gündem oluşturdular. Şu anda Koşucuoğlular'ın ikinci kuyumcu dükkânıdır.

8- Barut Bisiklet ve Radyo Acentesi
Keramettin Barut amcamızın Rudge marka, zamanın en meşhur bisikletlerinin satıldığı acenteydi. Şu ada orada Ömür Eczanesi bulunmaktadır.

9- Aziz Tuhafiye
Uzunçarşı sağ baştan ilk köşede Aziz Amcamızın işlettiği, Adapazarı'nın en iyi işleyen bayan tuhafiye dükkânı vardı. Sonraları orada Hidayet Uluç ağabey, Uluç Optik adıyla optik ve saat üzerine uzun yıllar hizmet verdi. Şu anda Ahmet Elbirlik arkadaşımızın saatçilik yaptığı yerdir.

10- Zenit Saatçisi 
Karşı köşede Selahattin Ayaz ağabeyin saatçi dükkânı vardı. Selahattin Ayaz, Nedim Kurtiç'in de kayınpederidir. Daha sonra Fesçioğlu Saatçilik oraya geçti. Şu anda hâlen devam ediyor. Üst kat hikâyeci Sait Faik'in amcaoğlu Avukat Mustafa Raşit Abasıyanık'ın yazıhanesiydi. 

11- Devrekli Manifatura
İsimlerini hatırlayamadığım Zonguldak Devrekli iki kardeşin manifatura dükkânı vardı. Daha sonra Hasan Savaş'ın sahibi olduğu Savaş Manifatura uzun yıllar orada bulundu. Şimdi baharatçı olarak hizmet vermektedir.

12- Silahçı Hacıbeyler
Ural Ailesinin sahibi olduğu, silah, Dunlop ve Micheline lastikleri acentesiydi. Çıracılar caddesinde otururlardı. 1960'lı yılların başında İstanbul'a taşındılar. Oğulları Halil, Sirkeci'de fotoğraf makineleri acenteciliği yapıyor. 

13- Narin Mithat Mağazası
Hacıbey'den sonra Süleyman Aldinç ve oğulları İsmet, Fikret, Mithat ve Özer Aldinç'in işyerleriydi. Ancak Fikret Aldinç ağabey, futbol yaşantısı uzun sürdüğünden ve uzun yıllar Ankara'da bulunduğundan mağazada pek bulunmazdı. Triko, manifatura ve kumaş ağırlıklı bir mağazaydı. Karaca mamullerini Adapazarı'na ilk getiren firmadır. Halen Hatemoğlu Konfeksiyonun olduğu yerdir. 

14- Kolunsağ Manifatura 
Vahit Kolunsağ ağabeyimiz uzun yıllar o dükkânda manifaturacılık yaptı. Hâlen Kolunsağ Manifatura olarak devam ediyor.

15- Aldinç Kumaş
Az önce bahsettiğimiz Narin Mithat Mağazası sahibi Süleyman Aldinç büyüğümüzün kumaş mağazasıydı. Kaleci Fikret (Aldinç) ağabeyimizin Süper Lig'de Ankara Demirspor'da oynadığı yıllarda devre arası tatillerinde vitrin yaptığını hatırlarım. 

16- Kuzulu Mağaza-1
Sabri ve Fethi Girişken yani babam ve amcamın kurduğu müesseseydi. Daha sonra büyük amcamın oğlu Faruk Girişken ile beraber oldular. Çift kapılı bir mağazaydı, bir kapısı Uzunçarşı'da, arka kapısı Ayakkabıcılar Çarşısındaydı. 1970 yılında burayı Faruk ağbiye bıraktık, daha ilerideki ikinci Kuzulu Mağazaya taşındık. Şu anda rahmetli Faruk Girişken'in oğlu Safa Girişken'in sahibi olduğu Balıklı Sümer'in olduğu yerdir.

17- Çantacı Gafur
Gafur Durat ağabeyimiz, bu küçük dükkânda uzun yıllar bayan çantası ve kemeri üzerine faaliyette bulundu. Şu andaki Yüksel Kuruyemiş'in bulunduğu yerdir. Yüksel Kuruyemiş'in sahibi Yüksel Ayanoğlu da, Faruk Girişken ağabeyimizin kız kardeşinin oğludur.

18- Dilek Manifatura
Halil Özdilek amcamız ve ortağı Cevat ağabeyin ipekli manifatura dükkânı. Halil amca şu andaki Zobar Kuyumcusu Ahmet Özdilek'in babasıdır. Bu dükkân şu anda Adam Mağazası'dır.

