Spor kulüpleri üzerinden prim yapıp efsaneleşmek isteyen nice sahtekar, nice hilekar, nice silah-mermi kaçakçısı, kumarbaz, tefeci, faizci, işadamı kılıklı kulüp başkanları tanıdı bu ülke...

Hepsi bekledikleri ve umdukları ile değil bulduklarıyla yetinerek, silinip gitti...

Ne adları, ne unvanları ne de yaptıkları kaldı geride, topyekûn düştüler gönüllerden...

Kimi yaşıyor kimsenin yüzüne bakamaz şekilde, kimileri ise sayıları hayli az olsa da yaşamaya devam ediyor, itibarlı ve onurlu...

Dün, belki de kabul edemeyeceği şekilde İstanbul Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nde (Dolmabahçe) kılınan cenaze namazı sonrası görkemli bir şekilde son yolculuğuna uğurlanan Süleyman Seba, farklı ve de renkli, o derece de onurlu, itibarlı, saygın bir eski milli futbolcu ve BJK Kulübü’ne hizmet eden bir tarihi başkan olarak efsaneleşti, anasının ak sütü gibi helal...

O nedenle “Efsane” olarak henüz yaşarken anılmaya başlanan, ilk ve tek efendi spor adamıydı...

Rahmetli Ziya Konuk (Deve) ile ağabeyi Zeki Konuk, BJK Kongre Üyesi olarak daima yanındaydılar.

Kapanan Gençlerbirliği Futbol Takımı’nın kalecisi Mekki Başak, Süleyman Seba’nın yönetiminde futboldan sorumlu genel kaptanlık görevini üstlenmişti...

Efsane başkanın vefat haberini duyar duymaz İngiltere’den kalkıp gelen, birlikte çalıştığı Teknik Direktör Gordon Milne başta olmak üzerde, devlet erkanından üst düzey katılım olurken cenazeye, kadim dostu Ankara Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav da hasta yatağından kalkıp gelmişti...

Saymakla bitmeyecek kadar spor, siyaset, bürokrat ve işadamı ile taraftar, Türk futbolunun efsane başkanı Süleyman Seba’yı son yolculuğunda yalnız bırakmadı.

Süleyman Seba’nın hastalığı sırasında devamlı yanında bulunan damatları İlhan Girişken ve ağabeyi spor yazarı Erol Girişken de aile adına taziyeleri kabul edenler arasında yer aldı...