OLMAZSA OLMAZ 
Başkan Kurt, sendikaların varlığının önemine işaret ederek başladığı konuşmasında; “Sendikalar çalışanlarla işverenler arasındaki köprüyü ve bağı kurarak, hem çalışma ortamını düzene getirmek hem de çalışanların eksikliklerini ortadan kaldırması için olması gereken çok ciddi bir kurumdur. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekir. Olmazsa olmazlardan diye, düşünmek lazım” dedi
“SORUN NE İŞÇİ NE İŞVEREN” 
Sadece Sakarya’da değil, ülke genelinde çalışma şartları ve koşullarının herkes tarafından bilindiğini belirten Başkan Rıfat Kurt, yaşanan sorunların ne işçiden ne de işverenden kaynaklandığını söyledi. Başkan Kurt; “İşçi sorunları iş verenden ya da işçiden kaynaklı değil. Genel anlamda ülke yönetimlerinde ekonomik anlamda ve maddi anlamdaki sorunlarından da kaynaklı. Genel anlamda baktığımızda, özel sektörde özellikle, sanki bütün sorunlar işverenlerden kaynaklıymış gibi hissediliyor. Aslında öyle değil. Eğer bir ülkede asgari ücret 3 bin lira olur ise işveren bunu 2 bin lira olarak vermez. O da 3 bin lira verir” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNMEK CAMBAZLIK
Eskiye göre çalışma şartlarında iyileşme kaydedildiğini söyleyen Başkan Kurt, “Türkiye de çalışma şartları ve koşulları ortadadır ama eskiye göre biraz daha iyileşmeler vardır. Teknolojik gelişmeler olduğu için de işçinin yükü hafiflemektedir. Fakat insanların geçim standardı var. Asgari ücret imkanlarına baktığımız zaman, bir aile reisinin 2 bin lira ücretle, bir aileyi geçindirmesi çok zor. Hatta bazen cambazlık gibi olduğunu da hepimiz görmekteyiz. İşte en büyük sıkıntı burada. Asgari ücretle çalışan bir işçinin verimi düşüyor, kendisini işe veremiyor. Dolayısıyla bir işçinin yaşam standardına yakın ücret alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

----


İŞSİZLİK 
Ülkenin en önemli sorunlarından birinin işsizlik ve işten çıkarmalar olduğuna vurgu yapan Başkan Kurt, şöyle devam etti: “İş güvencesi ve garantisi olmayan bir ülkeyiz. Genele baktığımızda en kolay yol nedir; İşlerde sıkıntı varsa at işçiyi. Onun yerine başkasını alıyorsun. Ücreti de yükseltmiyorsun. Asgari ücretle devam ettiriyorsun. Biraz ücreti yüksek olanı da işsiz bırakmış oluyorsun. Türkiye’nin sorunu bana göre sadece işverenden veya işçiden kaynaklı değil. Türkiye’de sosyal devlet olma bilincini mutlaka yerleştirmek gerekiyor. O bilince ulaşmak gerekiyor. Devlet babadır. Olmazsa olmazdır. Ama maalesef Türkiye’de biraz bu sıkıntıları yaşıyoruz.” 
DEVLET DESTEĞİ
Sendika üye faaliyetleri hakkında da bilgiler veren Başkan Rıfat Kurt, devletin İşkur aracılığıyla işverene desteği hakkında; “Devlet işyerlerindeki ekonomik krizlerden dolayı, işkur aracılığı ile ‘eğer işçi çıkartmazsan belirli bir noktadaki ücretini ödüyorum’ diyor. İş yerinde sıkıntı varsa onu da karşılıyoruz. Müfettişler gidiyor işyerine, bakıyorlar. Evet, hakikaten burada işçi çıkartmakla iş veren karşı karşıya kalacak. Kalmaması için ne yapmamız gerekiyor. ‘Biz iş verene şu kadar bir bütçe ayıralım, katkı sağlamamız gerekiyor’ diyor. İş verende işçi çıkartmamayı taahhüt ediyor yani destek oluyor. Devlet ödüyor” diye konuştu.
İŞÇİ ÇIKARMALAR 
İşçi çıkarmaların önüne geçmek için çeşitli girişimlerde bulunduklarını söyleyen Başkan Kurt, işverene 15 günlük ücretsiz izin teklifiyle gittiklerini, önemli olanın çalışanların işsiz kalmaması olduğunu belirtti. Başkan Kurt, şöyle devam etti; “Eğer gerçekten sıkıntı varsa, gerekiyorsa ücret almadan çalıştıralım. 600 kişi mi var. Bu bölümde 10-15 gün ücretsiz izin yapsın. Onun yerine diğer bölümlerdeki arkadaşlarla paylaştıralım, çalışalım. Eğer bu sıkıntı devam ediyorsa 15 gün diğer bölümde çalışanlar 15 gün ücretsiz izin yapsın. Dolayısıyla işçi çıkartmadan biz kendimiz teklif ediyoruz. Çünkü İnsanın ekmeğini kaybetmesi çok zor.”

