Doğduğum ilin adı Niğde…

İlçesi ise ülkenin dört bir yanına halı ve kilim satıcılığını götüren esnafın yetiştiği, önce köy, sonra kasaba olan Koyunlu…

Halkının hemen hepsinin ortak özelliği, bu doğrultudaki çalışkanlığıdır…

Bir zamanlar Ortadoğu’nun en büyük iplik fabrikası iken, şu sıralarda gerek ülke içinde gerekse yurt dışında beğenilen Koyunlu halılarının dokunduğu Birleşik Koyunlular (BİRKO) Halı ve İplik Fabrikası’nın faaliyet gösterdiği Bor ilçesinin sınırındaki dev fabrikasıyla tanınır…

1945 ve 1970 tarihleri arasında Niğde merkezden Ankara’ya haftanın belirli günlerinde sefer yapan Niğde İnan otobüsleri vardı…

Zamanın koşullarına göre lüks sayılan, burunlu, 50-60 kişilik otobüslerle seyahat ederdi halk…

Sabahın seherinde yola koyulan otobüs, akşamın alacakaranlığında, yani güneşin battığı bir Ankara akşamında başkente ulaşırdı ancak…

Yani yolculuk öylesine yorucu ve uzun sürerdi…

Bütün bunları, neredeyse bir asır sonrasında Yeni Sakarya sütunlarında gündeme taşımamdaki sebep, bir önemli yatırım sonrasında duyduğum heyecandan kaynaklanıyor…

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizde ilk kez “akıllı yol” adı altında hizmete soktuğu Ankara-Niğde arası otoyol beni böyle heyecanlandırdı…

Buna göre yol, bir zamanlar gün boyu süren yolculuğu iki saat gibi inanılmaz kısa bir zaman diliminde yapılır hale getiriyor…

Hani böyle yatırımlar sonrası söylenmesi adet haline gelen bir söz vardır ya;

“Türkiye nereden, nereye geldi.”

O dönem denilseydi ki “Ankara-Niğde arası, gün gelecek iki saate inecek” diye…

“Bu adam kafayı yemiş, böyle bir şey olabilir mi, ancak bir mucize gerekir” şeklinde bir cevap alınırdı herhalde…

Zaman bir rüzgar misali geçip gitti ve işte o bir zamanlar mucize sayılan yatırım gerçekleşti…

Niğde toprağının tozunda harman kaldırıp bağ bozup, çocukluk dönemlerinden bugüne gelen, Sakaryalı diye tanınan bir kişi olarak, Başkent-Niğde arasındaki mesafeyi iki saate indiren devlete sevgi-saygı duymayıp da ne yapmam gerekirdi…

Evet…

Sadece karayolunda değil, hemen her konuda gelişen ve genişleyen güçlü bir devlet haline gelip, azılı muhalefete rağmen yoluna emin adımlarla devam eden Türkiye, özellikle günümüzde haklı ve anlamlı bir şekilde, ecdadın elinden haksız uygulamalarla koparılmış topraklarda ve denizlerde hak arayışına çıkmışsa, orada durup bir lahza da olsa düşünmek ve devletinin yanında olmak istemez mi insan!

İstense de istenmese de kader ülkemizi işte böyle kutlu bir geleceğe doğru itiyor adeta…

Dünyanın gözü, bu nedenle üzerimizde olsa gerek…

Yıllardır gözyaşı döken, ezilen, mağdur edilen insanlar topluluğu haline gelen mazlum halkların da ayağa kalkacağı günler, haftalar, aylar arifesindeyiz…

Yeter ki buna inanılsın ve gölge edilmesin…

Bu kutlu bir yola koyulan kahraman askerlerimize yürekten kolaylıklar dilerken beklenen o günün bir an önce gelmesi adına , emeği geçecek herkese ve her kesime başta Devlet Başkanı ve kahraman askerlerimize “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…