Esnafın perakende satış yaptığı, küçük zanaat sahiplerinin çalıştıkları yere dükkân denir. Şimdi ise farklı isimlerle anılsalar da neticede satış yapan tüm mekânların ortak adıdır. Dükkân sahipleri eğer Müslüman ise o dükkânın maneviyatıyla ilgili sorumluluklarını beraberce düşünmeli ve ortaya çıkarmalıyız. İslam ticareti övmüş ve teşvik etmiştir.

“Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir” hadisi şerifi müjde olarak yeter.

Hz. Ömer’in oğlu Abdullah diyor ki: Bir adam Peygamber’e (s.a) gelerek “Alışverişlerde ben aldatılıyorum!” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a), “Alışveriş yaparken “aldatmaca yok de!” buyurdu. Artık adam hep onu söylerdi.

Hz. Ömer şöyle der: “Öyle bir kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın ki, konuştuğunda yalan söyler ve kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder!”

Sözü uzatmadan konuyu kısaca yazacak olursak:

Müslüman esnaf ve tüccar satış yaptığı mal ve ürünü helal ve meşru olmalıdır.

Helal malına hile ve haram karıştırmamalıdır.

Ürünlerin reklamları doğru ve İslam ahlakına uygun olmalıdır. Özellikle kadını metalaştıran çıplaklık ve benzeri tavırlardan vaz geçilmelidir.

Kurumunda çalıştırdığı insanların İslam ahlak ve tesettür kurallarına uygun olmalarını temin ve teşvik etmelidir. Teberrüc denen açık saçıklıktan kaçınılmalıdır.

Çalışanlarının başta namaz ve oruç gibi ibadetlerini yerine getirmelerinden sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Asla engel çıkarmamalıdır.

Bay ve bayan çalışanların olduğu yerlerde personel arasında mahremiyeti zedeleyecek uygulama ve mecburiyetlerden kaçınılmalıdır.

Vitrinlerinde genel ahlaka aykırı teşhirlerden kaçınılmalıdır.

Özellikle AVM gibi büyük alış veriş merkezlerinde Cuma namazı için dükkânları kapatmak isteyenlere yasak koyarak zorluk çıkarılmamalıdır.

İş yerlerinde ki açık olan TV ve müzik gibi şeylerin toplumu ifsat eden yayınlar olmaması gerekir.

Dükkânların önlerine ürünleri çıkararak yolların ve kaldırımların geçişine engel olmamalıdır. Yola geçişlere engel olmak iman zafiyeti olduğunu bilmelidir.

Dükkân önlerine masa ve sandalyelerin çıkarılarak oturma meclisi oluşturulmamalıdır.

Camiye, okula komşu olan işletmeler ise cami ve namazın hürmetini ve gençlerin durumunu göz önünde bulundurarak davranmalıdır.

Çöplerini pazarcıdan dükkân sahibine kadar hiç kimse yollara dökmemeli koku ve kirlilik sebebi olmamalıdır. Özellikle belediyeler Pazar yerlerine taşınabilir “taşımalık” koyarak esnafın akşam olunca çöplerini onun içine koymalarına öncülük etmelidir.

Özellikle kasapların olduğu yerler de evcil hayvanların birikmesine engel olunmalıdır.

Komşu esnafı birbirlerinin maddi ve manevi haklarını koruma gayretinde olmalıdır.

Ticaretin bereketi ürün, mal ve insan haklarını İslami anlamda riayet etmekten geçmektedir.

Allah işleriniz de bereket lütfetsin. Afet ve zararlardan korusun.