 

----

KALİFİYE ELEMAN 
İşçi çıkarmanın hem işçi hem de işveren açısından önemli sıkıntılar yarattığını söyleyen Başkan Kurt, bunlardan en önemlisinin işten çıkarılan kalifiye işçinin ekonomik durum düzeldikten sonra tekrar bulunamayışı olduğuna işaret etti. Başkan Kurt; “Kalifiye işçi çıkartıp, yarın onu bulmamak… Ekonomik anlamda işte 3-5 ay bir sıkıntı yaşıyorsun tekrar düzeliyor, tekrar aynı işçiyi bulmakta zorlanıyor” dedi.
TANK PALET 
Tank Palet’in özelleştirilmesine herkesten çok üzüldüğünü belirten Başkan Kurt, şunları söyledi: “Emekle sınıf mücadelesinde sendikaların ismi değişik olabilir ama aynı amaç uğruna mücadele edilir.  Harb-İş sendikası şube başkanı ne kadar endişe duyduysa, onun kadar endişe duyuyorum. Tank Palet Fabrikasının özelleştirilmesine kim ne kadar karşı ise ben onlardan 10 kat, 100 kat daha karşıyım. Kimi özelleştirildi, kimisi de diyor ki kiraya verdik. 25 yıllık kiraya verilme belediyelerde olur. Kira falan değil. Yani birbirimizi kandıracak halimiz yok. Ben özelleştirme olarak bakıyorum ve bunun doğru olmadığını söylüyorum; özellikle savunma sanayimizdeki Tank Palet Fabrikasının özelleştirmesini. Özelleştirmeler yapılırken çok dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’deki özelleştirmelerde çok hatalar olduğunu hepimiz görüyoruz. Ve yaşandığında işsiz kalanlar çok oluyor. Tank Palet’e de baktığımız zaman darmadağın bir durum; çalışanların yarısı dışarı gitti, yarısı emekli oldu. Dolayısıyla bu özelleştirmenin haklı bir yönü olmadığını söylüyorum. Dediğim gibi kim ne kadar karşıysa 100 mislisi daha karşıyım. Bu özelleştirmenin olmaması gerektiğine inanıyorum. Olmamalıydı.”
ÖRGÜTLÜ TOPLUM 
Örgütlenmenin aydınlanma yolunda büyük önem arz ettiğini vurgulayan Başkan Rıfat Kurt; “İş verenlere şöyle seslenmek istiyorum. Lütfen işyerlerinizde sendikal örgütlenmenin önünü kesmeyin. Eğer bir toplum ne kadar çok örgütlü olursa ne kadar çok sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket eder ise o toplumun o kadar daha aydın olduğuna inanıyorum. Sorunların çok daha kolay çözüleceğine inananlardanım” şekminde konuştu.
ADALET, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ
Başkan Kurt açıklamasının son bölümünde adalet, özgürlük ve demokrasi vurgusu yaptı; “Gelecek yıl ekonomik krizin bir an önce ortadan kalkmasını istiyoruz, çünkü gerçekten çok büyük bir sıkıntı. Kriz herkesi etkiliyor. Şunu da söylüyorum; adaletli bir sistem, özgürlük, demokrasinin olduğu bir sistem. Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesini, cumhuriyetini koruyacak bir sistemde herkesin özgürce konuşabilmesi, düşüncelerini anlatabilmesi istiyorum. Onun için özgürlük, adalet ve sendikal örgütlenmenin önünde bütün etkenlerin kaldırılması tarafındayım. Herkes örgütlü olması gerekiyor, bilinçli olması gerekiyor. Dolayısıyla bunları söylerken bir an önce ekonomik çarkın dönmesini ve işsizliğin ortadan kalkmasının temenni ediyorum. Bunlar bir temennidir. Ülkeyi idare edenler bizler değiliz ama ülkenin bir parçasıyız, vatandaşıyız. Bu sıkıntılar yaşanırken örgütlü olduğumuz işyerlerinde yaşıyoruz, görüyoruz.”
HEPİMİZ TEKİZ 
Açıklamasının son bölümünde Sakarya’da birbirinden farklı insanların kardeşçe yaşadığına vurgu yapan Kurt; “Sakaryamız’da çok farklı toplumlarımız var ama hep biriz. Bizde ayrım olmaz, hepimiz tekiz. Sakarya’daki bütün insanların mutlu olmasını istiyorum. Sakarya güzel bir kent. Sakarya’nın insanı da toplum olarak bu güzelliği hak ediyor” diyerek sözlerini noktaladı. 

Editör: Haber Merkezi