Şeker AŞ’nin eski Başkanı Ahmet Aya’nın başına gelmedik kalmadı “Kota” diye feryat ettiği dönemde…
Kimseye anlatamadı derdini…
“Bu fabrika bu kota ile çalışmaz” deyip yollara düşen Ahmet Aya’nın figanını ne duyan oldu, ne de dikkate alan…
Sonunda baktı olacak gibi değil, çekti elini fabrikadan…
Çekildi köşesine, daha doğrusu kabuğuna…
Koca fabrika ağlaya sızlaya gitti…
Sonra ne oldu!
Ne olacak, kota artırıldı!
Bu durum eğer fabrikanın çalıştırılması için gerekenin geç de olsa gerçekleşmesini sağlayacaksa, mesele yok…
Yok, fabrikanın kapanışını ya da satışını kolaylaştıracaksa, deriz ki “Yazıklar olsun!”
Bu durum CHP’nin atom karıncası Ecevit Keleş’in de ilgisini çekmiş olacak ki, fabrikanın sahibi çiftçi iken yapılmayan işlem, el değiştirilince yapılıverdi” deyip topu çiftçiye yuvarlamış…
“Buna bir anlam vermek mümkün değil” diyerek…
Gel de hak verme atom karıncaya…
Önemli bir konuyu gündeme getiren Ecevit Keleş’e Bizim Bahçe’den “Leylaklar” gönderelim istedik…
ZEKİ KÖROĞLU’NUN ALMANYA NOTLARI
Gazetemizin Hannower temsilcisi Zeki Köroğlu iki önemli konuyu ilin ve ülkenin gündemine taşıyor, uzun bir aradan sonra…
Bilindiği gibi döner ve dönerciliği, Türk işçi hareketiyle tanıdı Almanlar…
Başlangıçta pek ilgi duymasalar da, zamanla Almanlar tam anlamıyla “dönerkolik” oldu çıktı.
Tavuk, et ve hindi dönerleri Almanlar’ın damak zevkine hitap eder hale geldi.
Tüketim arttı…
İlgi büyüdü…
Almanlar’ı da derin bir düşünce aldı yürüdü…
Baktılar ki önüne geçemeyecekler dönere olan talebin, bu defa başladılar karalamaya…
Her iki yılda bir tekrarlıyorlar bunu…
Bu defa da öyle yaptılar…
“At eti, it eti” diyerek…
Hamburg Döner Kalite Derneği Başkanı Ertan Çelik, “Almanlar’ın yaptığı bir anlamda, sektörel ırkçılıktır. Bu tür karalamalara karşı tek şansımız, dönerin kalitesini daha da yükseltmek ve bu konuda örgütlü bir tepki göstermek olacaktır” diyerek güven kaybının sektöre büyük darbe indirdiğinin altını çizdi.
Döner sektörünün asılsız karalamalar nedeniyle, telafisi zor kayıplara uğradığı da günün konusu haline geldi…
Bu konuda Alman makamlarının objektif davranmadığını belirten Başkan Ertan Çelik, halkı bilgilendirici girişimlere gidilmesini ve bunda geç kalınmamasını istedi.
Zeki Köroğlu, “Türk işadamlarına karşı son yıllarda böyle büyük ve aleyhte karalamalar yürütülüyor. Bu işin sonu nereye varır bilemiyoruz ancak mücadele büyük ve toplu bir şekilde, ses getirecek tarzda yapılmalı ki sonuç alınabilsin. Aksi halde pek çok işadamının hali harap…” diyor.
Önemli konuyu ilin ve ülkenin gündemine taşıyan haberi nedeniyle, Hannower temsilcimiz Zeki Köroğlu’na Bizim Bahçe’den “Menekşeler” gönderelim istedik.
BU İŞ BİTMİŞTİR
Sakaryaspor küme düştü…
Bunun üzüntüsü yetmiyormuş gibi, giderayak başını belaya sokacak bir olayla sarsılır oldu…
Futbol Federasyonu’nun böyle sevimsiz konulara yaklaşımı acımasız…
Söylenen ya da yazılanların ne derece ciddi olduğu tartışma konusu…
Ortaya atılan iddiaları gazeteci olarak “Olmaz böyle şey” deyip halının altına süpürmek mümkün değil…
Dileriz ve ümit ederiz ki, bu prim olayının iç yüzü yetkililerce anlatılır, kamuoyu bilgilendirilir ve konu kapanır…
Sakaryaspor hangi ligde olursa olsun ülkenin en temiz, en şaibesiz futbol takımlarından biridir…
Bu açıdan sicili temiz ve lekesizdir.
Kimsenin bu temizliği kirletmeye ne hakkı, ne yetkisi, ne de gücü var…
O nedenle deriz ki bu konuda herkes üzerine düşen görevi yapsın ve bitsin bu sevimsizlik…
Sakaryaspor’u, üzerinden ticaret yapmaya kalkanlardan Allah korusun ve kurtarsın…
Kulüp başkanlığını yürüten Metin Doğrucan iyi niyetli ve bu işi yürekten yapan biri…
Böyle olduğunu, yaptığı özeleştirilerle ortaya koyuyor.
Bir gazeteciye karşı yapılan sevimsiz ve haksız tribün şovunu içine sindiremediğini ve bundan üzüntü duyduğunu, bu nedenle özür dilediğini belirtmesi yanında, yeşil siyahlı renkler için üstünü çıkarıp taraftarların arasına karışmasının hata olduğunu kabul etmesi de gösteriyor ki, Metin Doğrucan tam anlamıyla bir Sakaryaspor sevdalısıdır…
Çaresiz ve kimsesiz kalmış koca bir profesyonel takımın yükünü sırtlanma cesareti, onu bir farklı başkan olarak geçiriyor Sakaryaspor tarihine…
Daha fazla yıpranmadan ve dahi yorulup ezilmeden, takımı güçlü bir yönetime devretmesi, onun için şans olacaktır…
Edindiği başkanlık tecrübesi Metin Doğrucan ve temsil ettiği taraftan grubu adına önemli bir kazanç oldu.
Tribünden bakmakla, sahaya inip görev yapmak arasındaki farkı, bizzat sorumluluk üstlenerek yaşayıp gördü…
Bu nedenle taraftarlara vereceği çok ama çok derin mesajlar olacak sanırım bundan böyle…
Bu duygularla, son olaylar hakkında aldığı karar ve çarpıcı sözleri ile de dikkatleri çeken Başkan Doğrucan ve arkadaşlarına, gösterdikleri fedâkarlıklar adına, Bizim Bahçe’den “Orkideler” gönderelim istedik…
Deprem sonrası Serdivan'a ve Yenikent'e kayan konutlaşma artık Kazımpaşa'ya doğru yol alırken, girişimciler de yatırımlarını bu beldemize yapmaya başladı. 
Serdivan'da büyüyüp yetişen daha sonra iş hayatlarına İstanbul'da devam eden Baş Ailesi de Sakarya'yı unutmayarak harika bir Sosyal tesis kazandırmışlar Kazımpaşa'ya…
Rahmetli babalarının ismini verdikleri Arif Bey Tesisleri modern görünüşü yanında ilimizdeki bir eksikliği de kapatacak konumda dizayn edilmiş.
Yaklaşık bin kişinin kapalı alanda çeşitli organizasyonlarda bir araya gelebileceği tesis, merkezden 7 km uzaklıkta...
Böylesi güzel bir yatırımı Kazımpaşa'ya kazandıran Baş Ailesi'ne hayırlı işler dileğiyle Bizim Bahçe'den “Laleler” gönderelim istedik...