19- Terzi Selahattin 
Selahattin Güvençer ve oğlu Ayhan Güvençer ortaklığında tüccar- terzi işyerleri vardı. Şu anda Potin Ayakkabı'nın olduğu dükkândır.

20- Emniyet Eczanesi
1960'lı yılların başına kadar Eczacı Ali Beyin bulunduğu yerdi. 1960'lı yılların başında işyerini İstanbul Fatih Çarşamba'ya taşıdı. 

21- Hamza Ali Uzel'in Manifatura dükkânı
Kapalı Çarşıya dönen köşede Hamza Ali Uzel'in sahibi bulunduğu manifatura dükkânı vardı. Uzun yıllar oğlu Behçet Uzel ağabey devam ettirdi. Bir ara Uzunçarşı'nın spor-toto bayii oldu. En son tostçuydu. 

22- Kafkas Eczanesi 
Totocudan sonra 1980'lerin başlarında bu dükkân, Sakaryaspor'un kurucu kadrosunda yer alan solbek Hüsnü Taşdemir'in açtığı Kafkas Eczanesi oldu. Daha sonra Selami Atioğlu'nun sahibi olduğu Atioğlu Kuyumcusu olarak devam etti. Çok yakın zamanda baharat dükkânı açıldı. 

23- Atasoy Manifatura
Uzunçarşı'dan Kapalıçarşı'ya dönen karşı köşede Ziya Atasoy'un sahibi olduğu manifatura dükkânı vardı. Üstünde meşhur çocuk doktoru Kazım Ertürk'ün muayenehanesi vardı. Daha sonra manifatura dükkânının olduğu yer Merkez Eczanesi oldu. Uzun yıllardan sonra Merkez Eczanesi karşı sıraya taşınınca, yakın zamanda burası Merkez Optik adıyla gözlükçü dükkânı oldu.

24- Altınoklar
Bedri Altınok ve kardeşleri Turgut ve Erkut Altınok kardeşlerin beyaz eşya dükkânı vardı. Uzun yıllar önce İstanbul Karaköy yer altı geçidindeki işyerine taşındılar.

25- Prizren Kahvesi
Altınoklar'ın, işyerlerini İstanbul'a nakletmesinden sonra bu dükkân, İsmet Prizrenli ağabeyin kurukahveci dükkânı oldu. İsmet ağabeyin daha sonra İstanbul Bahçekapı'da Ege Lokantası'nı açtı. Çantacı Gafur'un ağabeyi Mehmet Durat, bu işyerinde çanta ve kemer üzerine ticaret yaptı.

26- Yünipek Mağazası
Kazım Berköz ve kardeşi Şakir Berköz'ün kurduğu eski bir müesseseydi. Şakir Beyin İstanbul'a taşınmasından sonra Kazım Bey amcamızın çocukları uzun yıllar manifatura, kumaş ve tuhafiye üzerine faaliyette bulundular. 

27- Atlı Mağaza
Tahsin ve Nazım Kara ağabeylerin babadan kalma işyerleriydi. Manifatura ve kumaş üzerine yakın zamana kadar devam ettirdiler. 

28- Baş Tuhafiye ve Kolonya
Ahmet Baş amcamız tuhafiye ve kolonya üzerine küçük bir dükkân işletirdi. Oğlu Süleyman Baş ilkokuldan sınıf arkadaşımdır. 1960'lı yılların başında İstanbul'a taşındılar. 

29- Alican Kumaş
Orta camiye dönen sağ köşede, Cemal Alican amcamız ve oğlu Cavit Alican ağabeyinin birlikte işlettikleri büyük kumaş mağazası vardı. Uzun yıllar devam ettikten sonra Ziraat Bankası şubesine devredildi. Üzerinde Dr. Mahir Köprülü ve röntgen mütehassısı Dr. Ali Tüneyli'nin muayenehaneleri vardı. 

30- Şapçıoğlu Manifatura
Uzunçarşı'dan Orta Camiiye dönüldüğünde karşı köşede Mustafa Şapçıoğlu amcamızın manifatura dükkânı vardı. Mustafa amcanın ölümünden sonra oğlu Nejat ağbi Almanya'dan dönünce züccaciye dükkânı açtı, ondan sonra da kız kardeşi Melek abla iç çamaşırı üzerine faaliyette bulundu. Şu anda telefon ve parfümeri dükkânının olduğu yerdir. 

