CHP’de Raşit Dünya ile girdiği büyükşehir belediye başkanlığı aday yarışı henüz sonuçlanmış değil ama eski il başkanı Ecevit Keleş, kendini aday ilan etmişçesine, şimdiden dur durak bilmiyor.
Yanında bazı dostları, arkadaşları olduğu halde il merkezinden çevre ilçelere gitmedik yer, çalmadık kapı bırakmayan Ecevit Keleş’i, yine böyle bir hal üzere ve soğuk havaya aldırış etmeden gömlek ceket koştururken yakaladık.
“Üşütüp hastalanacaksın, bu ne hal... Atom karınca dediysek de, hasta olmayacağın anlamına gelmez” diyecek olduk.
Ecevit Keleş “Soğuklar kâr eylemez bana... Sıcaklığı, beni destekleyeceklerine inandığım garipleri ziyaretten alıyorum. Onun için üşümüyorum” dedikten sonra ekledi: “Büyükşehir seçimlerinde sürprize hazır olun.”
Buna çok yönlü cevap vermek mümkün ama azmini, inancını gördükten sonra, istedik ki morali bozulmasın...
Ecevit Keleş CHP’nin değil de tüm partilerin ortak adayı gibi hareket ediyor.
“Dervişin fikri neyse zikri de odur” sözü Ecevit Keleş için geçerli olur mu bilemeyiz...
Ama onun olağanüstü gayretini de takdir etmeden geçemeyiz...
Bu duygularla, Keleş’e kolaylıklar dileyip, Bizim Bahçe’den “Mor sümbüller” gönderelim istedik.
KONSERSİZ PROGRAM
Her ay bir Türk Sanat Musikisi konseri izliyorduk AKM’de…
Büyükşehir’in o zaman kendine has bir korosu vardı Doç. Dr. Ferdi Koç’un şefliğinde…
Bir şeyler oldu koro dağıldı…
Oysa yetenekli müzisyenlerden oluşan topluluk hayli beğeniliyor ve ilgiyle izleniyordu…
“Hata bizde ise özür dilemeye hazırız” diyen bir şef ve onunla hayli mesafe alan müzisyenlerin üzüntüsünü dile getirdik zaman zaman…
Türk Sanat Musikisi’nin yerini tutacak bir başka konser anlayışı mümkün değil…
Tam da gençlere unutulmaya yüz tutmuş musikiyi sevdirmeye başlanılan bir dönemde böyle ve beklenmedik bir şekilde ve sudan sebeple koro çalışmasını askıya almak üzdü herkesi…
Sorunun halledilmesi için yapılan her girişim sonuçsuz kaldı bugüne değin ne yazık ki…
Oysa, “Hata bizde ise özür dilemeye hazırız” diyen bir şef var…
Amacı, kendisini sürekli zorlayan ve bin bir güçlükle oluşturduğu koro elemanlarını yeniden bir çatı altında toplamak…
Hal böyle olunca ve bir büyük boşluk oluşmuşken bu konuda niye bir adım atılmaz bunu anlamak mümkün değil…
Ziya Taşkent Konser Salonu’nun öksüzlüğünü hiçbir yabancı solist ve topluluk üstelik ünlü de olsa kendi bağrından çıkardığı emek verdiği desteklediği korosu kadar dolduramaz…
Bu konuda Ferdi Koç tarafından atılan dostluk ve iyi niyetli adımlara, güzel ve özel işler yaptığı konusunda en ufak bir çekince taşımadığımız Büyükşehir Kültür Daire Başkanı İbrahim Aktürk ile musikiye olan tutkunluğunu bildiğimiz Başkan Toçoğlu’na son kez seslenmek istiyorum..
Zaman zaman da olsa o koroda görev yapan ve musikiye bir hobi olarak gönül verenlerin üzüntüsünü giderecek bir adım atılsın artık…
Ziya Taşkent Konser Salonu’na daha da zenginlik katacak, kendi korosunun konserlerini izlemek arzusu var musikişinas gönüllerde…
Sanırım bu istek karşılıksız kalmaz ve aradaki kırgınlık giderilir, yeniden başlatılır koronun faaliyetleri…
Bu duygularla taraflara Bizim Bahçe’den “zeytin dalı” gönderelim istedik…