Aile bağlarının ve akrabalık ilişkilerinin içtenlikten uzaklaşarak yapmacık bir hal aldığı ve gittikçe zayıfladığı, aile içi çekişme ve problemlerin çoğaldığı, eşler arası güvensizliğin arttığı, çocukların büyüklerine karşı itaatsiz ve asi davranışlarının hat safhada olduğu günleri yaşıyoruz. Helikopter gibi evlatlarımızın etrafında dönüp durmamıza rağmen mutsuz ve doyumsuz olmalarına engel olunamamakta. Bu günün genci yarının büyükleri olacak. Eğer  yavrularımızı  peygamberin ahlakı ile ahlaklandırabilirsek ve teknolojinin zararlarından koruyabilirsek gelecekle ilgili ümit ışığımız artacaktır. Güzel ahlak üzerine olan çocuk eğitimi örnekliğine her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuza dikkat çekmeyi  arzu ediyorum.

Kültürümüzde 'Allah'ın emriyle ve Peygamber'in kavliyle' ilkesiyle temeli atılan aile yuvalarının sağlam temeller üzerinde huzurlu bir şekilde devam edebilmesi, ancak Allah ve peygamberinin bu konudaki emir ve isteklerini yerine getirmekle mümkün olacaktır. Bu konuda Yüce Allah'ın evrensel emirleri, Hz. Peygamber'in hayatında pratiğe dönüşmüş ve bizler için canlı modeller oluşturmuştur. Bu yüzden onu anlamak ve tanımak gerekir.

Çocuk eğitimi boşlanmamalı, bir evlat yetiştirildiğinde aslında bir nesil yetiştirdiğimizin farkında olmalı, bir dakikamızın dahi önemli olduğunu bilmeli her dakika eğitim halinde olunmalıdır. Yapılan en küçük yanlışın nesline nasıl etkisi olabileceğini düşünerek hareket edilmelidir. Ana baba her zaman evlatlarına örnek motifler olduğunu unutmamalı, bir bant kaydının sürekli onları kayıt altına aldığını bir dakika dahi unutmamalıdır. Çocuk eğitiminde de,  aile ilişkilerinde de nasıl davranılacağı peygamberimizce bize aktarılmıştır. Çocuk eğitimi eş seçimi ile başlar. Eş seçimi konusunda da pek çok hadis mevcuttur. Eş seçiminden gelen, çocuğun fıtratını etkileyen durum söz konusudur. Bu konuda ‘’oğlan dayıya, kız halaya çeker’’ ata sözü de tecrübenin bir ürünüdür. Öncelikle peygamberimize itaat etmeyi kendimize destur edinirsek evlatlarımız da buna uyacaktır. Eğitim verilirken öğretilen şeylerin fiili olarak yaşanıyor olması çok önemlidir. Yaşayarak gösterme dediğimiz hal dili sözle yapılan eğitimlerden çok daha etkilidir. Sözle yapılan eğitimlerin hayatta uygulanması, eğitimden beklenen sonuçları elde etmemizi sağlar.

Çocuklarımıza güzel ahlakı öğretmeyi ihmal ettiğimizde ahiret saadeti bir yana, dünyadaki huzurumuzu da kaybederiz. Allah’ını  peygamberini  öğrenmeyen bir çocuk  neyi nasıl yapacağını bilememenin  verdiği  şaşkınlıkla savrulur. Savruldukça da sürekli yeni arayışlara girer. Duygusal boşluğu gidermek  adına  önüne  geçeni   doğru  yanlış  ayrımı yapamadan uygulamaya geçer ve çoğunlukla  yolunu şaşırır. Ruhu huzur bulamadığından çöküş yaşar. Bu çökme durumu ise toplum için bir tehdit oluşturur. Böylece nesiller boyu cehalet batağında sürüklenme meydana gelir.

Çocuk anne babasının yanında emanettir. Tertemiz kalbi, her çeşit nakış ve şekilden uzak, saf, kıymetli bir hazinedir. Her türlü şeye kabiliyetli olduğu gibi, kendisine verilen her şeyi almaya da yatkındır. Eğer çocuk iyiliğe alıştırılır ve güzel şeyler öğretilirse iyilik üzere büyür. Dünyada ve ahirette hem kendi mutlu olur. Hem de ailesi ve tüm çevresindekiler.

Peygamber Efendimiz, insanın bu özelliğini şöyle bir hadis ile bildirmiştir.’’ Her çocuk fıtrat üzere doğar. Konuşmaya başlayıncaya kadar bu hal üzere devam eder. Sonra anne ve babasının tesiriyle Yahudi, Hristiyan, Mecusi vs. olur.’’ Başka bir hadislerinde’’ çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın’’ insanın öldükten sonra geride bıraktığı en hayırlı şeylerden birinin, yetiştirdiği salih evlat’’ olduğu buyurulmuştur.