31- Toplan Manifatura
Özcan Toplan ağabeyimizin amcası olan Osman Nuri Toplan amcamızın sahibi olduğu manifatura dükkânında, daha sonraları Hakkı Yünüak büyüğümüz manifaturacı olarak bulundu. 

32- Karagülleler Manifatura/Sarrafiye
Karapürçekli Kamil ve Cevdet Beylerin manifatura ve sarraf dükkânı vardı. Köklü bir müesseseydi. Kapalıçarşı olarak bilinen işhanını 1950'lerin sonlarında yaptırdılar. 

33- Kuzulu Mağaza-2
1960 İhtilâlinden on gün evvel Karagülleler'den babam Sabri Girişken ile amcam Fethi Girişken'in satın aldığı yerde Kuzulu Mağazanın ikinci yeri vardı. 1970 yılında eski binanın yerine dört katlı yeni bir bina yapıldı. Alt katları manifatura ve kumaş, üst katları İGS mamullerine aitti. 1994'e kadar devam etti.

34- Doğan Manifatura
Soyadları Doğan olan iki kardeşin sahibi olduğu manifatura dükkânıydı. 1960'ların ortalarında İstanbul'a taşınıp Sultanhamam'da triko toptancılığı yaptılar. Bu yere sonradan Zekai Başar Adam Mağazasını açtı. 

35- Ferda Mağazası
Çark caddesinde ikamet eden ve lakapları Hendekliler olan Şevket ve Mehmet Kundakçıoğlu kardeşlerin kurucuları olduğu bu dükkânda, kumaş ve konfeksiyon ticareti yapılırdı. Daha sonra aynı aileden Lütfi ve Mükrim Kundakçıoğlu kardeşler devam ettirdiler. 

36- Nalıncıoğlu Manifatura Giyim
Uzunçarşı'dan sağa giren dördüncü sokaktaki köşede Hüseyin ve Abdurrahim Nalıncıoğlu kardeşlerin sahibi olduğu manifatura ve hazır giyim dükkânı vardı. Köşede üst katta ise Dr. Kadri Kalfaoğlu, Dr. Şakir Kösemen, Sakaryapor'un kurucu başkanı tüccar-terzi Ethem Boran ve Avukat Zerrin Batmaz'ın büroları vardı. Sokak içinde Adapazarı'nın ilk konfeksiyoncularından Necmi Tuğcu, sonradan Mehmet Tuzlak, yanında Ahmet Ayhan amcamız ve oğlu İhsan Ayhan ağabeyin giyim mağazaları vardı.

37- Sarraf Mehmet Efendi
Sarraf olarak Adapazarı'nın en meşhur, bilinen yeriydi. Sahibi Mehmet Altınışık amcamız uzun yıllar işin başındaydı. Vefatından sonra oğulları Nurdoğan ve İsmail Altınışık devam ettirdiler. Mehmet amcamız sarraflıkta bir numaralı konpedandı.

38- Sakallıoğulları Mağazası
Mustafa, Sabri ve Kenan Sakallıoğlu büyüklerimizin uzun yıllar işlettiği bir aile şirketine ait mağazaydı. Manifatura ve konfeksiyon üzerine uzun yıllar devam ettiler. Aile daha sonraları otomotiv sektörüne geçti. 

39- Berber Fehmi
Uzunçarşı'da sağa beşinci sokağın sağ köşesinde Fehmi Çubukçu ağabeyin berber dükkânı vardı. Fehmi ağabey uzun yıllar DP ve AP döneminden belediye meclis üyeliği yapmıştır. Sonradan çocukları Metin ve Mehmet Çubukçu ile beraber Kısmet Çeyiz dükkânını açtılar. 

40- Yamanlar Mağazası
Uzunçarşı'dan sağa beşinci sokağın/küçük aralığın karşı köşesinde Mustafa Yaman ve Metin Yaman ağabeylerin birlikte işlettikleri beyaz eşya ve spor malzemeleri işyeri vardı. Üst katta da ortanca kardeşleri, spor camiasının yakından tanıdığı Güreş Ajanı Lütfi Yaman'ın diş protez atölyesi vardı. 

41- Çorapçılar
Sakaryaspor'un yakın dönemde başkanlığını yapan Bülent Yılmaz'ın babası Selahattin Yılmaz ve amcası Halil Yılmaz'ın sahibi oldukları çorapçı dükkânı vardı. Sonradan burası Nihat Mutkan ve Kemal Tomor ortaklığından Ni-Ke Tuhafiye dükkânı oldu. Üst katında Dr. Ahmet Baytuz'un muayenehanesi vardı.

