Yaşı dalyaya yaklaşmış dostlardan hep duymuşumdur…

“Zaman su gibi akıp geçer.”

Gerçek de öyle…

Bakarsın dönüp geriye, geçip giden yıllara, yapılan hatalara ve dilden düşmeyen keşkelere sığınırsın…

Ama fırsat kaçmıştır…

Zamanı durdurmak ya da geriye çevirmek asla mümkün olmaz…

Önemli olan “En mühim olanı” unutmamak ve hayatı ona göre tanzim etmektir…

İşte öyle ibret alınması gereken bir iletiyi göndermiş, her zaman olduğu gibi dostun biri…

Önce okuyalım…

“Bir kadın, bir gün kucağındaki çocuğu ile birlikte bir mağaranın önünden geçerken içeriden gelen bir ses duyar:

"İçeri gir ve ne istersen al, ama en mühim olanı unutma!

Ayrıca: "Sen çıktıktan sonra kapının bir daha asla açılmayacağını da dikkate al.

Ancak bu fırsatı kaçırma, ama yine de en mühim şeyi unutma..." diyor, durmadan ikaz ediyordu.

Kadın mağaraya girer ve büyük bir servetle karşılaşır.

Yığınla altın ve mücevherleri görünce şaşkına döner ve çocuğunu yere bırakarak hemen büyük bir hırsla mücevherleri toplamaya başlar.

Bu sırada o esrarengiz ses yine duyulur: "Yalnız sekiz dakikan var..."

Sekiz dakika çabuk geçer...

Kadın toplamış olduğu kıymetli taşlar ve altınlarla birlikte mağaranın dışına koşar ve kapı kendiliğinden kapanır.

Bu sırada çocuğunu içerde unutmuş olduğunun farkına varır ama iş işten çoktan geçmiştir.

Ağlamak, sızlamak, dizini dövmek, saçını-başını yolmak fayda vermez…

Kapı bir kere daha açılmamak üzere kapanmıştır.

Zenginlik uzun sürmez ama ümitsizlik hep yaşar.

Aynı şey çoğu zaman çoğu insanın başına da gelir.

Bu dünyada yaklaşık 80 senelik ömrümüz vardır ve bir ses daima bize:

"Sakın en mühim şeyi unutma!" der gibidir.

Mühim olan açık, net bir şekilde bellidir…

O da: "Ebedi hayatı, ahireti kazanmaktır."

Eğer dünyanın zevklerine, dalar Allah’ın emirlerini yerine getirmezsek ahireti kaybederiz.

Ve ölüp kabre girdiğimizde bu dünyaya asla bir daha dönmeyeceğiz ve ondan sonraki pişmanlıklar ah vahlar hiçbir fayda vermez…”

Dalıp dünyanın servetine en mühim olanı unutup hayatı kendine zindan eden nice dostlar bilirim…

Bunların başında Milli Piyango zenginleri gelir çoğu defa….

Ne hikmetse kimse ders almaz bundan…

Koşar gider ümitler ve hayatlar, tarifi mümkün olmayan acılara…

Yukarda böyle bir hayatın hikayesi anlatılıyor…

İstedim paylaşalım değerli okuyucularımızla, ibret alınması adına…

Bundan ders çıkaracak herkese ve her kesime, asude geçecek bir hayat dileğiyle yeni mahsul “Ezan çiçekleri” gitsin istedik …