Peygamber Efendimiz (s.a.v.) birkaç hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
1)’’Kıskançlığın iki çeşidi vardır: Birincisi güzel olanıdır ki insan onunla aile efradını ıslah ederek onların kötü yollara düşmelerine engel olur. İkincisi de kötü olanıdır ki bu sahibini cehenneme götürür.’’(Hayatüssahabe: 3/276)
2)- Üç zümre vardır ki onlar Cennet’e giremez, onun kokusunu da alamazlar. Erkekleşen kadınlarla, devamlı alkol alanlar ve bir de deyyuslardır.’’  
Ashab-ı Kiram sordular:
-‘’ Ya Resulellah deyyus kimdir?’’
- ‘’Deyyus; ehlini(eşini, kızını, kız kardeşini vs. erkeklerden)kıskanmayan adamdır.’’(İ.Ahmet)
3)’’İnsanın (ailesini) kıskanması imandandır. Kıskanmaması ise nifak alametidir.’’ (Beyhaki)
Hz. Ali(r.a.) şöyle buyurmuştur:‘’İşittiğime göre kadınlarınız çarşı ve pazarlarda erkekler arasında gezip dolaşıyorlar. Sizde kıskançlık duygusu yok mu? Şunu bilin ki kıskanmayan kimsede hayır yoktur.’’

Dünyevi şehvet ve gösteriş için evlenenleri görüyoruz. Bir erkeğin süslenip açılmış bir  kadını yanında gezdirip başka erkeklerin gözünün önüne sermesinin sebebini kavrayamazdım. Hatta ‘’ben erkek olsaydım eşimi bu kılıkta dışarı çıkarmazdım’’ diyordum. İslami kuralları bilmese de insan kendine ait eşi başkası ile en güzel hallerini paylaşır mı? Bu nasıl bir düşünce yapısı hafsalam almıyordu. Birkaç kişiye bu düşüncemi sordum. ‘’Eşin seni bu şekilde dışarı çıkartırken ne gibi bir düşünceye sahip oluyor?’’ diye. Gelen cevap birbirine yakın cümlelerle şöyle oldu. ‘’’Eşim ben makyaj yapmadığımda kendisi söyler süslenmemi. Benim güzelliğim ile gurur duyuyor. Dışarıdaki erkekler ‘’şu adam ne güzel bir kadına sahip’’ diye düşünsünler istiyor’’’
Tabi ki herkes böyle düşünüyor diyemeyiz. Bir çok insan bir çok farklı görüşe sahip olabilir. Bizim yetiştiğimiz ilim meclislerinde  böyle durumları görmediğimizden dolayı olsa gerek anlam veremediğim bir durum. Bizim bu konuya değinme sebebimiz belki de bilmiyorlardır ya da ne yaptıklarının farkına varmıyorlardır diye insanların farkındalıklarını artırmak. Duygularımızı paylaşmak.
Allahü Teala erkeğe de kadına da bir çok konuda olduğu gibi tesettür konusunda da belli sınırlar koymuş. Biz bu dünyaya başıboş kalalım diye gönderilmedik. Bizi yaratan Rabbimiz,bizi sınamak ve cenneti hak edene vermek için kısacası kulluğumuzu ölçmek için dünyaya yolladı. Bizler dünyevi şehvetlere, gösterişe vb. Rabbi küstürecek davranışlara sahip olursak maazallah Rabbim bizi görmek istemez. Bizden razı olmaz.
Bir bayan; süslenerek, Allah tarafından yasaklandığı yerlerini açarak, kokular sürerek, topuklularla ses çıkararak dışarıya çıktığında; kendisine zulmettiği gibi bir çok kişiye de zulmetmiş ve hakkına girmiş olabileceğini düşünmeli. Mesela bir bayan, Allahın emri olan tesettürü doğru olarak yapmadığında kendisine haram olan yani kendisine yabancı olan erkeklerin dikkatini çekebilir. Dikkati çekilen bir erkek belki bu süslü bayanı gördükten sonra evindeki eşini beğenmeyecek ve aile ilişkileri bozulacak. Belki de bir eşi olmadığı için dışarıdaki süslü gördüğü hanımdan çok etkilenecek ve gücü o hanıma yetmeyeceği için beş yaşındaki bir yavruya tecavüz edebilecek. Belki de bu bizim yavrumuz olabilecek. Bu tarz örnekleri çoğaltmak mümkün…
Bayanlarda beğenilme içgüdüsünü anlayabiliyorum. Fıtratımızda var. Bunu inkar edemeyiz. Ama süslenip, açılıp dışarıya çıkacağımız zaman da bizim bu davranışımızın nelere sebep olabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Erkeklerin fıtratını da göz önüne almamız, masum birinin hakkına girmekten bizi alıkoyacaktır. ‘’Bakmasın, onun sorunu’’ diyerek kendimizi kurtaramayız. Aç bir insanın yakınına mis kokulu süslenmiş bir kebap tabağını açık bir şekilde koyarsanız nasıl bu kişi o kebabı yemek için elinden geleni yapar ,  o tabağa ulaşamadığında ise  ulaşabileceği en yakın ve en kolay yemeğe koşar,  işte onun gibi…
Ne yaptığımızın veya neye sebep olabileceğimizin farkına varmak gerek. Eşlerimizi, yakınlarımızı kıskanmalıyız. Güzelim genç kızlarımızı,  anne babalar olarak korumalı, onları ortaya salmamalı, onları küçük yaşlarda tesettüre alıştırmalı, ahlakını bozacak dizilerden veya kişilerden uzak tutmalı ve onları Rabbimizin istediği şekilde yetiştirmeliyiz. Aksi taktirde Rabbimizin bizi ağır imtihanlarla sınayacağını aklımızdan çıkarmamalıyız. Rabbim imanımızı artırsın. Yolunda olmayı kolaylaştırsın… Amiin.