42. Özüseven Manifatura
Sokağın içinde Ahmet Özüseven ve kardeşi İsmail Özüseven'ın kumaş manifatura dükkânı vardı. Uzun yıllar burada bulundular. Daha sonra Uzunçarşı'da sol tarafta Gülseven Şekerleme'nin yanındaki şimdiki yerlerine taşındılar. 

43. Babalıoğlu İplik-Yün
Karşı köşede Babalıoğlu Ailesinin sahibi olduğu iplik ve yün dükkânı vardı. Şu anda Uzunçarşı Eczanesinin olduğu yerdir. Üst kat tüccar-terzi Fahri Güneş'in işyeriydi. Fahri ağbi çok karizmatik, iyi giyinen ve sesi çok güzel olan birisiydi. 

44. Aker Manifatura
Saadettin Aker ve oğlu Adnan Aker ağabeyin manifatura mağazası vardı. Saadettin amca, iri ayrı, hoşsohbet, nüktedan bir amcamızdı. Küçük oğlu Nuray'ı da iyi tanırım. Şimdi Aşçı Rahmi'nin olduğu dükkândır.

45. Kuleli Mağazası
Çocukluğumda Hüseyin Avni Kuleli'nin sahibi olduğu bir mağazaydı. 1960'lı yılların başında İstanbul'a taşındılar. Oğlu Zeki Kuleli ağabey, Dora, Derby Fabrikasının hissedarıdır. 

46. Hun Manifatura
Kuleli'den sonra aynı yerde, Saadettin Hun, Zaman Hun ve Kerim Hun'un manifatura mağazası vardı. AP Sakarya Milletvekili Güngör Hun ile aynı ailedendirler. 

47- Yaman Şekercisi
Çetin Yaman amcanın sahibi olduğu şekerleme dükkânıydı. Aynı zamanda İzmit caddesinde Kapalı Spor Salonuna gelmeden sol tarafta Güneş Şekerleme Fabrikası ve Güneş Düğün Salonunun sahibiydi. Şu anda Güneş Nişasta fabrikasının sahipleri Atilla Yaman ve Yavuz Yaman'ın da babalarıdır. 

48- Aydın Ticaret
Yaman Şekerleme'nin bulunduğu dükkân, daha sonra Kocaali kökenli İmdat Aydın'ın da sahibi olduğu beyaz eşya dükkânına dönüştü.

49- Bahriyeli Şapka
Askerliğini bahriyeli yaptığı için bu lakapla anılan, uzun boylu birisi olan Ahmet amca, uzun yıllar şapkacılık yapmıştı. Halen de o işyeri şapkacı olarak devam etmektedir. 

50- Şapkacı Harun
Çocukluğumun en meşhur şapkacısı olarak bilinirdi. Şu andaki yerinde yine şapkacı bulunuyor. 

51- Lebip Kökçü
Şapkacıların üst katında sigorta acentesi sahibi olan Lebip Kökçü büyüğümüzün işyeri vardı. Lebip Kökçü amca, çok beyefendi, çok güzel giyinen, çok sevilen, Adapazarı'nın önemli simalarından bir büyüğümüzdü. (1837 yılında Tozlu Camiini yaptırıp vakfeden Gubarizade ailesinin devamıydı. F.T.) 

52- İstanbul Eczanesi 
Ragıp Günaltay amcanın sahibi olduğu bir yerdi. Uzun yıllar devam etti. Daha sonra kızı eczacılığa devam etti. Şu anda giyim mağazası bulunmaktadır. 

53. Saatçi Burhan
Burhan Arıcı ağabeyin sahibi olduğu saatçi dükkânı, uzun yıllar bu işyerinde ticarete devam etti. Kullandığı Vespa motorsikletini iyi hatırlarım. 

54- Salihoğlu Kurutemizleme
Selahattin ve Mehmet Salihoğlu kardeşlerin kuru temizleme dükkânı. 

55- Muhtar Adnan
Kısa bir müddet Muhtar Adnan ağabeyin kontrplakçı dükkânı oldu. Şu anda iç çamaşırı satan bir dükkândır. 

56- Çarıkçıoğlu Tuhafiye 
Uzunçarşı'nın sağ kolda Kömürpazarı'na bakan en son dükkânı, Çarıkçıoğlu Ailesinin çorap ve çamaşır ağırlıklı dükkânıydı. Uzun müddet burada bulundu. Şimdiki kuruyemişçinin bulunduğu yerdir.